Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Her yönden dikkatli olunuz, teyakkuz uykuda, tanıdık bir manzara şüphe uyandırmaz. Gizli lan görünür olanın kalbindedir, görünmezde değil. Hiçbir şey apaçık ortada görünenden daha gizli değildir. - 36 Savaş Hilesi kitabı
Asla içinde güzellik barındırmayan bir hareketin olmasın… Sığ davranışların çirkinliği içinde yaşamaktan dolayı, fazlasıyla acı çekiliyor. - Jean Genet
Reklam
Sevdiklerim güvende olduktan sonra, gerisi boş: Bir çatı katı, bir döşek, bir samandan sandalye, bir masa, yazacak kağıt ve kalem, bana yeter. Victor Hugo-Küçük Napoleon
…Delfi kahinlerinin defne yaprağı çiğneyerek kehanette bulundukları sıklıkla unutuluyor. Az önce bir defne yaprağı yedim. Umarım cümlelerime yansır.
♧~°•Hazan
♧•°~ Tüm yaşantım boyunca neşeli bir hayat yaşamaya alışmış hiçbir şeyi kafama takmak zorunda kalmamış hayattan tek beklentisi iyi bir üniversite okumak olan genç bir kızken tüm hayatımın bambaşka bir yöne doğru yol alması demek "Sadece Romanlarda Olur"adlı bir altyazı ile benim başıma gelmesi oldukça ironikti....
Sayfa 19 - MemphisKitabı okudu
Gözlerinin önüne görüntüler gelene dek yumruklarını gözbebeklerine bastırıyor, renk derecesi yüksek parlak bir beyazlık içinde. Otuz dokuz yaşında bir kadın, Sayda kentinin öğle sıcağında öldürülüyor. Güneş öyle yüksekte ki kadın düşerken gölgesini bile bırakmıyor yere. Resim sarı. Kadının adı. Altyazı eksik. Böyle bir yüz, yüz değil artık, açık bir mezara eğilmiş.
Reklam
"Hayat altyazılı titrek reklam gibi... Hani vardır ya öyle reklamlar. Görüntüye ve seslendirmeye bakarsan, sana çok iyi bir ürün ya da hizmet sunuyormuş gibidir. Ama alttan hızlıca akıp giden yazılarda, hiç de öyle olmadığı yazar. O yazılar genellikle titretilerek kaydırıldığı için hiçbirimiz okuyamayız. Zaten okumayalım diyedir o titremeler, o hız... Reklamda sunulan avantajın aslında neden Bir deterjan olduğunu sorguladığımızda, 'ama biz altyazı'da bunu belirtmiştik' derler. Hayatta böyle işte... Hem o yazıyı okutmaz bize, hem de okuyamadığımız o yazıyla atar sorumluluğu üzerinden.
Delirdiğim altyazı şimdi aynalarda Vazgeçtim sonunda hep tura gelen uğur paramdan Yazık, hiçbir şair bir çiy tanesi kadar bile sızamadı kâğıda Kayıp şiirlerim gül resimleridir şimdi Yazık, bir son mektup bile bırakmadan gitti Zeyniler Köyü’nde Çalıkuşu şimdi zaman.
Sayfa 62 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Sessiz Filmlerin Yönetmene Mirası
Diyalogla anlatma zorunluluğunuz, görüntü ve oyunculukla anlatma zorunluluğunuzdan fazla değildir. Ne kadar az anlatırsanız, o kadar çok izleyiciye "vay be!" dedirtirsiniz. "Burada neler oluyor? Peki sonra ne olacak?" Öyküyü görüntülerle anlatıyorsanız, diyalog, dondurma üstündeki küçük çikolata kırıntılarına benzer. Olan bitenin üstüne atılmış ciladır. Öyküyü çekimler taşır. Aslında iyi bir filmde diyalog olmaz. Bu nedenle her zaman sessiz film yapmaya çalışmalısınız (Charlie Chaplin'in de savunusu bu yöndedir). Yoksa Amerikan film endüstrisinin başına gelen, sizin de başınıza gelir. Çekim listesi hazırlamak yerine, öğrenciyi ayağa kaldırır ve ona "Bu Mr. Smith değil mi? Sanırım ona kararını değiştirteceğim" dedirtirsiniz. Ses, sinemada kullanılmaya başladıktan sonra Amerikan filmlerinde yapılan budur ve o zamandan bu yana Amerikan filmleri beter olmuştur. Öykünüzü çekimlerle anlatmalısınız, çünkü böylece gerek duyulup da en beğendiğiniz diyalog çıkarıldığında -gerçekten de, film seslendirilirken ya da filme altyazı eklenirken bu olabilir- güzel bir film hemen hiç zarar görmeyecektir.
+ İyi miydi araları? İyi geçinirler miydi yani ? - Ha evet tabii. Tabii gayet iyi.. Neden ? + Bilmem öylesine sordum. - Ufak tefek sorunları varmış gerçi ama yani her ailede olabilecek türden şeyler. Sadece bir gün kocasını başka bir kadınla yakalamış ama olayı büyütmemişler ; hemen affetmiş kadın. + KADINLAR BÖYLE ŞEYLERİ KOLAY KOLAY AFFETMEZLER SAVCI BEY.
Reklam
"Ya Doktor, bir insan bir başkasını cezalandırmak için hakkaten kendini öldürebilir mi ? Olabilir mi böyle bir şey ya, he?" … + Zaten intiharların çoğu başka birini cezalandırmak için yapılmıyor mu, Savcı Bey ? #Bir Zamanlar Anadolu'da / Nuri Bilge Ceylan
ve ben olmayan bir şeyi sahiplenmeyi öğreniyorum... selam vermiyorsun, içimden yabancı altyazı geçiyor, Ankara, herkesin dediği gri rengine bürünüyor.
Bu şarkıyı ilk duyduğumda on üç yaşındaydım. Öyle sıradan, alelade şekilde de işitmedim. Bu şarkıyla tanışma hikâyem hep kekremsi bir tat olarak dilime gelir, anlatmaya kalktıkça. Klasik bir müteahhit işi olan, bitmek bilmeyen uzun ve bol tıkırtılı bir inşaat sürecinden sonra nihayet tamamlanabilen dört ayrı daireye sahip evin ikinci alıcıları
Dâhiler nasıl öğrenir:
''Grubun Amerikalı televizyon programcısı Ellen DeGeneres'in ünlü programı The Ellen Show'a konuk olarak katıldığı bölümü izledim. Programın başında grup üyelerinden kendilerini tanıtmalarını isteyen DeGeneres, kendisini grup lideri olarak tanıtan RM'in İngilizcesinden öyle etkileniyor ki RM'e İngilizcesinin nasıl bu kadar iyi olduğunu soruyor. RM'in bu soruya verdiği cevap özellikle yabancı dil öğrenmek isteyen ve yaşları 15 ila 30 arasında değişen bireylerin en çok merak ettiği konuların başında geliyor. Bu soruyu kendi İngilizce öğretmeninin Friends isimli dizi olduğunu söyleyerek cevaplayan RM, çocukluğunda Koreli ailelerin çocuklarının Friends dizisini izlemelerini çok istediğini ekliyor. Kendi annesinin de bu dizinin tüm sezonlarının DVD'lerini alıp eve getirdiğini ve kendisinin hepsini defalarca izleyerek İngilizcesini geliştirme konusunda en önemli adımı attığını belirtiyor. Bu süreçte herhangi bir İngilizce altyapısına sahip olmadığı için tüm bölümleri ilk olarak Korece altyazılı, ardından İngilizce altyazılı ve son olarak da altyazı olmadan orijinal dilinde izlemenin kendisine yabancı dil anlamında büyük katkılar sunduğuna değiniyor.''
Sayfa 184 - Bilim ve Gelecek Kitaplığı, 50 Soruda Kitap Dizisi, İkinci Baskı
309 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.