Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“İşte en kötüsü de bu ya! Hayat, doğru cevapları olmayan bir sınav. Her şeyi en baştan yeniden yaşama şansım olsaydı yine aynı şeyleri yapar, aynı yanlışları tekrarlardım. Geçen gün tam da bir romana konu olacak bir hikâye geldi aklıma. Keşke yazabilsem! Şunu bir düşünün: Tatmin olmadığı bir yaşam süren orta yaşlı bir adamın karşısına bir cin çıkıverir ve ona yeniden başlama fırsatı verir; üstelik bir önceki yaşamında yaptıklarını olduğu gibi hatırlayabilecektir de. Tabii, adam bu fırsatın üstüne atlar. Ama sonunda şaşkınlık ve korkuyla fark eder ki eski yaşamının tıpkısını yaşamaktadır; aynı seçimleri yapmakta, aynı yanlışları tekrarlamakta ve aynı sahte hedeflere ve Tanrılara sarılmaktadır.”
Bir düşünürü umutsuzluğa düşürebilecek şeylerden biri de, mantıkdışı olanın insanlar için gerekli olduğu ve mantıkdışı olandan birçok iyinin doğduğu bilgisidir. Mantıkdışı olan, tutkularda, dilde, sanatta, dinde ve genel olarak yaşama değer kazandıran her şeyde öyle sağlam bir biçimde yerleşiktir ki, bu güzel şeylere iflah olmaz bir biçimde zarar vermeden onlardan çekip almak mümkün değildir onu. İnsan doğasının salt mantıksal bir doğaya dönüştürülebileceğine inanabilenler, pek naif insanlardır yalnızca; ama bu hedefe yaklaşınanın dereceleri olsaydı, bu yolda neler neler yitirilmeyecekti ki! En akıllı insan bile zaman zaman yeniden doğaya, yani t ü m ş e y I e r k a r ş ı s ı n d a k i m a n t ı k d ı ş ı t e m e l t u t u m u n a ihtiyaç duyar.
Sayfa 32
Reklam
Özledik seni, özledik D-8' lerini.
Garplıların tarihine bakın. Hitler, Stalin, Yüzyıl Harpleri, Otuz Yıl Harpleri, Engizisyonlar, Endülüs... Aman ya Rabbi! Size bir şey söyleyeyim mi, eğer bizim tarihimiz batılılarda; batılıların tarihi de bizde olsaydı bizi konuşturmazlardı. Susun derlerdi. Bu tarih ile nasıl konuşuyorlar, hak ve özgürlüklerden söz ediyorlar? Bizim tarihimiz batı medeniyetiyle mukayese edilemez. İnsanları medeniyeti öğreten, insanlığı öğreten, ilimleri öğreten bizim medeniyetimizi bırakacaksın ve AB'ye, Hristiyan Birliği'ne gireceksin. Ey AB'ci partiler, nereye gidiyorsunuz nereye? Neyi bırakıp nereye gidiyorsunuz? Oturun akşama kadar bir düşünün be! Biz ne yapıyoruz, biz kimiz, biz neyiz? Onun için medeniyetimizi Avrupa medeniyetinden küçük görmek, en büyük hatadır ve bunlar insanlığa ve milletimize hizmet edemezler.
TBMM Kürsüsünden Atsız'a Hücum: 1962 Mart'ında CHP milletvekili Osman Sabri Adal'ın TBMM kürsüsünden Atsız'a hücum etmesi bazı gazetelerde yer aldığı gibi Millî Yol'da da genişçe yer alır. Konu Tedbirler Kanunu'dur. Başbakan İsmet İnönü ile meclisteki partilerin genel başkanları Adalet ve Anayasa Komisyonu'na bir
Haha erkek kardeş sorunsalı :D
Fakat o ablam olacak "pirana"nın yüreği zehirliydi. Kendini bir şey sanıyor, çöp bacaklı, soluk benizli, leyleğin teki. İçimden avaz avaz haykırıyordum : İhtiyar baykuş ! Cadı ! Huysuz ! Geçimsiz ! Bari Dolores'teki güzelliğin binde biri onda olsaydı. Ütü tahtasından farksız fiziği ile kıskançlıktan çatlıyordu.
Hiçbir olay ne iyi ne de kötüdür yalnızca bir fırsattır bunları önceden öğrenmiş olsaydın bu yaşadığın durumu aydınlık bir olaya dönüştürebilirdin. Kendini tanıma cesaretin olsaydı. Oluş düzeyimiz yaşamımızı kendine çeker
Sayfa 45 - Sinedie yayınlarıKitabı okudu
Reklam
bence de
Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman,bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız,o kitap bence gerçekten iyidir.
“İşte en kötüsü de bu ya! Hayat, doğru cevapları olmayan bir sınav. Her şeyi en baştan yeniden yaşama şansım olsaydı yine aynı şeyleri yapar, aynı yanlışları tekrarlardım.
Sayfa 269 - Ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
İşte en kötüsü de bu ya! Hayat doğru cevapları olmayan bir sınav. Her şeyi en baştan yeniden yaşama şansım olsaydı yine aynı şeyleri yapar, aynı yanlışları tekrarlardım.
Sayfa 266 - Ayrıntı Yayınları
Dolores Prımero/ Cantalicio Galante Aşk'ı.
KAÇIŞ SANATININ HİKÂYESİ Bak, Primero. Söyle, Segunda. Kadın ona dürbünü uzattı. Gözetleme yerinin yukarısından Tu- cuman'ın efendisi, uçsuz bucaksız kızıl toprakta kaybolmuşa benzeyen kıvıl kıvıl bir böceği seçti. Böcek gittikçe büyüyordu, dürbün bunun ta- lihsizliğine talihsizlik katarak gelen bir adamcağız olduğunu ayırt etmek- te
Sayfa 193
536 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.