Aşk bu şekilde, zihinde müthiş jeolojik kabarmalara yol açar. (...) daha bir kaç gün öncesine kadar, yerden yükselen tek bir düşüncenin görülmediği dümdüz bir ovaya benzeyen zihninde, birden bire taş kadar sert sıradağlar yükselivermişti; üstelik bu dağlar öyle yontulmuşti ki, sanki bir heykeltıraş mermeri taşıyacağına olduğu yerde biçimlendirmişti :öfke, kıskançlık, merak, arzu, nefret, ızdırap, gurur, korku ve aşk dev gruplar halinde dikilmekteydiler.