Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Payı yok, apansız inen akşamdan, Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene, Seni anlatabilsem seni... Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini...
Ahmed Arif
Ahmed Arif
Kuşları ürkütülmüş bir dal gibiydin, öylesine mahzun efkâr da yakışırdı sana, ilk kadeh kekik kokardı.
Reklam
Bakın ne güzel demiş Bir Acem şairi "Kırılan kadeh olsun "Beklenen sevgili"
Bir Sevgi Türküsü
Son geleni bekler gibi seni beklemek. Bir yudum alır gibi bir kadeh buzlu rakıdan. Çocuk annesine güvenir gibi. Sonu belirsiz bir yolculuğa çıkar gibi. Hiçbir şey olmuyormuş gibi sevmek seni.
Afşar Timuçin
Afşar Timuçin
Odada bir an tek başıma kaldım. Masanın üzerindeki karışıklık, yemek artıkları, döşemede kırık bir kadeh, dökülmüş şampanya, sigara izmaritleri arasında, başımda bir ağırlık, boşluk, kalbimde dayanılmaz bir acı ve nihayet her şeyi görmüş, duymuş, gözlerimin içine merakla bakan bir garson...
Reklam
117 syf.
·
Puan vermedi
DİPÇE : İranlı şair, filozof, matematikçi ve astronom Ömer Hayyam 18 Mayıs 1048-  4 Aralık 1131 yılında yılları arasında Nişabur'da yaşamıştır. Yaşamına dair birçok ilgi çekici ve farklı bilgi  aktarılmış, bunların bazıları söylence olarak kalmıştır. Aynı durum hayat felsefesi ve rubaileri için de söz konusudur kendisine aitmiş gibi gösterilen
Hayyam'ın Teraneleri
Hayyam'ın TeraneleriSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 2016436 okunma
Kramer Palas Oteli
. Otel yabancı ve yerli Hristiyanlarla dolu idi. Sonradan bize anlattıklarına göre Mustafa Kemal de şehre girince bu otele uğramış. Ne sırması, ne de önünde arkasında koşuşan generalleri ve subayları var. Dolu salona girmek isteyince, garson yer olmadığını söylemiş. Fakat müşterilerden biri tanıyıp da: - Mustafa Kemal... Mustafa Kemal... diye bağırınca, kalabalık birbirine girer. İhtimal hepsi dağılacaklar. Mustafa Kemal kimsenin rahatsız olmamasını rica eder ve yanındakilerle bir masaya oturur. Garson mudur, otel müdürü müdür, artık kim önce koşup gelmişse birer kadeh içki istediklerini söyler ve sorar: - Kral Kostantin hiç bu otele gelip de bir kadeh rakı içti mi? - Hayır paşa efendimiz! - Öyle ise neden İzmir'i almak istemiş? der ve İzmir'e girişinin ilk zevkli saatlerinden birini o masada geçirir. .
Sayfa 402Kitabı okudu
Ah, sevgilim, ah canımın içi, seninle karşı karşıya, senin odanda ve senin masanda bir kadeh, bir kadehcik rakıyı sahiden içebilmek için neler vermezdim?..
gözler kapalı, kulaklık takılı, hayaller açık... Z kuşağı mood :))
youtu.be/-sWnEWpS_fA Bu parçayı her dinlediğimde tanımadığım birine aşık oluyorum. Ve o bir başkasını seviyor. Sevdiği kız çok güzel, duyguları karşılıklı. Önlerinde hiçbir engel yok. Mutlu bir başlangıç için hazırlanıyorlar. Huzurlu bir hayata zemin kuruyorlar, içinde hiç yer alamayacağım bir hayata. Bana kalan da bu parçayı dinleyip kendim için kadeh kaldırmak oluyor sanki. Ne muazzam bir senfoni...
Reklam
Kalk, iki gözüm, iskeleye geldik. Günün birinde ya çıldıracağız, ya dünyaya hakim olacağız. Şimdilik bir rakı parası bulmaya çalışalım ve parlak istikbalimizin şerefine birkaç kadeh içelim.
Kadın ve Şeref
Olay Antalya'da geçer: Denize giren küçük bir çocuk boğulma tehlikesi geçirir. Imdat .. seslerini sahilde bulunan birkaç kişi duyar. İçlerinden biri kıyıdan epeyce uzaklaşmış çocuğu kurtarmak için denize atlar. Bir süre sonra çocugu kurtarıp sahile döner. Kurtarıcı Kanadalı turist kadın, ülkesinde bir yüzme şampiyonudur. Çocuğun ailesi büyük bir mutluluk içinde kadının şerefine akşam yemek verir. Yemeğin şeref konuğu Kanadalı kadın için içki kadehleri kaldınlır ve hep bir ağızdan "Erkek gibi kadının şerefine“ denilerek içkiler yudumlanır. Tercümanın ağzından bunu dinleyen kadın çok hoşlanır ve hemen kadehini kaldırıp karşılık verir. 'Kadın gibi erkeklerin şerefine“ Masada buz gibi bir hava eser. Kanadalı kadın bu dumrumun sebebini sorar hayretle. Tercüman açıklar: “Bizim ülkemizde erkeklik bir üstünlüktür. Oysa kadınlık tam aksidir. Hakaret olarak kabul edildi sözümüz, O yüzden kadeh kaldırmadı. Bu kez Kanadalı kadın kadehini kaldırır ve "İnsan günü insanların şerefine " der.
Sayfa 61 - Emilli Yayınları
"Çok eski bir fıkra var biliyor musun? Bir ayyaş, her zaman iki kadehle içiyormuş. Bir kadeh kendinin diğeri de güya dostunun. Karısı onu kınamaya başlayınca tek kadeh ile içmeye başlamış. Karısına demiş ki 'Ben artık içkiyi bıraktım. Bu içen arkadaşımdır.'"
Sayfa 298 - Ketebe Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2023, İstanbul.Kitabı okudu
Hasretinden Prangalar Eskittim
Seni, bağırabilsem seni, Dipsiz kuyulara, Akan yıldıza, Bir kibrit çöpüne varana, Okyanusun en ıssız dalgasına Düşmüş bir kibrit çöpüne. Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, Yitirmiş öpücükleri, Payı yok, apansız inen akşamdan, Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene, Seni, anlatabilsem seni... Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini...
Sayfa 90 - Metis Yayınları
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, Yitirmiş öpücükleri, Payı yok, apansız inen akşamdan, Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene, Seni, anlatabilsem seni... Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini...
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.