Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kalıt
Acım, beni bir gün, beni bir gün boğabilir Kalırsa bir çığlık benden kardeşler Koruyun, saklayın onu ne olur. Her insanın kendince bir tarihi vardı Bir seyir defteri, ağaca ahlan çentik belki Hani bir gün dönülür de bir şeyler anımsanır. Kimsesizim, dalsızım, duraksızım şimdi Yaşamla aramda çözülmedik ne kaldı? Bütün köprüler ahlmış, yollar
Kalbimizin derinliklerinde kendimizden bile sakladığımız anılar taşıyoruz hepimiz. Tozlu bir rafa kaldırınca o defter kapandı sanıyoruz. Yeri geliyor pişmanlık oluyor adı, yeri geliyor özlem ya da birine karşı duyulan derin bir sitem... Çünkü insan, sadece canını acıtan şeyleri gizlemek ister kendinden bile. Kaçamaz, kurtulamaz, ne yaparsa yapsın unutamaz. Benim de vardı kimselere bahsedemediğim anılarım. Yüreğime gömünce öldüğünü sandığım acılarım.. Ama ne var ki kalbe gömmek unutmak değilmiş meğer. Yok gibi davranmak yaşananları silip atmıyormuş insanın ömründen. Bir insan kendi hatıralarından ne zamana kadar kaçabilir ki? Asla... Kaçmak yerine kabulenmeyi öğrendim zamanla. Hayatta her şeyin mümkün olduğunu öğrendiğimde başladım kendimi sevmeye. Zaten kendini sevmediğin sürece bunu anlamayı başaramıyorsun. Meğer ne çok haksızlık etmişim kendime, ne çok kırmışım kendimi, yıpratmışım kalbimi yok yere. Hayatımdan çekip gidenlere boşu boşuna üzülüp durmuşum. Yeri gelince aşk da bitermiş,boşuna üzülüp durmuşum. Yeri gelince aşk da bitermiş, sevgi de dostluk da. Başka bir yere ait olmaya çalışınca olamıyormuşsun. Hani taş yerinde ağırmış ya, öyle işte. Herkes ait olduğu yere gitsin, artık kimseyi kayıptan saymıyorum. Kendime sadece kendim lazımım.
Reklam
Kedi Sevmeyenler Bir Gün İlla Ki Sevecek :))
İlgilendiğim kedilerden en çok sevdiğim ve benimsediğim ilk kedi. Bir kediyi seveceğime de hiç ihtimal vermemiştim -genelde ya köpekler ya da kediler tercih edilir, ikisi nadirdir- ama nasıl yaptıysa bağladı kendine. Ve vakit geçirince onu farklı şekilde çekmek hem eğlenceli hem de zevkli gelmeye başladı. Böyle bir şey ilkten dense gülüp
Kalıt . . : Ahmet Erhan
Acım, beni bir gün boğabilir Kalırsa bir çığlık benden kardeşler Koruyun, saklayın onu ne olur. Her insanın kendince bir tarihi vardır Bir seyir defteri, ağaca atılan çentik belki Hani bir gün dönülür de bir şeyler anımsanır. Kimsesizim, dalsızım, duraksızım şimdi Yaşamla aramda çözülmedik ne kaldı? Bütün köprüler atılmış, yollar yokluğa
Günün hikayesi
---------İBRAHİM AMCA-------- Bir Yahudi çocuğun Türk bakkaldan hırsızlığı ile başlar hikaye… İbrahim Amca bir Türk. Fransa’da yaşıyor ve mütevazı bir bakkal dükkânı var, daha doğrusu küçük bir marketi... Ondan alışveriş yapan bir sürü site sakini var dükkânının çevresinde. Her milletten, her dinden, her renk ve ırktan pek çok insanlar… Bu
5.3.938
Nâzımcığım, Üzülme. Sen orada sıkıldıkça biz burada daha çok azap çekiyoruz. Bilirsin, benim güzel bir huyum vardır, her felaket karşısında taş kesilirim. Sen de öyle yap, üzülmekle, sıkılmakla, eline bir şey geçmez. Bizi düşünme, ben her işi düzeltirim. Çocuklarının başında ben varım. Yoksa bana itimadın yok mu.? Sıkılma. Sana kitap gönderdim,
Reklam
Konuşuyoruz işte..
Bazen kalbimin derinliklerinde kendimden bile sakladığım anıları taşıyorum.Tozlu bir rafa kaldırınca o defter kapandı sanıyorum. Yeri geliyor pişmanlık oluyor adı, yeri geliyor özlem ya da birine karşı duyulan derin bir sitem. Çünkü insan, sadece canını acıtan şeyleri gizlemek ister, kendinden bile. Kaçamaz, kurtulamaz, ne yaparsa yapsın unutamaz. Benim de vardı kimselere bahsedemediğim anılarım. Yüreğime gömünce öldüğünü sandığım acılarım. Ama ne var ki, kalbe gömmek unutmak değilmiş meğer. Yok gibi davranmak yaşananları silip atmıyormuş insanın ömründen. Bir insan kendi hatıralarından ne zamana kadar kaçabilir ki? Asla! Kaçmak yerine kabullenmeyi öğrendim zamanla. Hayatta her şeyin mümkün olduğunu öğrendiğimde kendimi sevmeye başladım. Zaten kendini sevmediğin sürece bunu anlamayı başaramıyormuşsun. Meğer ne çok haksızlık etmişim kendime, ne çok kırmışım kendimi, ne çok yıpratmışım kalbimi yok yere. Hayatımdan çekip gidenlere boşu boşuna üzülüp durmuşum. Yeri gelince aşk da bitermiş, sevgi de dostluk da. Başka bir yere ait olmaya çalışınca olamıyormuşsun. Hani taş yerinde ağırırmış ya, öyle işte. Herkes ait olduğu yere gitsin, ben artık kimseyi kayıptan saymıyorum…
Bir aleme indim yalnız, Yerde toprak, gökte yıldız. Bir yan susuz bir yan deniz. semiramis pekkan şarkısı. . böyle geçmesin sevgilim. Sevgilim dediysem lafta . hani salata gibi . ortada ..önce o gelir... esas yemeği beklenir..gerçekte gönül verdiğin birisi değilim. benimki sende de senin gözün esas çocukta. etlilerde züppelerde. Hani bana gönül vermeyince ben efendi çocuk yerine mi koyacağım kendimi. vallahi değil. değilim. Sen bana sen iyi birisin dersin ama benim içimi bilsen seninle ilgili ne fena şeyler geçer. birisini bile gerçekleştirememiş olmam tamamen benim iç kapanıklığım uysallığım korkaklığım sonucu. böyle yazarsam beni seveceğin hiç olmaz. dön önüne oğlum diyorum kendime dersine bak. işin gücün yok mu. bir tek o mu okulun en güzel kızı. Senin gözün defter kitap görsün. Kız büyüyünce gidecek. Kız gidince büyüyecek. önce o kendini kurtaracak seni çıkaramayacak. hadi bir sebepten dikkatini çektin umursadı seni merakını yenik düşüp tanımaya çalıştı. ne diyeceksin ona. ha bir turistik eşyaya bakar gibi baktı sana. sorular sordu oynadı durdu seninle. Sonra almaktan vazgeçerse Ne diyeceksin. Sevilen adam bırakılmaz mı oynanan oyun bırakılmaz mı numaradan aşk bile gerçek sayılır mı Kuralları koymak için çok geç değil mi Hem o kural tanıyacak biri mi. Soner arıca dinleyip dinleyip bu işe olur yollar aramamalı. Efendi efendi sifonu çekeceksin. boktan hayatından biri daha kurtardı kendini. Ne diyeceksin.
23 Temmuz-7 Ağustos 1919 arasında toplanan Erzurum Kongresinin bittiği gece Mustafa Kemal Paşa iki arkadaşı ile birlikte geç vakitlere kadar yaptığı söyleşinin ardından Mazhar'ı çağırır. -"Mazhar not defterin yanında mı?" -"Hayır Paşam." -"Zahmet olacak ama al da gel." Nerede ise sabah olacaktı. Fakat O'nun
İttihat, Osmanlıda oğlancılık, Rabıta, 28Şubat, Apollo, Yunan...
_İttihat Terakki Cemiyeti_ _Mustafa Kemal Paşa, Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Fethi Okyar, Halil Kut, Mehmet Akif Ersoy, Fahrettin Paşa, Enver Paşa, Cemâl Paşa, Talat Paşa, İsmet İnönü, Celal Bayar, Ali Fuat Cebesoy, Ali Çetinkaya, Ziya Gökalp, Hacı Bekir, Tevfik Rüştü Aras, Said Halim Paşa, Nuri Conker, Çerkez Ethem, Yunus Nadi… _1889 devletin
Reklam
IKanuni devri şairlerinden, çok sevdiği kedisi vefat edince onun için bir mersiye kaleme almış. Çıkdun elden n'edelüm ansızun eyvâh pisi Yandun ölüm odına derd ile nâ–gâh pisi Hasretâ şîr-i ecel buldı sana râh pisi N'edelüm âh pisi n'eyleyelüm âh pisi II Kanı ol bebr bakışlu kanı ol şîr-i zaman Kanı ol virmeyen aslan ile
R
26.08.2023 cumartesi gününden bahsedicem ancak müsait olup yazabildim bugun öğle saatlerinde uyandım ilk yaptığım şey telefonuma bakıp R den mesaj varmı diye baktım her sabah olduğu gibi yine aynı heyecan ile baktım bu ilk tanıştığımız günden beri benim heyecanımı hiç azaltmadı hani insanın ilk tanıştığı günler olur heyecanlı ve sürekli konusma
184 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.