Dostoyevski karakteri misin be Suat?
- Mümtaz sana bir hikaye mevzuu vereyim mi? Düşün bir kere, ben anlatayım da... Bir insan, faziletli bir insan, bir memur, bir hoca, istersen bir evliya tasavvur et!.. Öyle hazırla ki bütün değerler kendisinde mevcut bulunsun. Onlarla doğmuş olsun. Bir kere bile kendi içinde aksamamış bir adam hülasa... fakat mecburiyeti sevmiyor. Garip değil mi?
Sayfa 286 - ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: SUATKitabı okudu
432 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Patasanın yazdıkları anlattıkları bir kere daha gösterdi ki insan hangi yüzyıl da hangi ülkede olursa olsun hiç değişmemiş.Bunu bir kere daha fark etmek üzdü beni. Çok etkilendiğim bir kitap oldu ama Bi şeyler eksik kaldı sonunda. Keşke böyle bitmeseydi devam etseydi biraz daha en çok Esra ve Eşref in hikayesinin gidişatını öğrenmek mutlu ederdi beni şimdi aklımda hep onlar var. Kitabın sonlarına gelince hiç beklenmedik bir kişi katilmiş Ahmet Ümit ters köşe yaptı yine bize.keyifle okuduğum bir kitap oldu bir kere daha okumak isterim özellikle patasanın tabletlerini...
Patasana
PatasanaAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 201924,2bin okunma
Reklam
Ve denize nazır bir mezar taşı
Sen beni bir tut mesela,ben sana taş olurum.En iyisi ,bir deniz kenarında firlatıp at sen beni,dans ederken ölümü bulmuş gibi,iki kere sekeyim,üçüncüde düşeyim.Uykuya dalar gibi ineyim derinlere.Kumların içine gömülüp kalayım öyle.Bin taş olsun yanımda,benden hariç bin taş.Mezolitik çağdan neolitik çağa geçsin ister tekmili,ben kımıldamam ,yerimde ağırım Muazzez.Suyun dibine gelmesende olur,yüzünden geç bana yeter.Her dalgaya sen derim.Konuşanlar çok oluyor,gemidir derler,suya yağmur düşmüştür,bir balık oynamıştır,ona titremiştir su derler.Kabul etmem.Hiç mi kelebek etkisini duymadın biraderim,Muazzez camdan bakarken esnemiştir,onun nefesi perdeye değmiştir,perde pencereyi itmiştir,bir aralık olmuştur,ordan bir kuş geçmiştir,yel kanadına değmiştir,kuş uçup denize varmıştır,bir yudum su almıştır,orada deniz titrediyse demek,ben onu hissetmişimdir derim.
Kutunun içindekiyle hiç yolları kesişmemişti öndeki taşıyıcılardan cenaze acemisi olduğu uzaktan anlaşılan kot pantolonlu, kumral saçları uzun ve dağınık adamın. Camide kılınan namazdan sonra gömüt alanına götürülen cenazenin arkasındaki cemaatin bineceği minibüslerden biri bile dolmayınca, nedense kendini sorumlu tutmuştu bu terkedilmişlikten. Tanrı rızası için değildi, hayır, belli ki ölen kişi bir günahkârdı ve kendisi de günahkârdı muhtemelen, çünkü şimdiye değin tanrıyı memnun etmek için pek bir girişimde bulunmamıştı, zaten üç gün önce işten de atılmıştı ve içeride biriken aylıkları ödenmemişti ve karısını kasabasına yollamıştı önceden ve evde bulaşıklar birikmişti, kül tablasını bulamamış izmariti çay bardağına atmıştı. Bu yüzden, biraz ter kokmasına, kendini kirli hissetmesine rağmen belki bir iş ya da ne bileyim bir tanışıklık, bir fırsat yakalarım diye gelmiş girmişti cami avlusuna. Abdest falan almadan aceleyle namaza durmuştu. Ama hocanın çağrısıyla üç kere hakkını da helal etmişti mevtaya. Cemaat nedense çok azdı zaten. On kişiden biraz fazla. Bu ünlü cenazesi kaldırma camisi nadiren görmüştür bu zayıf cemaati. İşin kötüsü, bunların görünümü daha mümin kılıklı olanları belki çok önemli işleri olduğu için, belki de görevimizi yerine getirdik, bu kadarı yeter düşüncesiyle namazdan sonra parlak metalik boyalı otolarına, ciplerine binip, çekip gitmiştiler. Ölen kişiyi hayatlarında bir kez olsun öpüp koklayanlar şimdi çoktan göçmüş olsalar bile, çevredekilerin konuşmalarından ozan olduğu anlaşılan bu kişinin üç beş tane de olsa okuru, izleyeni, komşusu, ahbabı yok muydu?
Sayfa 46 - Törensiz Bir CenazeKitabı okudu
Gönül Zenginliğine Dair
Bir kere ruhca zengin olalım, evvela gönüllerimiz zengin olsun, öteki zenginlik kendiliğinden gelir.
Fakat Nuriye'nin ve hatta belki Nüzhet'in ismini bir kere olsun işitmedikleri Jül Sezar, ikisinin de şüphesiz ki duymamış oldukları vechile "Roma'da ikinci olmaktansa bir köyde birinci olmanın" tercihe layık bulunduğunu söylememiş miydi?
Sayfa 52 - Everest
Reklam
Hoşuma giden sözler
Hayatı bir kere olsun kendi için yaşamış olanlar kazanacak. İnsanlar ne der acaba demeden, özgür bir şekilde gülmeyi ve giyinmeyi başarabilenler kazanacak. Kalp kırmanın o ağır yükünü omuzlamamış, yüreği hep pozitif düşünce ile dolu insanlar kazanacak. İyi insanlar kazanacak.
224 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Merhaba arkadaşlar. Hepimize günaydın, hayırlı cumalar ve şimdiden iyi geçecek bir hafta sonu diliyorum. Kapanışı güzel ve nispeten kısa bir öykü seçkisiyle yapıyoruz. Bundan sonra nasipse öykünün üstadı diyebileceğimiz Halil Cibran kitaplarına geçeceğiz. Eski dönem beyaz kapaklı yayınlanan Can Yayınları gerçekten bitme noktasına gelmişti. Hem
Uzun Yaşam İksiri
Uzun Yaşam İksiriHonore de Balzac · Can Yayınları · 201652 okunma
Bir kere olsun, "Anneciğim" deyip sokulduğumu anımsamıyorum. Şimdi ona ilişkin en ufak, en önemsiz anılar bile içimi sızlatıyor.
724 syf.
1/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Ben ne okudum??!!
Kitabı çoğu kişinin yaptığı gibi ben de yarım bırakmıştım ama geçenlerde bir hırs yüklendi tamam dedim ne olursa olsun bitiricem bu kitabı. Nasıl bitirdim, ne okudum, ne kattı gerçekten hiçbir şey anlayamadan bitirdim kitabı. Nasıl bir iskenceydi bu? Kusura bakma Oğuz Atay ama bu nasıl bir kitaptır ne deli saçmasıdır? Bu edebiyat falan olamaz, bu kitap bir eserse gerçek eserlere hakarettir. Kitapta bir konudan başka konuya geçişler insanın dikkatini aşırı dağıtıyor. Bir kere bir konu bütünlüğü yok gecisler çok kötü atlaya atlaya en son nerde ne anlatiyor yakalayamiyorsunuz. Canım çıktı bağlantıları kavrıycam diye insana işkence etmek için yazılmış bir kitap sanki.Çok doluyum çünkü zaten kıymetli ve kısıtlı olan vaktimi böyle bir kitapla hiç ettim. Daha fazla gömmek istemiyorum ama hiç heves yapmayın merak ediyorsanız da etmeyin. Okumadiysaniz hiçbir kaybınız yok bu hataya düşmeyin!
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202062,2bin okunma
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.