- Emin olunuz. Fakat sizin pek kıskanç olduğunuzu söylüyorlar. Bu da beni korkutuyor.
- Ben meçhule karşı kıskancım. Benim bu hissim daima şüphe ile karışıktır. Tecessüsün kudurttuğu kıskançlık. Fakat düşmanımı bilirsem, ne kadar zayıf olursam, şiddetli bir mücadele hırsıyla yanarım ve kıskançlığımı unutarak mücadelenin mutlak ve mücerret heyecanı içinde yaşarım.
- Bazen de ben sizin bu hissinizi tahrik edecek surette hareket edersem?
- Sizden bu eski ve bayağı koketri oyunlarını ümit etmem. İnsiyaklarınızın kendiliklerinden yapabilecekleri bu ezelî cilvelere mâni olacak kadar kendi üstünüze katlanmış bir şuurunuz var. Avrupa’yı bilmiyorum, fakat bizim monden hayatımızda hâlâ bazı ince şekilleriyle devam eden bu oyunların adi riyaziyelerinden hoşlanmıyorum. Bence kadının münevver olması ve erkek seviyesine yaklaşması demek, her şeyden evvel bu iptidaî koketriden ayrılması demektir. Romantik devirlerde bu nevi cilvelere aşk mâni olurdu, şimdi de kültür.
Hem Hazret-i Musa aleyhisselâmın bir mu’cizesini beyan eden فَقُلْنَا اضْرِبْ بِعَصَاكَ الْحَجَرَ فَانْفَجَرَتْ مِنْهُ اثْنَتَا عَشْرَةَ عَيْنًا …اِلٰى اٰخِرِ Bu âyet işaret ediyor ki zemin tahtında gizli olan rahmet hazinelerinden basit âletlerle istifade edilebilir. Hattâ taş gibi bir sert yerde, bir asâ ile âb-ı hayat celbedilebilir. İşte şu
Ma'nevi körlükten kurtulup basiret sahibi olmak isteyen var mıdır?
Bir gün Resul-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, Ashabının bulunduğu yere giderek şöyle buyurdular:
"Ma'nevi körlükten kurtulup basiret sahibi olmak isteyen var mıdır? İyi biliniz ki; dünyaya heves edip uzun emeller peşinde koşanların emelleri nispetinde Allahü Te'ala kalplerini kör eder ve basiretlerini bağlar... Uzun emeller peşinde koşmayıp dünyadan yüz çevirenlere ise, Allahü Te'ala öğrenmeden ilim verir ve onları doğru yola hidayet eder. Agah olunuz! Sizden sonra öyle insanlar gelecek ki onlar dünyalığı ancak cebr ü şiddet kullanarak, adam öldürmek suretiyle tutacak,zenginliğe cimrilik ile sahip olacak ve serveti iftihar vesilesi yapacak; sevgiyi heva-yi nefsine uymakla sağlayacaktır. Sizden bu günlere erişip de servet sahibi olmaya muktedir olduğu halde fakirliğe sabredenler, heva-yi nefs yolu ile sevgi teminine muktedir iken, bunu yapmayıp husumete tahammül edenler; yine böyle gayri meşru yollardan ululuğa kudreti var iken, zillete tahammül edenler ve bunları yaparken yalnız Allah (c.c.) rızasını düşünenlere Allahü Te'ala sıddıklardan elli kişinin ecrini yazar."