1 Ağustos 1935 günü Sinan'ın Süleymaniye Camii'nin yanındaki mezarı Atatürk'ün direktifiyle Türk Tarih Kurumu'ndan bir heyetin huzurunda açılır. İskelet büyük oranda bozulmuştur (bazı gazetelerse sağlam çıktığını yazar). Kafatası yassı-geniş (brakisefal)çıkarsa 'Türk', uzun (dolikosefal) çıkarsa 'öteki'
Meryem, Profesör ve Cemal... Mutluluğu kaybettiği yerde aramayanlardan. İnsan insanın bazen zehrini alır profesörün dediği gibi... Ama bazende zehridir.. Meryem, başına gelen kötü olaylardan sonra ölümü beklerken nasıl hayata sımsıkı sarıldığının, Ege kıyılarında hayatının değiştiğinin satırlara alındığı, Sevgili Livaneli nin müthiş kalemi. Elimden bırakamayarak bir film seyreder gibi okuduğum harika bir roman! Tavsiye ederim okumanızı; ayrıca yazarımızın "kardeşimin hikayesi" adlı romanıda aynı keyifteydi. Kitapla kalın.....
MutlulukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202036,2bin okunma
3 Ağustos 1938 günü saat 11.00'de Dr. Bergmann ve Dr. Eppinger'le yapılan konsultasyonda Türk doktorlar da bulunur. iki yabancı profesörün muayenelerinden sonra Atatürk evvela Dr. Abravaya Marmaralı'yı sonra da Dr. Akil Muhtar Özden'i çağırarak kendini muayene ettirir. Atatürk bu hareketi ile Türk doktorlarını yüceltmek
Robert Jordan adındaki bir profesörün Amerika’da İspanyolca öğretirken İspanya iç savaşına katılıp cumhuriyetçilerle birlikte hareket etmesiyle başlayan öykü, Robert Jordan’ın bir köprüyü uçurmakla görevlendirilmesiyle devam eder.
Robert Jordan, bu görevi yerine getirmek için yerel direniş örgütlerinden destek almak zorundadır.
_Nükte’yi anlamak oldukça güç.
_Nükte, benzemezin içindeki gizli benzerleri açığa çıkarma yeteneğidir.
_Nükte, zeka ürünü olarak haz üretmeye yarayan bir etkinliktir. Esprilerin malzemesi, yasaklanmış arzulardır.
_Bazı Nükte formülleri: Şaşırtma, aydınlatma, karşıtlıklar, anlamsızlıktaki anlam.
_Kraeplin: Karşıt iki kavramın birleşimi ve
"Doğum sancıları, " dedi yüksek sesle. "Hayatımız bundan ibaret, öyle değil mi? Zamanın çarkları dönüp birbirine çarpıyor ve yeni bir çağ doğuyor. Ama öncesinde sancı ve vahşi kasılmalar var. Bize denk gelmesi talihsizlik ama kelebek bir gün kozasından çıkmak zorunda ve bir tırtıl olduğunu unutmak. "
Herkese merhabalar...
Bu sabah başladığım ve akşamına bitirdiğim bir kitapla karşınızdayım. En Güzel Hatam yazardan okuduğum ilk kitap. Yazarın diğer kitaplarını okur muyum emin değilim. Büyük ihtimalle kapakları yenilenmediği sürece alıp okuyacağımı düşünmüyorum. Aslında bu kitabı da almak aklımda yoktu fakat 25 lira gibi bir fiyata bulunca tabi ki de kaçırmadım.
Rachel yarı zamanlı çalıştığı barda bir yanlış anlaşılma ile Caine ile tanışır. Tabi bu tanışma çok da olumlu olmaz. Daha sonrasında ise asistanı olduğu profesörün ölümü ile yerine gelen yeni Profesör ile karşılaştığında Caine'i karşısında görmeyi kesinlikle beklemiyordu. Caine ile ikisi arasında ki çekimi okuduğunuz sayfalarda hissediyorsunuz.
Kitabı okumak fazlasıyla rahattı. Puntosu küçük değil, anlatımı akıcı ve çok da uzun olmayan bir kitap. Bu kitapla ilgili söyleyebileceğim en önemli şeyin beklenti ile başlamamanız gerektiği bana göre. Kitapla ilgili en ufak bir beklentiye girseydim kesinlikle hayal kırıklığına uğrardım. Evet kolay okunan ve keyifli bir kitaptı fakat mükemmel ya da unutulmaz değildi. Yaz aylarında kolay okunacak rahat bir kitap istiyorsanız eğer okuyabilirsiniz.
Keyifli okumalar...Kitapla kalın...
En Güzel HatamVi Keeland · Epsilon Yayınevi · 2020596 okunma
Pek çok kimse gibi ben de, Nihal Atsız adını ilk defa 1944 yılının Mayıs ayında duydum. Ancak o yılın o ayında ben hem mesleki hayatım, hem özel hayatım bakımından çok meşgul bir insandım. Gazetelerin ancak manşetlerine göz atabiliyordum. Bu manşetlerde o sırada sık sık Sabahattin Ali ile Nihal Atsız adları geçiyordu. Bu iki insan arasındaki
Büyük Buluşlar
Merhabalar :)
Bu bölümü birkaç ileti şeklinde paylaşıcam.
Bu iletide lohusa hummasını ve bu hastalıktan bir sürü hastasıyı kurtaran Doktor Ignaz Semmelweis'i anlatıcam .
1797 de ünlü yazar, düşünür Mary Wollstonecraft kızının doğumundan 11 gün sonra lohusa hummasından öldü.
"Mary
Yazarımızdan okuduğum 2. kitap oluyor kendisi. Daha önce
Yaşlı Adam ve Deniz 'i okumuş ve beğenmiştim.
Konusundan bahsedersem;
Robert Jordan adındaki amerikalı bir profesörün İspanya iç svaşına katılması ve buradaki görevini anlatıyor kitabımız. Robert Jordan köprüyü havaya uçuracak dinamitçidir. Cumhuriyetçilerin ve milliyetçilerin savaşı olan bu iç
Alessandra, annesini iki yıl önce bir trafik kazasında kaybetmiştir. Annesinin ölümü ile birlikte babası ile olan bütün bağları da kopmuştur. Bununla birlikte yaşadıklarından ve geçmişinden kaçmış, Amerika’dan ayrılmış ve kendine İngiltere’de yeni bir hayat kurmaya çalışmıştır.
Ancak bir gün arkadaşları ile beraber sınıfta profesörün gelmesini