Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
352 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Orwell'ın romanı, "geniş zaman"lı ve evrensel olmasının yanı sıra, "şimdiki zaman"lı ve günceldir de." Celal Üster Bir ülke düşünün. Her hareketinizin izlendiği tele-ekranlar olsun. Her davranışınız gözetim altında olduğu ve Büyük Biraderin kurallarına uymazsanız sizin Düşünce Polisi tarafından tutuklanacağınız bir
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019166bin okunma
Mem
"Sosyal gen gibi düşünebilirsin," diye başladım anlatmaya. "En küçük kültürel birim. Bir fikir, bir ezgi, bir reklam sloganı... hepsi olabilir. Genler nasıl bedenlerden bedenlere aktarılarak kendini yeniliyor ve çoğalıyorlarsa memler de zihinden zihne geçerek yapıyor bu işi.
Sayfa 124 - AprilKitabı okudu
Reklam
174 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Sağlık alanında ki tüm meslek gruplarının ve de Tıp hakkında bilgi edinmek isteyen insanların okuması gerektiği bir kitap. Kitapta anlatılanlar açıkçası beni pek şaşırtmadı. Rutin olarak dünya da çoğu ülkenin sağlık kuruluşlarında yapılan hatalar. Kitabın genel konusu Tıp eleştirileri. Yapılan hataları çok güzel bir dille, açıklamalarda ve
Adamın Biri Doktora Gitmiş... Gidiş o Gidiş!
Adamın Biri Doktora Gitmiş... Gidiş o Gidiş!Ahmet Rasim Küçükusta · Hayykitap Yayınları · 200975 okunma
470 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
GİRİŞ İnternet devletlerin ve şirketlerin hayatından daha öteye giderek bireylerin dünyasını şekillendirme etkisini sürdürmektedir. Toplumsal hayatın bütün kurumları da pozitif ve negatif bir değerlendirme ile bu etkinin altında hızlı değişim yaşadığı ve Friedman’ın “Küreselleşme 3.0” (2010:20) olarak adlandırdığı bu sürecin hangi boyutlarda
Dünya Düzdür
Dünya DüzdürThomas L. Friedman · Boyner Yayınları · 200654 okunma
Reklamlar ve Tüketim
Kadının imajı artık kadın tarafından değil, reklamlar (yani erkekler) ta­rafından yaratılmaktadır; ve eğer birisi kadının değerinin doğruluğundan kuşkulanacak olursa, bu kuşkuyu dağıtacak yüzlerce parlak reklam sloganı vardır. Reklamlarda kadınların nükteci, zeki, yaratıcı, hayal gücü geniş, sıcak kanlı, pratik ve yetenekli olduğu söylenir. Yüzündeki tatlı gülümseyişle ve tanrıçaya özgü bir havayla, yeni üretilen bir hazır içeceği hoşnut yavrularına dağıtır. Kadın, tam kocasının damak zevki­ ne uygun yeni bir hazır yemeği servis yaparken onu izleyen ko­casının gözlerinden hayranlık akar. Ya da kocasına yeni bir yu­muşatıcı sayesinde hâlâ yumuşak olan bir Türk havlusu uzatır. Tüketim mallarını satmak için erkek tarafından yaratılan bu kadın imajı, kitle iletişim araçlarının yardımıyla ve Batı yarımküresinin başından sonuna sürekli tekrarlanır; böylece her gün biraz daha pekiştirilir. Gerçekte kadınların hayal gücünden yoksun, aptal ve duygusuz olduğunu kabul etmeye, kadınların kendileri de dahil, kim cesaret edebilir ki? Bunu kadından bekleyemeyiz, erkek de kabul etmeyi göze alamaz. Kadın satın alır, erkek satar. Ama «Bu mal iyidir. Almanız gerekir,» diyerek müşteriyi ikna edemeyiz. Bunun yerine şöyle deriz: «Harikasınız! En iyisine layıksınız. Neden daha azına razı olasınız ki? Konforu hakettiniz. Buna hakkınız var!» Do­layısıyla her şey bir yana, erkek kadının gönlünü okşamak zo­rundadır, çünkü ona bir müşteri olarak ihtiyaç duyar.
Sayfa 82 - Öteki Yayınevi
Birkaç yıl önce Sprite'ın bir reklam sloganı vardı: "Susuzluğuna itaat et." Sprite'ın reklamı kazara da olsa Kantçı bir bakış açısı içermektedir. Bir şişe Sprite (Pepsi ya da Coca Cola) aldığımda itaat ederim, özgür değilimdir. Seçmediğim bir arzuya cevap veriyorumdur. Susuzluğuma itaat ediyorumdur.
Sayfa 133Kitabı okudu
Reklam
BOOOZAAAA "İçecek reklamlarını seyrediyoruz. Binbir türlü numara. “Yaşamın keyfi”, “hayatın anlamı”, “kalorisiz”, “gerçek meyve parçalı”, şudur budur. Sokaklarda, büfelerde satılan içeceklerin bile satış taktikleri var: “Yayık ayranı”, “buz gibi limonata”, “günlük süt”, hepsi aslında birer reklam sloganı. Dünyada reklama ihtiyacı olmayan tek içecek var: Boza. Nasıl satarlar bozayı? “Boozaa.” “Boozaa.” Boza. O kadar. Söylenecek başka hiçbir şey yoktur. Bozayı tanımlayacak bir sıfat yoktur. Boza bozadır. Ne diyebilirsiniz ki? Bej rengi boza? Oda sıcaklığında boza? Olmaz. Hâlâ, reklam sloganına ihtiyacı olmayan böyle bir içecek yapılmadı, insanlar da uyduruk meşrubatlar için kendilerini paralıyorlar."
Hicretmar
Yedi tepesiyle meşhur İstanbul’un isminde tepe olan mahallelerinden birisiydi Hidayettepe. Seksenli yıllara kadar şirin ve küçük bir mahalle görümünü korusa da ilerleyen senelerde Anadolu’dan gelen göç akımına kendini kaptırmış ve nüfusu da hızla artmıştı. Hidayettepe Mahallesi’nin o eski şirinliği kaybolmuş âdeta mahalle içinde yeni bir mahalle
76 syf.
·
Puan vermedi
·
6 saatte okudu
Kitabın ana mantığını, kitaptan bir alıntıyla yapmak istiyorum. “Hayat için tüketim” sloganı “Tüketim için hayat” oldu. Evet yazar Ali Şeriatı, kitabına toplumu ideal bulma yolunda ilerleten ve hedefe ulaştırma yolunda en büyük görevin aydınlar olduğunu. Aydınların toplumun mimarları olduğunu vurgulamaktadır. Aydınlar içerisinde bulunduğu
İdeallerin Yenilgisi
İdeallerin YenilgisiAli Şeriati · İdeal Kitaplar · 1999171 okunma
Sağlığınız için, ‘Lucky Strike’ için…
Sigara içmeyi sağlıklı bir alışkanlık olarak göstermek, elbette dahiyane bir fikirdi. Lucky Strike’larda kullanılan tütünün içindeki boğazda tahrişe neden olan maddeleri, "zararlı aşındırıcı asitler" de dahil olmak üzere yok ettiği iddia edildi. Böylece Lucky Strike'ın sloganı ortaya çıktı: “Boğazınızı tahrişe ve öksürüğe karşı korur!” "Sağlığa faydalı” fikrini pekiştirmek adına, opera yıldızları ve diğer ünlü şarkıcıların ifadelerinin kullanıldığı “değerli sesler'' kampanyası başlatıldı. Ancak bir noktada, diğer pek çokları gibi George Washington Hill de 1920’lerin kadınlara yönelik reklam trendine yöneldi. Ani bir karar verdi: Lucky Strike’ın asıl başarısı, kadınlar sigara içmeye ikna edildiğinde, özellikle de toplum içinde sigara içmeye başladıklarında yakalanacaktı. Bernays, günlüğünde patronunun yaşadığı o aydınlanma anından şöyle bahsetmişti: “Beni odasına çağırdı. ‘Kadınlara sokakta nasıl sigara içiririz? Sigara içen kadınlar hep evlerinde içiyor. Kahretsin! Günlerinin yarısını ev dışında geçiriyorlarsa ve eğer onlara sokakta sigara içirmeyi başarabilirsek, lanet kadın tüketici pazarımızın hacmini neredeyse ikiye katlarız. Bir şey yap! Hemen!’ dedi.” 1920’lerde kadınların halka açık alanlarda sigara içmesi hâlâ bir tabuydu. Hatta bazı şehirlerde, kısa bir zaman için New York da dahil olmak üzere, kadınların ulu orta sigara içmesi kanuna aykırıydı. Ama takıntılı bir kişilik olan Hill için bu fikir kesinlikle ve apaçık bir ticari fırsattı. “Göreceksin, ön bahçemizde yeni bir altın madeni işletmek gibi olacak," demişti, Bernays’e.
108 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.