Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu senenin alıntısı budur benim için <3
_ Uzun süredir yağmur yağmamış, toprak bahar aylarındaki tazeliğini ve yumuşaklığını yitirmişti. Artık ayaklarının altın­ da esnemiyor, adeta onun adımlarına duyarsız kalıyordu. Bu yıl, toprakla buluşmasında yaşadığı heyecanı özlediğini his­setti yaşlı adam. Eğilip, yerden avucuna biraz toprak aldı ve kokladı. Ama o, hemen hemen hiç koku salmıyordu. Tıpkı sevgisiz bırakılan kadın gibi, susuz bırakılan toprak da küs­kün, sert ve kırılgan oluyordu. Tenindeki nemi toprağa ge­çirmek için, avucunu sıkıp bir müddet öylece durdu. Ancak elini tekrar açtığında, ufalanarak iyice dağılmış olan topra­ğın, hafifçe araladığı parmaklarının arasından kayıp gittiğini gördü. Onu kandıramadığını düşünerek gülümsedi yaşlı adam O şu anda küçük tesellilerle mutlu olamayacak kadar talepkardı ve kendisine cömertçe sunulacak bir yağmuru bekliyordu. Yaşlı adam, başın, gökyüzüne kaldırdı; yıldızlar vardı. Toprağın istediği bulutlar ise, uzun süre ortada görün­meyen hovardalar gibi, kim bilir nerelerdeydiler. _
Sayfa 112 - Epsilon Yayıncılık ( PDF)Kitabı okudu
(WalMart dediği bir nevi ABD'nin A101'i :p )
Yeni bir şey icat ederek tamamen yeni bir sektör yaratan ilk büyük şirketlerin (örneğin, Windows yazılımıyla Microsoft) ya da belli bir markayı var etmeye odaklanan diğer şirketlerin (örneğin Coca-Cola) aksine WalMart daha önce kimsenin akıl edemediği bir şey yaptı. Ekonomik baskı altında olan Amerikan işçi sınıfını ve alt-orta sınıfı cezbetme amacıyla yeni bir Ucuzluk İdeolojisini bir marka haline gelecek şekilde paketledi. Sendikaları kesinkes yasaklamasıyla bağlantılı olarak fiyatları düşük tutmaya ve uzun süredir zor hayatlar yaşayan işçi sınıfından müşterilerinin alışveriş sepetlerindeki ürünlerin sömürüsüne ortak olmuş olmaktan aldıkları tatmin duygusunun artmasına öncülük etti.
Reklam
... öpüşmeyi bile unutacak kadar uzun süredir yorgun olan bir kadının öpücüğüydü.
Sayfa 49 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Nazımın eşi Galina Grigoryevna Kolesnikova (aynı zamanda doktoru), Nazım 'ın 23 yaşındaki genç ve güzel bir kadına (Vera Tulyakova) aşık olduğunu anlar. Nasıl mı? 10 yıllık evlilik hayatında çok uzun bir süredir şiir yazmayı bırakması ve Nazım' ın birden şiirler yazmaya başlaması Galina' nın dikkatinden kaçmaz. Bir röportajında da şöyle anlatır: Şiir yazamaz olmuştu. Oyun yazıyordu, yazı yazıyordu ama benimle beraberken şiiri bırakmıştı. Bülbül şakımıyordu artık. Ama Vera' ya aşık olunca hemen şiir yazmaya başladı. Çünkü sanata güç veren şey, aşktır. Aşkın olduğu yerde şaheserler vardır. Ben bunu çok iyi anlıyordum. Onu çok sevmeme rağmen sevdiği kadınla beraber olması gerektiğini anlıyordum. Her kadın bunu yapamazdı. Öyle bir aşktı, öyle güzel yazıyordu ki, bir kez bile olsun kıskanmadım O' nu. Bülbül tekrar ötmeye başlamıştı. Önemli olan da buydu.
Paranın insanların dünyalarını sığlaştırmasının ona olan tutkuyu daha da pekiştirmesi sonucu oluşan kısır döngü neredeyse salgına dönüştü bir süredir. Parayla ilgili bu tartışma bana, yakın geçmişte gördüğüm filmdeki replik­ lerden birini hatırlattı nedense: "Sen hayatı hiç merak etmedin ki..."
“Baksana, uzun süredir aradığımız şey, yerde, ayağımızın dibindeymiş hemen; elinde tuttuğu şeyin nerede olduğunu bulmaya çalışan ahmak adamlar gibi davranıp gülünç duruma düştük. Önce şöyle yakın çevremize bir bakacağımıza, tutmuş uzaklara bakmışız. Bu yüzden de hemen burnumuzun dibinde olan şeyi gözümüzden kaçırmışız.”
Reklam
Mağduriyet kendini gerçekleştiren kehanet misali çok kısa bir sürede ortaya çıkar. Uzun süredir hoşgörü gösterdiğim mağduriyet beni kendi inşa ettiğim cehennem olan mağdur pozisyonuna mahkum etmiştir.
1886'da Viyana'da hekimliğe başlayıp, dört yılı aşkın bir süredir uzak bir kentte beni gözleyen bir kızla evlendim. Yaşam öykümün burasından geriye dönerek, o gençlik yıllarında üne kavuşmamışsam, bunun nişanlım yüzünden olduğunu belirtmek isterim. İçimdeki sapa, ama güçlü bir ilgiye uyarak o zamanlar henüz pek tanınmamış bir alkaloit olan kokaini Merck firmasından getirtmiş, fizyolojik etkilerini araştırmaya koyulmuştum ki, bir gezi fırsatı çıktı; iki yıldır kendisinden uzak bulunduğum nişanlımı bu arada gidip görebilecektim. Kokain üzerindeki incelememi çarçabuk sonuçlandırdım; buna ilişkin bir yazı yazıp, çok geçmeden kokainin daha başka birçok yerlerde uygulama alanı bulacağı gibi bir kehaneti dile getirdim. Ama Viyana'dan ayrılmadan, dostum göz hekimi L. Königstein'a, kokainin anestezik etkisinden tıpta ne derece yararlanılabileceğini araştırmasını bildirmiştim. Tatilden döndüğümde baktım ki, o değil, kendisine kokainden bir ara söz açtığım ve şimdi New York'ta yaşayan Cari Coller adında bir başka dostum hayvan gözü üzerinde bu maddeyle ilgili pek önemli deneylerde bulunmuş ve sonuçlarını Heidelberg'deki oftalmoloji kongresine sunmuş. Dolayısıyla Coller, haklı olarak, sonraları küçük cerrahide büyük bir önem kazanan kokainle lokal anestezinin bulucusu diye biliniyor bugün.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.