Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
''insanlar daha çok konuşacak diye devam etti. Bir sürü şey düşünecekler sadece senin için neyin önemli olduğunu unutmamalısın insanların ne kadar duygusuz ve duyarsız olduklarını bilecek kadar uzun süredir halkla iç içe çalışıyorum. Önemli olan şu bunların seni etkilemesine izin verme..''
"Hayır Mösyö çünkü mahpusluk belimi büktü, beni ezip mahvetti... Çok uzun süredir buradayım!" "Çok uzun süredir, öyle mi? Peki ne zaman tutuklandınız?" diye sordu Müfettiş. "28 Şubat 1815 günü, öğleden sonra ikide." Müfettiş hesapladı. "Bugün 30 Temmuz 1816, ne söylediğinizi biliyor musunuz? Tutuklanmanızın üzerinden sadece on yedi ay geçmiş." "On yedi ay!" dedi Dantès. "Ah! Mösyö, benim gibi mutluluğa erişmek, sevdiği kadınla evlenmek üzere olan, benim gibi önünde onurlu bir mesleki geleceğin açıldığını gören ve şu an her şeyini kaybetmiş bulunan, en güzel gün ışığının ortasından gecenin en derin karanlığına düşen, geleceğinin mahvolduğunu hisseden, sevdiği kişinin kendisini hâlâ sevip sevmediğinden, yaşlı babasının yaşayıp yaşamadığından haberdar olmayan bir adam için on yedi ayın on yedi yıla, on yedi yüzyıla bedel olduğunu bilmiyorsunuz. Deniz havasına, gemiciliğin özgürlüğüne, ufka, enginliğe, sonsuzluğa alışmış bir adam için on yedi ay hapis! Mösyö, on yedi ay hapis insan dilinin en iğrenç sözcüklerle ifade edebileceği tüm suçların hak ettiği cezadan daha ağırdır. …”
Sayfa 143 - Denizci Edmond Dantes, Müfettiş ile konuşuyor.Kitabı okuyor
Reklam
Yoksul Köylüler
Yoksul köylüler, tarım işçileriyle birlikte kırsal nüfusun yakla- şık yüzde 75 ila 80'ini oluşturur. Yarı-mülk sahibi köylülerle birlikte, yoksul köylüler yarı-proleter kategorisine dahil edilir. Bir kural ola- rak toprakları yoktur ve feodal beylerin kiracısı olarak hizmet eder- ler. Bazıları bir toprak parçasına sahiptir, ancak geçimleri
Sayfa 186Kitabı okudu
Otuz yılı aşkın bir süredir akademisyenler, postmodern felsefenin çatısı altında, "hakikati", artık entelektüel zihinlerin inanmayacağı "büyük anlatıların" bir türü olarak itibarsızlaştırmaktalar. Naif ve/veya baskıcı olmakla suçlanıp reddedilen tekil "hakikatin" yerine, kabul ettirdikleri yeni sağlam entelektüel inanç ise, her zaman çoğul ve göreceli olan "hakikatler"dir. Postmodernizmin görecelilik ilkesi çerçevesinde, hakikat, onu yapan kişiye göre değişmektedir. Evrensel bir hakikat oluşturmak için kendimize özgü olanın dışında hiçbir pozisyon yoktur. Bu postmodern tutum, 1990'larda toplumun tüm kesimlerine yayılmıştır. Yirminci yüzyılın son on yılında, gazeteciler, akademisyenleri izleyerek "nesnelliği" reddetmeye başladılar. Geride kalan modernist paradigma çerçevesinde nesnel hakikatin olduğunu savlayanlar ise kendilerini ve kamuoyunu aldatmakla suçlandılar.
Sayfa 34 - Karakarga YayınlarıKitabı okuyor
Eğer bir gün benim olursa buralar, bunları çöküşe sürükleyen ağırlığın altından (böyle bir şey mümkünse) yavaş yavaş özgürleştirecek becerikli ellere teslim ederim, böylelikle burayı terk edemeyen ve uzun süredir tahammüllerinin son noktasında olan insanlar, daha doğrusu onlardan sonraki nesiller, daha az acı çekerler, ama burası bana göre değil.
Can yayınları, Mayıs ~2023
Yasaların gereğince uygulanamadığı ya da geleneklerin yok olmaya yüz tutmaya başladığı durumlarda, grup personası tarafından denetim altında tutulmakta olan gölge özgürlüğünü ilan ederek başıboş bir biçimde dilediğince davranmaya başlar. ... böyle bir olguyu ülkemizde bir süredir hep birlikte yaşamakta olduğumuzu söylemek yanlış olmaz sanırım.
Sayfa 54
Reklam
Efsane Başlıyor
"Söylemeye çalıştığım şeyleri, onları söylemek için artık burada olmazsam, sen söyle." G.B. Smith'in bu sözleri, Ronald Tolkien'in bir süredir üzerinde düşünmekte olduğu büyük eser, edebiyat tarihinde çok az benzeri olan muazzam ve akıllara ziyan proje için açık bir çağrıydı. Bütün bir mitoloji yaratacaktı.
Kalender’de Bir Gece - Μια νυξ στο Καλεντέρι[*]
Sıcak dalgasının evde durmayı olanaksızlaştırdığı kavurucu ağustos gecelerinden birinde, temiz hava almak ve açık bulursam Andoni'nin kahvesinde bir kahve içmek için Kalender'e gitmeye karar verdim. Kalender, Boğaziçi'nin en güzel iki köyü olan -nedendir bilmem, çok beğenilen Büyükdere ya da bizim bildiğimiz adıyla Vathyrriaks bana
03 Haziran 1972: Türkçüler Derneği Kurultayı MHP ile İlişkiler Kopuyor Türkçüler Derneği ile MHP arasındaki ilişki, 03 Haziran 1972 Cumartesi günü yapılan Türkçüler Derneği Kurultayı'nda kopmuştur. Kurultayda Muzaffer Eriş başkan, Orhan Tuncer ikinci başkan, Abdülhalûk Çay genel yazman, Erdoğan Saruhanlıoğlu genel yazman seçilmişlerdir.
Kadınım ama kadının beyanıni esas almak bana göre değil ya harbiden değil
TCK 102. madde ile evlilik içi tecavüz diye bir suç tanımlandı. “Erkeğin karısıyla rızası dışında ilişkiye girmesi” olarak tanımlanan bu suçun cezası 12 yıldan az olamıyor. Hatta kadının ruh sağlığı bozulduğuna, sistematik olarak uzun süredir devam ettiğine dair bir kanaat oluşmuşsa iş ömür boyu cezaya kadar gidebiliyor. “Tecavüz mü yoksa gönüllü birliktelik mi” olduğuna, hukukun en temel ilkesi olan “suç, ispat edilene kadar masumiyet kaidesi” iptal edilip sadece kadının beyanı ile karar veriliyor.
Reklam
Bir kere Hymie vardı, kurbağa Hymie, bir de karısının hatırı sayılır bir süredir çürümekte olan yumurtalıkları. Hymie karısının çürümekte olan yumurtalıklarından başka bir şey düşünemiyordu. Gündelik konumuz buydu; müshil haplarının ve dildeki pasın önüne geçmişti. Hymie, kendi deyişiyle, “cinsel özdeyişler”e merak salmıştı. Ağzından çıkan her laf ya yumurtalıkla başlıyor ya da yumurtalıkla bitiyordu. Her şeye rağmen karısıyla iş tutuyordu yine – içinden çıkmadan önce bir-iki sigara içtiği uzun, yılanımsı çiftleşmeler. Bana yumurtalıklarından akan irinin karısını azdırdığını anlatırdı. Karısı yatakta iyiydi hep, fakat şimdi her zamankinden de iyi olmuştu. Yumurtalıkları alındıktan sonra nasıl tepki vereceğini kestirmek mümkün değildi. Karısı da bunu anlıyordu sanki. O yüzden sikiş sikişebildiğin kadar!
Türkeş ve Arkadaşlarının Tasfiyesi-Gelişen Olaylar: Olaylar hiç de Atsız'ın düşündüğü veya ümit ettiği şekilde gelişmedi. Madanoğlu grubu komiteye hâkim oldu ve 13 Kasım 1960 tarihinde Cemal Gürsel, Millî Birlik Komitesi'ni feshettiğini bir bildiri ile kamuoyuna açıkladı. Türkeş ve 13 arkadaşı ordudan emekli edilerek müşavirlik göreviyle
200 yılı aşkın bir süredir yapılan ilmi araştırmalar sonucunda artık Türk oldukları kesinleşmiş olan Bulgarların adı, V. yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıkmıştır. İlk defa Bizans İmparatoru Zenon (474- 491) tarafından, Ostrogotlar'a karşı askeri destek sağlamak ümidiyle 482 yılında yardımlarına müracaat ettiği Karadeniz'in kuzeybatı kıyılarında yaşamakta olan bir topluluğu ifade etmek üzere kullanılmış olan "Bulgar" kelimesi, Türkçeden başka hiçbir dilde karşılığını bulamamıştır. "Karışmak", "karıştırılmak", "karışmış olmak" gibi anlamları taşıyan Bulgar kelimesi, 470-480 yılları arasında Doğu Avrupada cereyan eden gelişmelere tanıklık etmektedir.
Samanyolu galaksisinin güneş sisteminin kokuşan bir gezegeni olan dünyada, insanoğlu insanoğluna kısacık bir süre için teğettir. Sonra herkes kendi meçhulüne yollanır. Bir başına, insanoğlunu insanoğlu kılan, insanoğlunun insanoğluna teğet geçtiği o kısacık süredir.
Büyük kayıp
BÜYÜK KAYIP “Bir süredir yatağa düşmüş olan büyük vezirlerden Hasan Muhsin Paşa, dün gece sabaha karşı “Rabb’ine dön!” yüce buyruğuna koşarak uyduğundan tüm iyi nitelik ve erdemlerini özleyenleri büyük bir üzüntüye boğmuş, yasıyla gözyaşı döktürmüştür.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.