Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
396 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Payelin okudugum 3.kitabi tarzini az bucuk anladim.kalemi guzel akici hikayeler yaziyor farkli cografyalar iki imkansiz aşik ama hep zorluklari asan ciftler bu hikayede boyle basladi kana bulandi her yer bir adamin azgın gülüsü leylanin acı sirenleri oldu tam orada bitti her sey elinden kaydi kendini kaybetti evini kaybetti ama intikamini asla silmedi aklindan elbet onunda günü gelecekti zaman avuturdu ama unutturmazdi ....spoilerim olacak ona gore okuyun Leylaydi adi geceydi anlami , adi gibi kaderinede kara bir ışık acıldı. kadinin yuregi acidan taslaşti karakteri degisti ,yolu degisti haysti alt üst oldu ama yönü hep aşka döndü. Dumandi adamin adi oda yandi kavruldu dumani tüttu kokusuda iside sadece tek kadina bulandi.Birakmadi asla sevdigini unutmadi yuregi hep bir umut bekledi bekledi ve nihai sona erdi. Aile herseydi ama onlar tek tabanca kaldilar yine birbirlerinden dogup cogaldilar aile olmayi basardilar. Roz ,polat,elvan,elfida,efnan guzel karakterler vardi anlatim baya guzeldi gecelim diger hikayeye cunkü kalemi ve hikayeleri baya sardi
Duman İzi
Duman İziPayelll · Otantik Kitap · 202352 okunma
92 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Arayış...
Otobiyografik beşlemenin ikinci kitabı Kiler. Sırasını merak edenler için: Neden Kiler Çocuk Soğuk Nefes
Thomas Bernhard
Thomas Bernhard
, kelimeleri cümle haline cümleleri de kompozisyon haline getirebilme ustası. Resmen sanat icra ediyor. Nasıl ki mobilya atölyelerinde tahtalara can verip tamamen farklı nesneler elde ediliyorsa, bu adam da kelimelerle harikalar yaratıyor. Okumaktan öyle büyük zevk alıyorum ki ne desem az kalıyor. Bazen sayfanın yarısı tek bir cümleden oluşabiliyor ama sizi öyle bir etkisi altına alıyor ki, değil yarım birkaç sayfa da olsa, kelimeler nereye siz oraya gidiyorsunuz.. Hipnoz gibi bir şey bu. Her kitapta hayatının bir evresini ve o evrede yaşadığının ruhsal, düşünsel tarafının yanı sıra; onu etkisi altına alan çevresel faktörlerden, savaş sonrası insan psikolojisinden, hayatını olumlu ve olumsuz yönden etkileyen kişilerden söz ediyor. Yaptığı şahane tespitler de cabası. Ve aslında bu bir arayış romanı.. Herkes gibi hepimiz gibi.. Yani kısacası onu Thomas Bernhard yapan ne var ne yoksa bunu bize harika bir anlatımla sunuyor. Yazacak çok bir şey de yok. Diğer kitaplarını vakit kaybetmeden okumayı düşünüyorum ki okumamak zayi olur. Şuraya bir alıntı iliştirmek isterim: “Yaşamayı biz seçmedik, kendimizi birdenbire burada bulduk ve o anda üstümüze so­rumluluk yüklendi. Dayanıklılık kazandık, bizi artık hiçbir şey yıkamaz. Artık yaşama tutunmaya çalışmıyoruz, ama yine de onu kenara atıvermiyoruz. Söylemek istediğim buydu, ama söylemedim. Başımızı kaldırıp doğruyu ya da doğru görünen şeyi söylediğimize inanmak istediğimiz zamanlar oluyor, son­ra başımızı tekrar eğiyoruz. Hepsi bu.”
Kiler
KilerThomas Bernhard · Sel Yayıncılık · 2015511 okunma
Reklam
80 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Bir tek bende ve Xinying Halk Kütüphanesinde olan kitap (galiba)
Beğendim. Öncelikle yazar hakkında hiçbir bilgiye ulaşamadım; e-kitap formatında otobiyografisi, aynı isimde eski bir mySpace profili ve yine aynı isimde 10 yıl önce yayınlanmış teknoloji makaleleri dışında. Fakat kitabın önsözünde sanata, edebiyata dair genel fikirlerini; şiirlerinde de klasik müzik, ağaçlar, çiçekler, dolunay ve vals dansını
My First Ten Years Of Dorky Rambling
My First Ten Years Of Dorky RamblingChihung Luke Hsieh · Liu Yi Published · 20051 okunma
48 syf.
10/10 puan verdi
Kitabı bitirdikten sonra aklımda kalan tek şey, bir kadının güçlenmesini mi anlattığı yoksa zaten güçlü bir kadının zorlukları aşarak ne kadar güçlü olduğuyla yüzleşmesini mi ele aldığı oldu. Önce bir kadın olarak, sonra bir insan olarak kendisine hayran kaldım. Kimi insan içindeki gücü bastırır ve kolaya kaçar, kimi ise yüzleşir ve bu güçle yaşar. Kristof tam da bu arketipte bir kadın: bir savaşçı. Hayatındaki zorlukları kolaylıkla aşan fakat şansının da yardımıyla ilerleyen bir sığınmacı. Ülkesinden kaçıp başka bir ülkenin dilini öğrenip tanınan bir yazar olmak kolay değil elbette. Bence bu öncelikle hayatı sevmekle, sonra azim, şans ve kaderin birleşimiyle ortaya çıkıyor. En çarpıcı olan nokta ise bu hikayenin sadece 40 sayfada bu kadar etkili bir şekilde anlatılması; işte gerçek yazarlık budur dedirtiyor. Başkalarının hayatlarını önemsiz görmek yerine, potansiyellerini görmek gerektiğine inanıyorum. Bu kitap, kimseyi küçümsememeyi öğretirken aynı zamanda kendi içimizdeki gücü de görmemizi sağlıyor. Kristof ile ilk tanışmam bu kitapla oldu ve kendisine bayıldım; tanışmayan varsa ısrarla öneriyorum.
Okumaz Yazmaz
Okumaz YazmazAgota Kristof · Can Yayınları · 20231,164 okunma
140 syf.
9/10 puan verdi
Eksik
*Spoiler* Not: TDK artık spoiler yerine güçlü bir kelime bulmalı. Hep derim, Değirmen ve viyolonsel hikayeleri tekrar tekrar okuduğum, beni kitaplara döndüren hikayelerdir. Viyolonsel... Hem de bir yeldeğirmeni içerisinde çalınan. Öncelikle nasıl bir enstrüman bu kardeşim? Viyolonsel; kemandan barizce büyük, genellikle 4 telli, fa anahtarı kullanılan, keman ailesi üyesi bir yaylı. Karakterler... Çingene olma sebepleri toplumsal bir tespite dayanır. Kir ve pasla yaşayan, göçmen ve geçici insanların, oturup da kişisel gelişim kitapları okuması beklenemez. Bu insanların yaşamak için gerekli niteliklerden fazlasında gözleri yoktur. Burdan, dürtülerinin modern insana ait ellerinde olan tek nitelik olduğunu görebiliriz. Bakın kör ve dilsizden iyi dinleyici yoktur. Çingenelerin en güçlü yanları dürtüleridir çünkü ellerinde başka bir şey yoktur. Bu yüzdendir ki hiçbirimiz bir çingene gibi sevemez, aşık olamayız adaşım. Aşkı için kolunu koparıp bir kenara fırlatmak hiçbir zaman hiçbirimize nasip olmayacak. Umarım olur. "Fakat sevgili bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımaya tahammül etmeyerek onu koparıp atabilmek, işte adaşım, yalnızca bu sevmektir." Hikayede fiziksel bir eksik kastedilse de aslolan çok da gizli değildir. Yeniden diyorum, gören gözler için ne ibretler vardır.
Değirmen
DeğirmenSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202144,8bin okunma
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Keşke Mika’nın çaylarından içip süpürgesapı’nda bir tur atabilseydim… Huysuz bir kütüphaneci ve ışıl ışıl parlayan bir cadı! Daha ne olabilir ki ? Korunmaya ve güçlerini kontrol altında tutabilmeyi öğrenecek üç küçük cadı…Olağanüstü bir malikane ve harika bir aile ortamı ve sevgi dolu kalpler ve sırlar.Biraz romantizm ve sihire kim karşı
Aşırı Gizli Cadılar Cemiyeti
Aşırı Gizli Cadılar CemiyetiSangu Mandanna · Yabancı Yayınları · 202418 okunma
Reklam
360 syf.
·
Puan vermedi
Bu yazarı ve bu kadını okumayı çok seviyorum. Hayatım en kötü yönlerinden biri alıp indi ve çekip sonra nasıl suyun yüzeyinde sakin kalabilmemizi öğretiyor. Benim hayatım çok kötü isyanından sizi şükredebileceğiniz yerlere sevk ediyor. Tamamen bu kitaptan konuşamayacağım çünkü yazarın bütün kitapları ortak bir bağlantıyla sabit. Tek bir kalemi var ve onu muhteşem kullanıyor. Kitaptan da birkaç şey söylersek; bir gazetecinin kendinden bağımsız bir olayı araştırması sonucu çözdüğü düğümlerin kendi evliliğine etki ettiğini fark ediyor.
Böğürtlen Kışı
Böğürtlen KışıSarah Jio · Arkadya Yayınları · 201138,8bin okunma
320 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Çok güzel bir kitap önerisiyle geldim Öncelikle konusu çok ilgi çekici değil mii Nadir rastlanan bir hastalık yüzünden yüzyıllardır hayatta olan bir adam var.Kimliğini değiştirmeye devam ettiği sürece geçmişini geride bırakabilir ve hayatta kalabilir.Yapmaması gereken tek bir şey var, aşık olmak Kitaba başlamadan sevdim diyebilirim Matt Haig'in kalemini Gece Yarısı Kütüphanesin'den biliyordum ve bu kitabında çok güzel olacağına emindim ve birkez daha yazarın diline ve anlatıma hayran kaldım okurken yazar bize birşeyler öğretiyor ve ders veriyor biryandan da olaylar akıp gidiyor hiç anlamıyorsunuz bile bu yüzden yazarın kitaplarını çok seviyorum. Hikaye ana karakter Tom Hazard'ın ağzından anlatılıyor bir bölüm şimdiki zamanı okurken bir bölüm geçmişe gidiyoruz okurken asla kafanız karışmıyor aksine kitap daha da heyecanlı oluyor.Özellile geçmiş zamanda tarihin kokusunu ve o dönemin yapısını yazar çok güzel yansıtmış canlı bir film izliyormuşum gibiydi Kitaptaki çoğu karakteri sevdiğimi söyleyebilirim özellikle Tom karakterine baya ısındım bazı yerlerde çok duygulandım Bir kişiden baya bir şüphelendim ve şüphelerimde de haklıymışım karaktere yazılan sonu da beğendim gayet iyi olmuş Kitap biraz Gece Yarısı Kütüphanesine de benziyordu onu okuduysanız bu kitabı da seversiniz ben bu kitabı daha fazla sevdim Ayrıca kitap sinemaya uyarlancakmış umarım onu da en kısa sürede izleriz Elimde "İnsanlar" kitabı da var onu da okumak için sabırsızlanıyorumm Son olarak kitabı kesinlikle herkese öneriyorum seveceğinize eminim mutlaka okumalısınızz eğer okuduysanız da düşüncelerinizi merakla bekliyorum
Zamanı Durdurmanın Yolları
Zamanı Durdurmanın YollarıMatt Haig · Domingo Yayınevi · 20226,8bin okunma
146 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Feminizme giriş kitabı olabilecek bir kitap. Feminizm kavramını ve akademik yolunu merak eden herkesin okuması gereken, temel düzeyde bilgiler veren kitap tabii ki tek başına her şeyi ayrıntılı anlatacak kadar kapsamlı değil ama çoğu şey hakkında genel olarak bilgi sahibi olmanızı sağlıyor. Bu kitapla başlayarak çeşitli okumalar yapılabilir.
Feminizm Herkes İçindir
Feminizm Herkes İçindirBell Hooks · Bgst Yayınları · 2012899 okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
Kitap ilerledikçe kitapta bahsi geçen çoğu şey adeta yapboz parçaları gibi oturmaya başladı. Kitabı bitirdiğim zaman hala tamamlanmamış ve anlam veremediğim şeyler vardı. Kafka çok karamsar bir insan ve bunu her kitabında açık şekilde görüyoruz. Dava'nın kahramanı Josef neyle suçlandığını bir türlü öğrenemeyerek yavaş yavaş karamsarlığa bürünüyordu, kadastro memuru Bay K. 'da da, Gregor Samsa'da da görülüyor. Dediğim gibi bu kadar karamsar bir insanın başka bir insana bu kadar derinden hatta belki de bizim tam olarak anlayamayacağımız türden aşk beslemesi beni şaşırttı. Ben aralarındaki bu aşkın sebebini biraz da hayatta yaşadıkları sevgi boşluğuna bağlıyorum. Kafka'nın içindeki ilgi ve sevgi boşluğunu bir türlü babası yüzünden dolduramaması, Milena'nın babası tarafından hastaneye kapatılması, üstüne bir de ikisinin de ilişkilerinde yaşadığı başarısızlık ve mutsuzluk... Aralarındaki bu büyük ve bir o kadar ihtişamlı aşkın sebebi acaba kavuşamamaları yüzünden olabilir mi? Eğer bu yüzden ise "Seversin, kavuşamazsan aşk olur" cümlesinin doğruluğuna kanıt olur. İlk 100 sayfasında tek taraflı olduğu için anlayamadığım yerler olsa da, bu kitabın eleştiri yapılabilecek bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Milenaya mektupları okuduktan sonra Kafka hakkında çok farklı şeyler düşünmeye başladığım ve mutlaka bir daha okumak istediğim bir kitap oldu. Herkese çok şiddetle tavsiye ederim
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Can Yayınları · 202354,7bin okunma
Reklam
104 syf.
7/10 puan verdi
Her şey devinim halindeyken, dünya değişiyorken değişmeyen tek şey var; bazı toplumlarda kadınlara biçilmiş roller... İşte sevgili yazar Parsipur, bu rolleri üstlenmek zorunda bırakılmış beş farklı kadının hikayesi üzerinden içinde yaşadığı ataerkil toplumu eleştirmiş. Yolları Kerec'te bir bahçede kesişen kadınlar, ailelerinin boğucu sınırlarından kaçıp, birbirlerinde güç bulmaya, umut etmeye ve dönüşmeye başlıyorlar. Her ne kadar ataerkil düzeni eleştiren bir kurgu yaratsa da, bütünüyle feminist bir roman diyemem Erkeksiz Kadınlar için; güven veren, saygı duyan erkek karakterler de yer alıyor kurguda ve bu anlamda da kör göze parmak sokar gibi bir anlatım yerine dengeli bir anlatım sunuyor bu kısa roman. Masalsı dili, lirik ve mistik anlatımı ile yakın dönem İran'ının alegorik bir anlatımını da sunmuş yazar. Roman 1989'da yayımlandığında içindeki bekaret söylemlerinden dolayı ülkesinde yasaklanmış. Yasaklanmasaydı benim için şok olurdu zaten... Çok severek okuduğum kısacık bir roman oldu, tavsiye ederim.
Erkeksiz Kadınlar
Erkeksiz KadınlarShahrnush Parsipur · Can Yayınları · 202427 okunma
229 syf.
·
Puan vermedi
" İnsanları sevmek, hayatı sevmek ne iyi şey... Ancak insanları sevebiliriz. Bir tek insan bütün insanları nasıl sevebilir? İki türlü: Biri, çok büyük bir adam olarak. Böylesi ne iyi! Fakat kim bilir bu işin ne eziyetleri vardır: Ne işkencelerle büyük adam olunabilir. Bu daha çok insanları değil, hayatı sevmektir.
Sait Faik Abasıyanık
Sait Faik Abasıyanık
Semaver Sarnıç
Semaver SarnıçSait Faik Abasıyanık · Bilgi Yayınevi · 2001278 okunma
283 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Yaşar Kemal, eserlerine başlar başlamaz anahtarı bize veriyor ve biz her bir karakteri yaşıyoruz. En azından ben öyle hissediyorum. Bu Yörük ağıdında bir Kerem oldum, bir Ceren oldum, şahin oldum, Süleyman kahya oldum ama en çok Demir Ocağının Piri Haydar Usta oldum… bir Adana’ya, bir Ankara’ya gittim atımın üstünde, elim 30 yıllık kılıcımda! Ne yazık ki acı gerçek her adımda çarptı yüzüme ve herkesin tanrısının para olduğunu gördüm. Yıllar geçiyor, zamanlar mekanlar, şehirler, köyler değişiyor ama değişmeyen tek şey paranın her şeyin üstünde olduğu utancı… kimler gelmiş, kimler geçmiş, ne incelikler, ne kıymet bilenler varmış ama iyiler azınlıkta kalmış ve azaldıkça yok olmuş.
Binboğalar Efsanesi
Binboğalar EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20204,966 okunma
318 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Absürdlük Ama Dışlayan
Leyla ile Mecnun'u izleyip, belki tekrara sarıp, tekrar tekrar keyif aldıktan sonra, benim bunun gibi keyif alabileceğim bir kitap bulmam lazım diye düşünerek tanışmıştım Murat Menteş ile. Beklentim çok yüksekti belki de. Sonuç olarak beni tatmin etmedi. Atmosferin içinde çekildiğimi hissetmedim. Belki Leyla ile Mecnun'u da kitaptan okusam onun da dışında kalacağım, ya da yazar bizi bilinçli olarak dışarı atmıştır kim bilir... Söyleyebileceğim tek şey o kadar da beğenmedim arkadaş!
Ruhi Mücerret
Ruhi MücerretMurat Menteş · April Yayıncılık · 201315,4bin okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.