Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mutsuzluğun nedeni başarısızlıktan gelmemeliydi, hele hayal kırıklığı asla gözyaşlarının nedeni olmamalıydı... Neden insanlar bir türlü anlayamıyorlar hayattan hiçbir şey beklememeleri gerektiğini, diye düşündüm. Neden binlerce kitap, film, şarkı, şiir umudu tek hayat kaynağı olarak göstermiş, diye düşündüm... Hiçbir zaman ümit etmedim.Umutla tanışmadım. Eğer mutsuzluk, istediğini bulamamaktan, hayalini gerçekleştirememekten kaynaklanıyorsa sıradanlaşır. Sadece adı kalır. Güler geçerim sınavlarında başarılı olamadıkları için ağlayan gençlere, sevdikleri terk ettiği için intihar eden kadınlara. Kolay mı bu kadar tanımak mutsuzluğu hayatın karanlığında? En anlaşıldığı noktada başlar bilinmezliği hikayenin. Kolay mı hayat, daha zengin olamadağı için bir adamın ağlayacağı kadar?
Sayfa 264
Yasaların yargısı doğru mudur Ya da yanlış mıdır bunu bilemem; Bildiğim tek şey bu hapishanede Demir gibi sağlamdır tüm duvarlar, Bir yıl kadar uzundur her geçen gün Yıl bitmek bilmez, uzadıkça uzar. Kabil'in Habil'i öldürdüğü Günden beri hiç dinmedi acılar Çünkü insanların insanlar için Koymuş olduğu bütün yasalar Tıpkı
Reklam
gerçeküstücülük,bu ilişkinin her zaman tıbbi gözlem modeline göre kurulmasını ön görmüştür.işin içine keyfiyet girmeden tek bir olay atlanmaz,hatta tek bir ad değiştirilemez.bazı olayların dolaysız,şaşırtıcı akıl dışılığının ortaya çıkartılması bunları kaydeden insani belgelerin kesin biçimde özgün olma koşulunu gerektirir.içinde son derece etkili bir soruşturmanın yer alacağı zaman dilimi hiç bir şey eklenemeyecek ve hiç bir şey çıkarılamayacak kadar güzel olmalıdır,çok güzel olmalıdır.ona hakkını teslim etmenin tek yolu bu zaman diliminin gerçekten akıp gittiğini düşünmektir,bu zaman diliminin insanda böyle bir izlenim uyandırmasıdır.
"Yalnızlık, bir daha kırılmayacağın ve üzülmeyeceğin bir huzurdur. Onu çekilmez yapan tek şey ise 'yenilmişlik' duygusudur." René Descartes
"Pek çok insanın hakkında konuştuğum için üzgünüm. Bildiğim tek şey; size anlattığım herkesi biraz özlüyorum. Bizim Stradlaterı ve Ackleyi bile, sözgelimi. Sanırım o lanet Mauricei bile özlüyorum. Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra."
Öğrendiydim kapalı tutmamayı konuklara kapımı yüzyıllar boyunca. Ama bir gün açtım gözlerimi ve gördüm ki neyim var neyim yok yağma Hasan'ın böreği. Ve gördüm ki asmışlar karımı, ve yavrumun sırtında na şöyle şöyle yara izleri. Konuk değilmiş onlar, anladım, düşmanmışlar. Mayınlar, bıçaklar topladım eşiğimden. Sonra ant içtim bütün yaralarım adına: Atmayacak eşiğimden adımını, dedim, bir tek konuk yirminci yüzyılda. Bir şairden başka bir şey değildim yüzyıllar boyunca tanrıdan medet uman. Oysa şimdi ben bir volkanım, yirminci yüzyılda. Patlayan bir volkan!
Reklam
İtfaiyenin görevi, kitap gizlediği ihbar edilen evleri yakmaktır. Montag işine bağlı biridir; ancak bir görevde bütün hayatı değişir. İhbar üzerine bir adının evini basarlar. Montag kütüphaneyi devirip yakmaya hazırlanırken bir kitap, kanat çırparak ellerine iner. Titreyen belli belirsiz ışıkta ak bir sayfa tüy gibi açılır. Montag o telaş içinde tek bir satır okuyabilir: “Öğle sonu güneşinde zaman uykuya dalmıştı”. Bu satır, kızgın çelikle dağlanmış gibi yanar beyninde… Kitabı korkuyla göğsüne saklar. Ev sahibi kadın, kitaplarıyla birlikte yanmayı tercih eder ve gazyağına kibriti kendi çalar. Evine dönen Montag olayı karısına şöyle anlatır: “Bu kadının evle birlikte yanmayı göze alması için bu kitaplarda bir şey olmalı; bizim hayal edemediğimiz bir şey…” Montag, bütün gece aklında o yangını söndürmeye çalışır. * * * Sonra montagın yangından kaçırdığı kitabı okuduğunu gören eşi ihbar eder “kitap okuyan” Montag’ı… O da kaçar ve bir direniş örgütüne katılır. Örgüt, ormandaki ırmağın kıyısında eski bir demiryolu istasyonunda gizlenmektedir. Yazarlar, bilginler, kitapların yok edilmesine karşı direnişe geçmişlerdir. Buldukları yöntem muhteşemdir. Her bir örgüt üyesi, insanlık tarihinin önemli bir eserini ezberler. Örgüt, hangi kitabın kimin hafızasında olduğunu bilir ve baskı dönemi bitinceye kadar unutulmaması için bu “kitap – adamları korur. Her adam bir kitaptır artık; her kitap bir adamdadır. Baskının en yoğunlaştığı dönemde bile insanoğlunun direniş gücü, yazının mirasını korumaya yeter.
"Eskiden her gün yaşanacak bir şey vardı, Herkes kendi düşünü kurar, Kendi hayatını oynardı. Şimdi, herkes Yoğun, Yorgun Ve Tek başına…”
296 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Gercek hayattan alinma bir öykü oldugundanmidir bilmiyorum ama kitap beni acikcasi cok etkiledi. Özellikle Yoncanin tecavüze ugramis oldugunu anlatilan bölümlerde kendimi tutamayip agladim. Bir kadinin basina gelebilecek en kötü, en aci ve unutmasi mümkün olmayacak bir seydir bu. Okumayi düsünenlere diyebilecegim tek sey, düsünme kismini gecip kitabi okuyunuz…Okuduktan sonra insan ister istemez haline sükrediyor.. Herkese iyi okumalar ;)
Aşk Uykusu
Aşk UykusuMehmet Coşkundeniz · Destek Yayınları · 2014289 okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.