Kitabı bitirebilmenin verdiği cesaretle geldim :) Selim'den bahsetmeden önce hislerimden bahsetmek istiyorum. Kitabı okurken hislerim birbirine karıştı. Karmaşıklaştım. Hüzünlendim ilk önce , satır aralarında güldüm mesela , hüzünlendim yine...Güldüğüm için utandım kendimden biraz. Sonra al baştan tekrar aynı hisler, karışık bir örüntü gibi..
Meğerse ne farklı bir mizahı varmış Oğuz Atay'ın. Anlayamamıştım ilk başta.
Selim'e gelecek olursak
Ah be Selim, nasıl da bizden birisin aslında. Hepimizin içinde ufak da olsa bir Selimlik yok mu? Tanıdık geliyor bir yerlerden, biliyorum diyorsunuz; ama çıkartamıyorsunuz. Öylece uçup gidiyor düşünceler...
Oğuzum Atay, Selim'i öyle anlatmış ki şimdi çıkıp gelse bir yerlerden "Evet diyeceğim bu o , o işte." Sonra çekip yanıma tutacağım ellerinden.