Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mobbing Bank Diyor ki;
Türk Fırtınası Nereden bilebilirdim yaşamımın bir fırtına estirmeye ait bir görev olduğunu! Dokuz yaşında aldım ilk yaramı on iki Eylül sabahında! O yara büyüttü beni!
Bir hissin omuzlarında ağırlık yapmasından yorulduğunda kaldırıma çöküp sigara yakmak istiyor insan. Aynı kaldırımda yanmak. Aynı izmaritte sönmek. Yürürken salına salına kaldırımlarda, gözlerine çarpmıyorsa kaldırım arasında yeşeren otlar, bitmedi daha. Bitmeyecek.
Sayfa 165 - DokuzKitabı okudu
Reklam
Bitmedi biliyorum ve bitmeyecek Varmak için o görkemli sonsuzluğa Yetmedi yalnızca adını söylemek Yürümek gerekiyordu üstüne üstüne Yürümek
Bitmedi biliyorum ve bitmeyecek Varmak için o görkemli sonsuzluğa Yetmedi yalnızca adını söylemek Yürümek gerekiyordu üstüne üstüne Yürümek
Aylar önce, ağaç evin balkonunu onaralım diye usta tuttum. Aradan onca zaman geçti, balkonun işi hâlâ bitmedi. Usta malzeme almaya diye bir gidiyor, üç ay geri gelmiyor örneğin. Enteresan bir tip, bir şey de söylenmiyor. Geçenlerde biraz da kinayeyle, “Ustacım galiba bu balkonun işi hiç bitmeyecek” dedim. “Hayata karşı bu kadar umutsuz olmayın bence” diye cevap verdi. Mantıklı geldi söylediği, ne bileyim. Şu anda bazı tahtaları kırık olan balkonumda oturdum sana bunları yazıyorum. Ne anlatmak istediğimi de bilmiyorum, öyle konuşuyorum.
Ayrılık diye bir şey yok Bitmedi, bitmeyecek bu kara sevda Gözlerimden çıkmıyor bakışları Sesin hâlâ kulaklarımda Her yerde bir koku, bir renk senden Ve sen varsın şiirlerimde mısra mısra Ansızın başladı yorgun gözlerimde Daha yıllarca sürecek bir rüya ..... .....
Sayfa 116
Reklam
Aylar önce, ağaç evin balkonunu onaralım diye usta tuttum. Aradan onca zaman geçti, balkonun işi hâlâ bitmedi. Usta malzeme almaya diye bir gidiyor, üç ay geri gelmiyor örneğin. Enteresan bir tip, bir şey de söylenmiyor. Geçenlerde biraz da kinayeyle, “Ustacım galiba bu balkonun işi hiç bitmeyecek” dedim. “Hayata karşı bu kadar umutsuz olmayın bence” diye cevap verdi. Mantıklı geldi söylediği, ne bileyim. Şu anda bazı tahtaları kırık olan balkonumda oturdum sana bunları yazıyorum. Ne anlatmak istediğimi de bilmiyorum, öyle konuşuyorum. Bence artık hepimiz yalnızlıktan ufak ufak kafayı yedik ama bir gün hepsinin geçeceğine inanmak istiyorum. Ne olursa olsun ben ustama güveniyorum, sen de hayata karşı bu kadar umutsuz olma Osman.
Bitmedi biliyorum ve bitmeyecek Varmak için o görkemli sonsuzluğa Yetmedi yalnızca adını söylemek Yürümek gerekiyordu üstüne üstüne Yürümek
PDF
Tarih akıp gidiyor. Tarihin şen çocuklarına yenileri katılıyor. Bu mücadele bitmedi, bitmeyecek dercesine...
Orada neler olmadı ki. Orada insanlar bir milletin ve insanlığın mukadderatıyla oynanan oyunun seyircisi ve aktörü oldular. Dünyanın tamamıydı sokağımız. Bir ırk diğer ırklara, bir fikir diğer fikirlere köle edilmeye çalışıldı. Bu savaş bitmedi hala. Ve sokak üzerine konuşmamız da bu yüzden bitmeyecek.
Reklam
Şehrazad onun nefesini teninde hissederken donakaldı. "Yap da gör bakalım elini ısırıyor muyum, ısırmıyor muyum," dedi. "Hem de küçük bir çocuk gibi ağlatana kadar." Tarık hava ve ses karışımı bir mırıltıyı andıran bir kahkaha patlattı. "Kan dökülmesinden bıktığını sanıyordum. Belki ben de seni herkesin önünde omzuma atarım." Şehrazad savaşmadan teslim olmak istemediğinden Tarık suratını ekşitene kadar onun kolunu cimdikledi. "Bu iş burada bitmedi." Yine de Şehrazad sürahiyi bıraktı. Tarık sırıttı. "Hiç bitmeyecek." Zaferini kutlar gibi şaraptan bir yudum aldı.
Aylar önce, ağaç evin balkonunu onaralım diye usta tuttum. Aradan onca zaman geçti, balkonun işi hâlâ bitmedi. Usta malzeme almaya diye bir gidiyor, üç ay geri gelmiyor örneğin. Enteresan bir tip, bir şey de söylenmiyor. Geçenlerde biraz da kinayeyle, “Ustacım galiba bu balkonun işi hiç bitmeyecek” dedim. “Hayata karşı bu kadar umutsuz olmayın bence” diye cevap verdi. Mantıklı geldi söylediği, ne bileyim. Şu anda bazı tahtaları kırık olan balkonumda oturdum sana bunları yazıyorum. Ne anlatmak istediğimi de bilmiyorum, öyle konuşuyorum. Bence artık hepimiz yalnızlıktan ufak ufak kafayı yedik ama bir gün hepsinin geçeceğine inanmak istiyorum. Ne olursa olsun ben ustama güveniyorum, sen de hayata karşı bu kadar umutsuz olma Osman.
Batmayı gördün değil mi, doğmayı da seyret! Güneşle aya guruptan hiç ziyan gelir mi! Yere hangi tohum ekildi de bitmedi? İnsan tohumu bitmeyecek diye şüpheleniyor musun?
Sayfa 205 - Mevlâna Celaleddin-i RûmîKitabı okudu
Sampiyon portreleri burada bitti, ancak şampiyonlarımız bitmedi elbette. Bitmeyecek de... Taha Akgül, Rıza Kayaalp, Yasemin Adar gibi yeniler gelecek, daha pek çok yeni şampiyonlarımız olacak. En büyük dileğim bir gün onların da yazılması... Gene en büyük dileğim şampiyonlar dünyasıyla sanat dünyasının yakınlaşması, aradaki duvarların kalkması... Aydınlarımızı güreş izlerken, şampiyonlarımızı kitap okurken görmek benim en büyük dileğimdir. Üç kitabımı biraz da bu amaçla yazdım... Cumhuriyet Sporunun Zafer Abideleri'ni, Cumhuriyet'in ilk elli yılıyla sınırlı tuttuk. Bu uzun dönemde olimpiyat kürsülerinde yalnız güreşçilerimizi gördük, ata sporumuz dışında, diğer dallarda aynı başarıya ulaşamadık, bu nedenle de kitabımız yalnız güreşle sınırlı kaldı. Şampiyonlarımızın öyküsünü anlatırken, tarihimizi, ülkemizi, insanımızı, geleneğimizi, göreneğimizi bir de spor salonlarından göstermeye çalıştık. "Türk gibi kuvvetli" sözünü dünyaya yeniden hatırlatan şampiyonlarımıza Cumhuriyet'imizin 100 yılında birazcık olsun vefa borcumuzu ödeyebildiysek, ne mutlu bize!..
Sayfa 205 - Ötüken Neşriyat
Batmayı gördün ya, doğmayı da seyret; güneşle aya batmadan hiç ziyan gelir mi? Sana batmak görünür ama doğmaktır o; mezar hapis gibi görünür ama canın kurtuluşudur o. Hangi tohum yere ekildi de bitmedi? Ne diye insan tohumu bitmeyecek diye şüpheleniyorsun yani? Hangi kova kuyuya salındı da dolu-dolu çıkmadı; can Yusuf’u, ne diye kuyudan feryâd etsin?
201 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.