Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_Türkler, hür ve bağımsızdırlar. Gururları çok yüksektir. Gururludurlar fakat asilzadelik taslamazlar. Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır. Hem sert ve dik başlı hem de yumuşak ve sabırlıdır. Yırtıcılığı İskitlerden, yumuşaklığı da Yunan'dan almışlardır. Fetihçi ve cahil olduklarından bütün uluslara tepeden bakarlar. Aralarında
Fatih 6 Nisan'da muhasaraya başladı ve 29 Mayıs Salı günü şehir düştü. Bu 53 günlük muharebe harp tarihi bakımından son derece ilginçtir. Surlar büyük toplarla dövülmüştür. Haliç'e girmek mümkün değildir ve malum biçimde zincir gerilmiştir. Zinciri aşıp arkasındaki Bizans donanmasıyla çarpışmak imkânsızdır ama Osmanlı donanması bu engeli de aşmıştır. Zincirin son kalıntısı İstanbul Askeri Müzesi'ndedir.
Sayfa 187 - Kronik Kitap 4. BaskıKitabı okudu
Reklam
İki büyük fatih arasında gerginlik artıyordu. Bayezid ve Timur, her ikisi de aynı siyasi hedefi güttükleri için aralarında bir çatışma önlenemez görünüyordu. Bu hedef, tüm Türklerin askeri gücünü bir bayrak altında toplamak ve hilalin emrine vermekti. Her iki fatih de dünyanın, iki kahraman için çok küçük olduğuna inanıyordu: Allah birinden birini seçtiğinde, bu, sonsuza dek sürecek bir seçim olacaktı. Sonunda ipler koptu. Timur dev ordusunu topladı -sekiz yüz bin kişilik bir ordu.- Bayezid, Asyalı fatihe karşı durmak için derhal Bizans kuşatmasını kaldırdı. Düşmanının gücünü ve kurnazlığını biliyordu. Dikkatle ve titizlikle çok uygun yerler seçerek mevzi aldı. Ama büyük hanların vârisinin, büyük halifelerin izinden giden düşmanına ağır basan bir özelliği vardı: o, Bayezid'in yapamadığını yapıyor, kentleri ve insanları hiçe sayıyordu. Bağdat'ı aldı ve talan etti. Küçük Asya kentlerini yaktı, yok etti. Bayezid'in, ülkesinin yok edilmesini önlemek ve halklarının gözünde saygınlığını kaybetmemek için bu ateş ve ölüm tufanını durdurması gerekti. Ankara yakınında savaşa girdi. Yenildi. Timur'un ordusu kuşkusuz silah ve cephane bakımından çok üstündü: Bayezid'in herhalde hiç kullanmadığı topları vardı. Hindistan'dan getirdiği fillere binmiş askerleri, Bayezid'in askerlerine tutuşmuş yağ döküyordu. Yeniçerilerin kahramanca cesareti de işe yaramadı. Ama Türkler öylesine kahramanca dövüşüyorlardı ki, savaşın sonu uzun süre belirsiz kaldı. Ölümü göze alarak ön safta çarpışan Bayezid esir düştü; kısa süre sonra da ölecekti.
Sayfa 251 - Doğan Kitap YayınlarıKitabı okudu
ORTAÇAĞ'IN KAPANIŞI: Fatih Sultan Mehmet, l452'de Konstantinopolis saldırısına başladı. Xl. Konstantinos cesurca kararlı bir direnmeye geçti. 30 Mayıs l453'te Konstantinopolis düştü. Bir Türk şehri oldu ve öyle de kaldı (...)Bazı tarihçiler ortaçağın sonunu ve modern zamanların başlangıcını Bizans İmparatorluğu'nun ve Yüzyıl Savaşı'nın sonu olan 1453 olarak gösterirler. Diğerleri aşağı yukarı yarım yüzyıl sonraki Amerika'nın keşfi ya da Protestan Devrimi'nin başlangıcından bahsederler (Asimov 1994; çev.Topçugil 2006; 103).
Fatih O Çocuğu Neden Öldürdü? - Ümit Bayazoğlu
İstanbul'un fethine dair belgelerin çoğu fetihten yıllar, hatta asırlar sonra yazılmıştır. Ancak bunlardan "Chronicon Minus" adlı belge, Yorgo Frantzis adlı Bizanslı bir diplomat tarafından bizzat İstanbul'da fetih harekâtı sürerken kaleme alındı. Bu eşsiz belge, fetihten tam 556 yıl sonra 2009'da Levent Kayapınar
Çift başlı kartaldan oluşan Bizans bayrakları yerlerini al yeşil Osmanlı sancağına bırakıyor, asker yıkılan surlardan, açılan kapılardan, gediklerden oluk oluk şehre akarak padişahlarına Fatih unvanını getirecek olan saldırıyı nihayetlendirmek için canla başla vuruşuyorlardı. 'Şehir düştü' çığlıkları bahar rüzgârıyla birlikte Konstantinopolis'i saran bütün surları dolaşıyor.
Sayfa 410Kitabı okudu
Reklam
Osmanlı Padişahları
Ali Canip Yöntem'in, liselerin dokuzuncu sınıflarında okutulan "Edebiyat" adlı kitabında bir kayıt, "... O aralık Abdülmecid tahta geçmişti. Bu, her Osmanlı pâdişâhı gibi gafil ve bîçâre bir adamdı..." Ali Canip Yöntem, câhil zamane dalkavuklarından birisi bulunsaydı, bu sözün belki o kadar ehemmiyeti olmazdı.
FETİH ŞİİRİ İstanbul fatihlerinin aziz ve mübârek ruhlarına ithaf olunur. Maltepe sırtlarında bir İlkbahar gecesi (*), Çözülecek, mutlaka, şu Bizans bilmecesi... Vermek için askere son hücumda şevk, gayret, Otağ-ı Hümâyûn'da kuruluyor meşveret!.. Ne muhteşem gece bu ?.. Pırıl pırıl her taraf, Meş'aleler - er gibi birbiriyle tutmuş
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.