Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
104 syf.
10/10 puan verdi
Gözlerimi açtım. Neredeyim? Uyurken yatağımdaydım. Evimde! Şu an yemyeşil bir ormandayım. Bu nasıl olabilir? Anlam veremedim ilk önce. Anlamaya çalıştım. Şaşkınlık... Yerini korku aldı bu sefer. Sakin ol... Sakin kal! Derin derin nefes aldım. Etrafa baktım. Kimse yok. Yalnızım. Nasıl geldim ben buraya? Sorular... Sorular... Yaklaşık on dakika
Kaçan Ayna
Kaçan AynaGiovanni Papini · Kırmızı Kedi Yayınları · 20161,421 okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
SIRÇA FANUS- Sylvia Plath (intihar üzerine biraz konuşalım)
İnceleme yapmayı severim, birçok incelemem var ve yazarken çok düşünmem açıkçası içimden ne geliyorsa onu yazıyorum, ama bu kez öyle olsun istemiyorum. Elimde iç burkucu bir şekilde intihar etmiş olan ve çok sevdiğim Sylvia'nın kitabı var bu kez, ve onun Sırça Fanus'u. Bir insan neden kendi yaşamına son vermeye karar verir? "Psikiyatrik
Sırça Fanus
Sırça FanusSylvia Plath · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201911,7bin okunma
Reklam
210 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yaşamak ve yaşarken kaç defa ölmek
Yaşarken bir insan kaç defa ölebilirse kitabı okurken o kadar öldüm. Çok hüzünlendim bunu anlatacak bir şey bulamıyorum. Çin edebiyatından muhteşem bir eser.
Oğuz Atay
Oğuz Atay
Tutunamayanlar
Tutunamayanlar
eserinde yaşamamaktan yoruldum diyor ya işte bu eser onu anlatıyor. Kumar borcu ve intihar felsefesi içeren kitap kişinin kendini öldürmeyi düşünmesi ama aslında kendini
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201634bin okunma
416 syf.
10/10 puan verdi
Ve günlerin dili olsaydı, senin Vicdanın'dan bahsederdi Eduardo Galeano.
"Ve günler yürümeye başladı. Ve onlar, yani günler, bizi yaptı. Ve bu şekilde doğduk biz, yani günlerin çocukları, sorgulayıcılar, yaşamı arayanlar" (Mayalara göre, Yaradılış) Unutma, Hatırla! Gerçekleri söylemekten asla korkma! Dünyanın Adaletine güven, umutsuzluğa kapılma! Vicdanını dinle! Sorgulamaktan vazgeçme! Ve günler yürümeye
Ve Günler Yürümeye Başladı
Ve Günler Yürümeye BaşladıEduardo Galeano · Sel Yayıncılık · 2017841 okunma
"Bir tatlı ömür gibi gitmeye niyetlendin, Ayrılık atına eyer vurdun inadına... Ama bizi unutma, Hatırla Ama...! Sana temiz dostlar, iyi dostlar, bağdaş dostlar, Yeryüzünde de var; gökyüzünde de var... Eski dostla ettiğin yemini unutma, Hatırla Ama...! Sen her gece ay değirmisini, Başına yastık edince yollarda, Dizimde yattığın geceleri
163 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Yine Özel, yine beni karman çorman etmiş bir kitap... Yine İsmet Özel'in kendine has tarzında muazzam bir kitap. Evet, yorucu, evet, anlaması zor, ama bizi en çok geliştiren kitaplar bizi yoran kitaplar değil midir? Yine Müslümanlar ile siyaset arasında nasıl bir ilişki olması gerektiğini açıklamaya gayret etmiş Özel. Çünkü ne demişti Erbakan Hoca? Siyasetle ilgilenmeyen Müslümanları, Müslümanlıkla ilgilenmeyen siyasetçiler yönetir. Buna mukabil, İsmet amcamız da bu görüşe katılıyor olsa gerek ki, siyaset ve Müslüman siyaseti ile bu kadar ilgileniyor. Her kitabında muhakkak vurguladığı bir şey var: Şahsiyetli Müslüman. Bu konunun üzerinde defaatle durur ve Türkiye'nin kalkınmasının İslam'la olacağını savunur. Başka hiç bir sistemin Türkiye'yi kalkındırmayacağına dair inancı tamdır. Senelerdir İsmet Özel okuyan bir okur olarak bir kaç cümle de ben etmek isterim Müslüman siyaseti hakkında... Müslüman! Sen kendini değerli gör. Sen kendini yetiştir. İşlerin adamı ol. Biz Müslümanlar, yerküre üzerinde insan oluşun tek gerekçesiyiz. İnsanlığın bir parçası değiliz. İnsanlığın mihveriyiz. Kendini o pespaye halden çıkar, her şeyi yapacak güç, damarlarındaki kanda mevcuttur! Öğren... Düşün... Çalış... Gerçekleştir... Batı devletlerine öykünerek yaşama, kendi sanayiin olsun, kendi tarlanda üret, Dünya'ya sen ürün sat. Müslüman olarak kendini ezik görme, senin hastalığın budur. Tanzimat'tan beri seni ezdiler, gavura gavur deme dediler, seni ılımlı İslam'cı yapmaya gayret ettiler. Olma! Silkin, kendine gel! Neyi kaybettiğini hatırla!
Neyi Kaybettiğini Hatırla
Neyi Kaybettiğini Hatırlaİsmet Özel · Şule Yayınları · 20111,021 okunma
Reklam
Biz insanları derece derece mecburiyet bağlarıyla bağlamışlar. Bu bağlar çözüldükçe savunmasız kalıyor, çaresizliğe düşüyoruz. Mecburiyetler kalkınca yalnızca şaşkına dönmüyoruz aynı zamanda bizi bir dönem mecburiyet altında tutmuş olan şartlara ve kimselere olan hıncımızı dışa vuruyoruz. Dolayısıyla mecburiyet bağları insan olarak birbirimize kötülük yapmamızın, birbirimize kötü davranmamızın da başlangıcı.
Sayfa 21 - İKLİM YayınlarıKitabı okudu
Bundan ötesi var mı bilmiyorum ama ben senin sesini unuttum, nasıl gülerdin, nasıl bakardın hatırlamıyorum. Sen beni önce yorup sonra gücün yok diye bıraktığın yol ayrımıyla hatırla. Peki seçtiğin adam seçtiğin hayat beni mahvettiğine değdi mi? Aramızdaki mesafeler değil aramıza aldığın insanlar bitirdi bizi... Dön demiyorum ama keşke hiç gitmemiş olsaydın. Ben bu dertle hiç tanışmamış olsaydım, çünkü merhem ne kadar güçlü olursa olsun, yarayı hiç açılmamış yapamaz. Velhasıl kiminle nerede mutluysan onunla orada yaşa, hayalinde ne varsa yanındakiyle başar. Ben sana içimde ölme diye çok ağladım be. "Bu evi başıma sen yıktın, çıkıp gittim diye ben suçlu oldum.." vedaların da bir adabı vardır sen ikimizi parçalayıp attın...
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.