Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Biz diyoruz ki, bu halk soyulmasın... Halkı soyanları artık aradan çıkaralım. Yirminci yüzyıl milletlerin soyul­maktan kurtuldukları, kendi benliklerini buldukları yüz­ yıldır. Bizim toprağımızın kendine has bir kültürü var, amanın buna hiç önem verilmiyor, önem verilsin, diyoruz. Başka çaremiz yok, diyoruz. Amanın millet, toprağımız yok oluyor, ağalar, beyler, gericiler, toptan, toprağımızı, ormanlarımızı yok etmek için yarışa çıkmışlar, ne duru­yoruz, diyoruz ... Onlar karşımıza geçmişler bre vatan ha­inleri, bre zındıklar... Bre! Bre!.. Azıcık vicdanı olan, elini vicdanına koyup söylesin, kim vatan haini, kim değil!..
Hem neden hayallerimiz ve ümitlerimiz olmasın ki! Bizden önce Yahudiler hep devletlerini kurma hayaliyle yaşadılar. Sonunda hayaliyle yaşadıkları devleti gelip topraklarımızda kurdular. Hemde bu devletin daha önce topraklarımızda hiçbir hayat emaresi yokken... Yahudiler, dünün hayalleri, bugünün gerçekleri olana dek çabalayıp durdular.Düşmanımıza üstün gelme, topraklarımızı ve haklarımızı iade etme hayaliyle yaşamanın ne sakıncası olabilir ki? Varlık âleminin mutlak hakikatleri, tarihî olaylar ve yüce Allah'ın kâinattaki kanunlarının tümü bizi desteklemişken, dünün hayallerini, bugünün gerçeklerine dönüştürme adına neden bizim böyle bir çabamız olmasın?
Reklam
Bu kitabı tek bir cümle indirgeyecek olsanız "anlaması zor" olurdu. Hiçbir şey hiçbir şeye neden olmuyormuş gibi görünüyor ama her şey bir şeyleri düzenliyor. Bilim insanları durmaksızın şöyle diyor: "Önceden x olduğunu düşünürdük ama şimdi anlıyoruz ki..." Bir şey düzeltmek on başka şeyi bozmakla sonuçlanıyor zira istenmeyen sonuçlar yasası hep üstün geliyor. Her türlü önemli ve büyük meselede bilimsel çalışmaların %51'i bir yöne, %49'u ise diğer yöne işaret ediyor. En nihayetinde, gerçekten bir şeyleri düzeltme, hayatı güzelleştirme çabalarının beyhude olduğu ortaya çıkabiliyor. Ancak denemekten başka çaremiz yok.
Sayfa 660 - PegasusKitabı okudu
Ahh Efendimiz... Yokluğunun hasreti sinemizi dağlamakta, sana hasret yaşayan kardeşlerin olarak bir saç teline bakıp avunmaktayız. Bizim de nasibimize ahirzamanda fıtrat mücadelesi vermek düştü... Kardeşlerimizin birçoğuna sözlerimizi anlatamıyoruz. Savrulup giden bir ümmet olarak hadislerindeki beyanatlarına sarılmaktan gayrı çaremiz yoktur.
Sayfa 115 - EvvaheKitabı okudu
Bizim de başka çaremiz yok da oğlum Hikmet. Biz bu dünyaya seyretmeye, hayran olmaya gelmişiz.
Sayfa 280 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Sevgili öğretmenler mesleğinize lütfen bir gelir kapısı olarak bakmayın...
Öğretmenler, kardeşlerim, dayanacaksınız, başka çaremiz yok. Bunların ağababalarına karşı Çanakkalede on binlerce aydın dövüştü ve şehit düştü. Onlar bizim kardeşlerimizdi. Kurtuluş Savaşında da öyle. Onlar bizim kardeşlerimizdi.
Reklam
"Bizim de başka çaremiz yok da ondan, oğlum Hikmet. Biz bu dünyaya seyretmeye, hayran olmaya gelmişiz. Takdir etmesini bilmek de bir meziyet, derlerdi büyüklerimiz bize. Biz de önümüze geleni beğenirdik. Tarih hocasını Heredot, felsefeciyi Eflatun zannederdik. Bizim hocaların adı tarihe henüz geçmemiş diye hayıflanırdık; ortada bir haksızlık olduğunu düşünürdük. Bize göre, herkes âlim adamdı..."
Sayfa 280Kitabı okudu
Sokretes'in savunması
Sokrates, digerlerinin senin için yarattığı yoldan gidemeyeceğini söylüyordu.Yürümelisin ve YOLUNU YÜRÜYEREK OLUŞTURMALISIN. Sokrates kabul edilmeyi talep etmiyor." Lütfen beni yalnız bırakın, benim sizi yalnız bıraktığım gibi.Lütfen benim özgürlüğüme izin verin.Ben sizin hayatınıza tecavüz etmiyorum siz de benim hayatıma tecavüz
Sayfa 37
Dersim Kürtlerinin Erzincan Boğazı'nı Tuttukları Haberi: Amasya'dan Erzurum'a gelirken, Sivas'ta küçük bir hikâyeye zemin olan vaka hatırlarınızdadır. Gariptir ki, Erzurum'dan Sivas'a giderken de buna benzer küçük bir vaziyete temas ettik. Erzincan'dan batıya hareket ettiğimiz günün sabahı, Erzincan Boğazı
Sayfa 62
Bizim de başka çaremiz yok da ondan, oğlum Hikmet. Biz bu dünyaya seyretmeye, hayran olmaya gelmişiz.
Sayfa 280Kitabı okudu
555 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.