Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsan başka çaresi kalmayınca isyan eder. Bizim çaremiz var mı?
Ece TemelkuranKitabı okudu
Don't be lazy, make the challenge your part
Eğer bu süreçle birlikte var olmaktan başka çaremiz yoksa, bizim yapabileceğimiz şey, inatçı bir azimle kendimizi değiştirmek (belki de dönüştürmek). Bu, süreci kendi karakterimizin bir parçası haline getirmekten ibarettir.
Sayfa 125 - Doğan Kitap 1. Baskı Epub T.s.s. 312Kitabı okudu
Reklam
İnsan başka çaresi kalmayınca isyan eder. Bizim çaremiz var mı?
Bu yaşamı sürmekten, bu oyunu oynamaktan başka hiçbir çaremiz yok bizim.
Diyeceğim şu: İnsan başka çaresi kalmayınca isyan eder. Bizim başka çaremiz var mı? İnsan ancak korkmaktan yılınca isyan eder. Korkudan yıldın mı? Yılmadın mı? Ece Temelkuran
Reklam
Sıcak Çarpması
ABD' de sıcak çarpması pek ciddiye alınmayan bir rahatsızlık olarak bilinir, yaz kamplarında öğrendiğiniz bir derstir bu, tıpkı yüzerken kramp girmesi gibi. Ama sıcaktan ölmek, insan bede­ninin başına gelebilecek en zalimce cezalardan biridir, vücut sı­caklığının düşmesi (hipotermi) kadar acı verici ve kişiyi kendini bilmez hale getiren bir rahatsızlıktır. Önce, çoğunlukla su kaybı­nın bir emaresi olan "sıcak yorgunluğu" gelir: yoğun terleme, mide bulantısı, baş ağrısı. Ama belli bir nokta aşıldığında suyun bir faydası olmaz, bedeniniz çaresizce soğutma ümidiyle cilt yüzeyine doğru kan gönderirken vücut sıcaklığınız artar. Deri genellikle kızarır, iç organlar teklemeye başlar. Nihayetinde terlemeniz son bulabilir. Beyin de doğru dürüst çalışmaz hale gelir ve bazen, bir süre devam eden ajitasyon ve mücadelenin ardından, rahatsızlık ölümcül bir kalp kriziyle son bulur. Langewiesche, "İş aşırı sıcağa geldiğinde, derinizi değiştiremediğiniz gibi, koşullardan da kaça­mazsınız," diye yazmıştı.
"Bizim de başka çaremiz yok da ondan, oğlum Hikmet. Biz bu dünyaya seyretmeye, hayran olmaya gelmişiz. Takdir etmesini bilmek de bir meziyet, derlerdi büyüklerimiz bize. Biz de önümüze geleni beğenirdik. Tarih hocasını Heredot, felsefeciyi Eflatun zannederdik. Bizim hocaların adı tarihe henüz geçmemiş diye hayıflanırdık; ortada bir haksızlık olduğunu düşünürdük. Bize göre, herkes âlim adamdı..."
Sayfa 280Kitabı okudu
İçimizde bir başkasına herhangi bir duygu emaresi algıladığımız zaman bizim de aynı duyguya kapılma eğilimi göstermemize yol açan bir şeyin mevcut olduğuna hiç kuşku yoktur. Fakat ne sıklıkla bizim üzerimizde hakimiyet kurmak isteyen bu duyguya başarıyla karşı koyar, direnir ve onun tam aksi yönünde tepki gösteririz ? Peki ama niçin bir kitleye mensup olduğumuz zaman bu bulaşmanın gerçekleşemesine değişmez bir biçimde izin veririr.
“Bizim gibi düşünmeyen, bizim gibi giyinmeyen, bizim gibi yiyip içmeyen, bizim kadar yeşili veya maviyi sevmeyen insanlara karşı bir kin, bir nefret ile dolup taşıyor, can atıp çırpınıyoruz. Neden? Çünkü ölçümüz, metremiz, endazemiz, kulacımız hep: Ben! Bana! Benim!”
555 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.