Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bizim de başka çaremiz yok da ondan, oğlum Hikmet. Biz bu dünyaya seyretmeye, hayran olmaya gelmişiz.
Sayfa 280 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
80 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Spoiler olabilir siz yine de bir okuyun da gelin. Yine Stefan Zweig yine tek atımlık ama sindirmesi zor,düşünce bağırsağında emilmesi daha da zor bir başyapıt. Ama dikkat çekilmesi gereken nokta bu kitabın aslında Zweig'in kaleminden çıkmamış olduğudur. Ayrıntılı bilgiyi inceleme altındaki yorumda vereceğim. :) Bir an için çok çok aç olduğunuzu
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023144,7bin okunma
Reklam
Tiyatro seyreder gibi bakıyorlar benim öfkeme. Biraz fazla kaçtı mı, oyunun yarısında bırakıp çıkıyorlar. Sizin gibi seyirci nerede, albayım?» «Bizim de başka çaremiz yok da ondan, oğlum Hikmet. Biz bu dünyaya setretmeye, hayran olmaya gelmişiz. Takdir etmesini bilmek de bir meziyet, derlerdi büyüklerimiz bize. Biz de önümüze geleni beğenirdik: Tarih hocasını Herodot, felsefeciyi Eflâtun zannederdik. Bizim hocaların adı neden tarihe henüz geçmemiş diye hayıflanırdık; ortada bir haksızlık olduğunu düşünürdük. Bize göre herkes, âlim adamdı. Tekaüt olduktan sonra kanaatlerim biraz değişmişti ama, gene de hangi resim sergisine gitsem, koşar ressamı tebrik ederdim; bütün piyeslerden sonra alkışlamaktan ellerim acırdı. Ediplerle tanışamadım diye üzülür dururdum. Bir gazete muharririnin yazılarını en büyük hakikat olarak kabul ederdim. Mühim makaleleri kesip saklar, fırsat buldukça yeni baştan okurdum. Ortaya atılan her esere hürmetim vardır benim. Bir insanın, iyi kötü, ortaya bir eser koyması ne kadar zor, ne kadar takdire şayan bir gayrettir bilemezsin.»
Biz diyoruz ki, bu halk soyulmasın... Halkı soyanları artık aradan çıkaralım. Yirminci yüzyıl milletlerin soyulmaktan kurtuldukları, kendi benliklerini buldukları yüzyıldır. Bizim toprağımızın kendine has bir kültürü var, amanın buna hiç önem verilmiyor, önem verilsin, diyoruz. Başka çaremiz yok, diyoruz. Amanın millet, toprağımız yok oluyor, ağalar, beyler, gericiler, toptan, toprağımızı, ormanlarımızı yok etmek için yarışa çıkmışlar, ne duruyoruz, diyoruz... Onlar karşımıza geçmişler bre vatan hainleri, bre zındıklar... Bre! Bre!.. Azıcık vicdanı olan, elini vicdanına koyup söylesin, kim vatan haini, kim değil!..
Çanakkalede Türk halkıyla yan yana binlerce aydın emperyalistlere karşı dövüştü ve canını verdi. Onlar, canlarını ne için verdiklerini biliyorlardı. Kurtuluş Savaşımızda da öyle oldu. Binlerce aydın halkımızla birlik, bizi sömürmeye, aşağılatmaya gelen düşmana karşı dövüştü ve yurdunun ve halkının özgürlüğü ve ekmeği için canını verdi. Bizim aydınlarımız şimdi iyice inansa ki, halkı sömürücülerden kurtarmaktan başka ilerlemek, yükselmek, insan olmak, çağdaş olmak için başka, hiç başka çaremiz yok, her şeyini bir yana bırakıp, evladü ıyali, korkuyu, bencilliği, her engeli bir yana bırakıp halkı kurtarmak savaşına atılır. Şimdilik, bana öyle geliyor ki, bizim aydınımızın tek kusuru bocalamasıdır. Biz bugün halk olarak, aydın olarak yolu bulma durumundayız. Bu günlerdeki el yordamıyla yürümemiz uzun sürmeyecek. Zamanın ve yurdumuzun el yordamıyla uzun zaman yürümeye tahammülü yok. Biz Türk aydını ve halkı olarak yurdumuzu çok severiz ve eski bir milletiz.
Yenilirsek İstanbul'a istese de, kimse dönemez... Çünkü payitaht düşmüş olur... Şartlar ne olursa olsun, düşman ne kadar kuvvetli olursa olsun, onları yenmek zorundayız. Başka çaremiz yok. Dünyada hiçbir ordu bizim kadar kazanmak mecburiyetinde kalmamıştır. Bu yüzden her türlü ayrıntıyı düşünüp ona göre hareket ediyoruz. Onlar son model silahlarla bize saldıracaklardır. Ama onlarda olan bizde, bizde olan onlarda yok. Her şey silah demek değildir. Silahı tutan elin yüreği de mangal gibi olmalı, yürek yoksa silahın pek bir ehemmiyeti yoktur. Ölümü göze almış bir insan korku duymaz. Etrafına bir bak. Asker ölümü bile hakir görüyor. Bu bizim için çok önemlidir. Ama ya onlar? Muhtemel bir savaşı turistik gezi gibi düşünüyorlar. Truva'yı Dardanos'u Annibalın mezarını merak ediyorlar. İda Dağı'nda av partisi düzenleyecek olmanın hayalini kuruyorlar. İstanbul'u yağmalayacaklarının rüyasını görüyorlar... Her şey onların tahmin ettiği gibi kolay olmayacak. Bir ordu savaşta zaferden başka bir şey düşündü mü peşinen yıpranmıştır. Böyle biline. Ne ki onlar da bunu yakında görecekler... Bu şeref, namus ve en önemlisi, iman mücadelesidir. Biz savaştan galip çıkmak zorundayız. Bunun aksini bile düşünmek istemem.
Sayfa 109Kitabı okudu
867 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.