Bugüne kadar Norveç edebiyatından Knut Hamsun, Karl Ove Knausgaard ve Dag Solstad’ın kitaplarını okumuş ve bütün bu kitapları çok beğenip kendime yakın hissetmiştim. Norveç edebiyatının bir diğer büyük ismi Per Petterson ile At Çalmaya Gidiyoruz romanı ile tanışma fırsatı buldum iyi ki de bulmuşum. Şu ana kadar okuduğum en iyi kitaplardan bir tanesiydi diyebilirim. Kitabın özellikle her şeyi kararında anlatması çok hoşuma gitti. Detaya yeteri kadar giriyor, dil yeteri kadar akıcı, akıcılık olması gerektiği gibi, merak uyandırması falan derken kitapla ilgili en ufak bir kusur bulamadığımı belirtmem gerekiyor. Kitap başkahramanın 67 ve 15 yaşındaki hallerinin yaşamları arasında mekik dokuyor. Yaşamın başındaki heyecan, enerjiklik, öğrenme arzusu ile yaşamın sonunda gelen dinginlik, özgüven, gençliğe duyulan özlem ve boş vermişlik müthiş bir şekilde harmanlanmış. Norveçli yazarların sanırım ortak özellikleri size içinde bulunulan ortamı yeteri kadar detay vererek (Rus klasiklerinde olduğu gibi detaya boğmadan) sizi öyküye, ortama, yaşanılanlara ortak etmeleri. Per Petterson’un öyküsünde de kitapta bahsi geçen küçük kasaba ve dağ evindeymiş gibi hissettim kendimi. Başkarakterin tüm hissiyatlarına ortam oldum. Böyle kitaplarla gerçekten çok sık karşılaşılmıyor. Mutlaka alın ve okuyun.