Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Barış Şahin

160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İzmir Posta’nın Adamları’nı okurken sürekli neden Ahmet Büke ile bu kadar geç tanıştım diye kendi kendime hayıflandım. Her bir öyküsünün daha ilk sayfasından itibaren sizi oradaymış ve her şeye tanıklık ediyormuşçasına içine çeken harika bir dili var yazarın. Bu dil ile anlattığı öyküler ise gerçekten insana dokunuyor ve iz bırakıyor. Çoğu zaman hüzünleniyorsunuz, kendinizle bağ kuruyorsunuz. Birçok öyküsünde kişisel iç savaşlardan, aile bağlarından ve mahalle adabından çok güzel etkiler bulabiliyorsunuz. Bir de kedileri, köpekleri çok ince bir zariflikle öykülere yedirmesi beni çok etkiledi. Daha birçok kitabını sipariş edip okuyacağıma eminim. Umarım siz de okuduğunuzda aynı etkiyi hissedersiniz.
İzmir Postası'nın Adamları
İzmir Postası'nın AdamlarıAhmet Büke · Can Yayınları · 2010171 okunma
Reklam
216 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Daha önce yine Kafka yayınlarından çıkan “Babam Giderken” kitabını okuyup kendimden çok fazla şey bularak etkilendiğim Venezuela’lı yazar Alberto Berrera Tyszka’nın yeni kitabı Comandante’nin Son Günleri kitabı adı üstünde Venezuela’nın kimlerine göre efsanevi kimilerini göre gaddar diktatörü Hugo Chaves’in son günlerinde geçen bir roman. Fakat baştan söylemek gerekirse, kitap Hugo Chaves’in hayatını anlatan veya son günlerine ışık tutan bir biyografik tatta bir kitap değil. Kitap Hugo Chaves’in son 2-3 senesi içerisinde birbirinden farklı ama git gide iç içe giren hikayeleri anlatıyor. Aslında her bir hikâye diğeri için önem teşkil ediyor ve sonunda oldukça zarif bir şekilde bir araya geliyorlar. Bu hikayeleri yazar 2011-2013 arasında Venezuela’da yaşanan ortam ile çerçeveliyor. Çeteler yüzünden sokak gasp edilip öldürülenler, hükümetin polisleri tarafından göz altına alınıp bir daha haber alınamayanlar, çeteler tarafından ele geçirilen hastaneler yüzünden ölen insanlar gibi örneklerle o dönemin Venezuela’sı hikayelerin arka planında okuyucuya oldukça güzel bir şekilde aktarılmış. Bu nedenle kitap okunurken salt hikayelere odaklanmaktan ziyade, kitaba biraz daha geniş bir perspektiften bakarak yukarıda bahsettiğim konulara dikkat edilerek okunması kitabın derinliğini anlamak açısından fayda sağlayabilir. Yazarı zaten önceden okuduğum için diline oldukça alışkınım. İlk defa okuyacak okurların da bir sıkıntı yaşayacağını hiç düşünmüyorum çünkü gerek akıcılık gerekse kurgu olarak oldukça başarılı bir kitap. Çevirmenin de özellikle ellerine sağlık diyorum.
Comandante'nin Son Günleri
Comandante'nin Son GünleriAlberto Barrera Tyszka · Kafka Kitap · 202039 okunma
152 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Adını çok duyduğum fakat daha önce okuma fırsatı bulamadığım yazarların başında geliyordu Rachel Cusk. Övgü, Çerçeve, Geçiş kitaplarını birçok platformda görmüştüm. Yazarla tanışmama vesile olan kitap ise “Çerçeve” oldu. Kitaba ana hatlarıyla bakacak olursak Atina’ya yazma dersi vermeye giden bir yazarın uçakta yanında oturan yolcuyla başlayan hikayesi Atina’da karşılaştığı başka hikayelerle birleşmekte ve yine yan koltuktaki yolcuyla kitap bitmekte. Bu yazdığım cümleyi eminim kitabın arkasına baktığınızda ya da kitapla ilgili yorumları incelediğinizde kolaylıkla görebilirsiniz. Peki bu kitabı okunmaya değer kılan ayrıntılar nedir? Öncelikle yazar dili çok başarılı. Ama beni en çok etkileyen şey ise kısa hikayeler barındıran birçok kitabın aksine Rachel Cusk öykünün başkarakterinin ağzından her hikâyeye kendi yorumunu katmış ve bir şekilde yazdığı hikâyeyi en son bir göz olarak kendi değer yargıları çerçevesinde değerlendirmiş. Yanındaki yolcunun hayat hikayesine de bir yorum yapıyor, dil sınıfında gerçekleşen tartışmalara da katılıyor, yazar arkadaşlarıyla fikir alışverişinde bulunuyor. Bu açıdan kitap benim gözümde diğer kitaplardan biraz ayrıldı ve değer kazandı. Kitabın diğer yönleri akıcılığı, samimiyeti, kurgusu oldukça başarılı ve kesinlikle okunmayı hakkediyor. Kısa olan bu öykü kitabının herkes tarafından sıkılmadan okunacağını düşünüyorum.
Çerçeve
ÇerçeveRachel Cusk · Yapı Kredi Yayınları · 2016196 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
248 syf.
7/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Andrew Sean Greer’in “Bay Less” romanı 2018 yılında Pulitzer ödülünü Kurgu dalında kazanmış bir kitap olarak açıkçası oldukça fazla beklenti oluşturuyordu kendisinde. Baştan söylemek gerekirse maalesef ülkemizde bir kesimin ön yargı ile yaklaşacağı karakterlere sahip bir roman. 50 yaşına girmek üzere olan gey yazar Arthur Less’in öyküsünü
Bay Less
Bay LessAndrew Sean Greer · İthaki Yayınları · 2019119 okunma
214 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bugüne kadar Norveç edebiyatından Knut Hamsun, Karl Ove Knausgaard ve Dag Solstad’ın kitaplarını okumuş ve bütün bu kitapları çok beğenip kendime yakın hissetmiştim. Norveç edebiyatının bir diğer büyük ismi Per Petterson ile At Çalmaya Gidiyoruz romanı ile tanışma fırsatı buldum iyi ki de bulmuşum. Şu ana kadar okuduğum en iyi kitaplardan bir tanesiydi diyebilirim. Kitabın özellikle her şeyi kararında anlatması çok hoşuma gitti. Detaya yeteri kadar giriyor, dil yeteri kadar akıcı, akıcılık olması gerektiği gibi, merak uyandırması falan derken kitapla ilgili en ufak bir kusur bulamadığımı belirtmem gerekiyor. Kitap başkahramanın 67 ve 15 yaşındaki hallerinin yaşamları arasında mekik dokuyor. Yaşamın başındaki heyecan, enerjiklik, öğrenme arzusu ile yaşamın sonunda gelen dinginlik, özgüven, gençliğe duyulan özlem ve boş vermişlik müthiş bir şekilde harmanlanmış. Norveçli yazarların sanırım ortak özellikleri size içinde bulunulan ortamı yeteri kadar detay vererek (Rus klasiklerinde olduğu gibi detaya boğmadan) sizi öyküye, ortama, yaşanılanlara ortak etmeleri. Per Petterson’un öyküsünde de kitapta bahsi geçen küçük kasaba ve dağ evindeymiş gibi hissettim kendimi. Başkarakterin tüm hissiyatlarına ortam oldum. Böyle kitaplarla gerçekten çok sık karşılaşılmıyor. Mutlaka alın ve okuyun.
At Çalmaya Gidiyoruz
At Çalmaya GidiyoruzPer Petterson · Metis Yayınevi · 20211,109 okunma
Reklam
224 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
2017 yılında New Yorker dergisinde yazdığı ve benim sonrasında dolaylı olarak okuduğum Kedi Sever öyküsüyle kendisine ün yapan Kristen Roupenian’ın 12 bağımsız öyküden oluşan kitabı Bunu Sen de İstiyorsun. Öykülerin tamamı insan ilişkileri ve psikolojisine yönelik. Öykülerin çoğu 10 sayfadan oluşmakta olup, birkaç uzun öykü de kitabın içerisinde yer almakta. Benim favori öykülerim Kedi Sever ve İyi Adam oldu. Öykülerin dili oldukça başarılı ve sizi daha ilk sayfasında avucunun içerisine almakta. Çevirmen zaten Duygu Akın olunca Türkçe konusunda hiçbir çekinceniz kalmıyor. 2-3 gün içerisinde keyifle okunup bitirilecek bir kitap bence. Özellikle bu karantina günlerinde 1 gününüzü çok keyifli hale getirebilir. İyi Okumalar.
Bunu Sen de İstiyorsun
Bunu Sen de İstiyorsunKristen Roupenian · İthaki Yayınları · 201956 okunma
414 syf.
4/10 puan verdi
·
8 günde okudu
2018 yılı Nobel ödüllüne sahip yazar Olga Tokarczuk’un Koşucular romanı birçok irili ufaklı hikâyeden oluşmakta. Bazı hikâyeler birçok başlık altında devam ederken bazıları ise tek başlık altında 3-4 satırda bitmekte. Açıkçası çok övülen ve Nobel kazanmış bir yazarın kitabını biraz beklenti ile elime aldım. Fakat sonuç tam bir hayal kırıklığı oldu benim için. Oldukça yavan öykülerden oluşmasının yanı sıra, sanırım kitabın en büyük handikabı öyküler arasında hiçbir bağ bulamamam oldu. Yazar ölüm, kayıp hissiyatı, yaşam gibi genel konular hakkında öyküler yazmış gibi dursa da öykülerin toplamda hizmet ettiği herhangi bir sonuç yok. Daha da kötüsü öyküler birbirinden tam olarak da bağımsız değil. En azından öyle olsa bir öykü derlemesi kitabı diyebilirim. Ama yazar öyküler arasında bir bağ kurmaya çalışmış ama hiç becerememiş gibi duruyor. Uzun zamandır okuduğum en amaç yoksunu kitap diyebilirim kendisine. Hatta bazı yerlerde yazar resmen aklına geleni yazmış diye bir izlenim bıraktı bende. Uçak kalkar, uçar ve sonra da iner gibi 3-4 satırlık hiçbir anlam ifade etmeye yazılar var kitabın bazı yerlerinde. Ya beni aşan çok üstün bir edebiyat şaheseri ve ben bunu anlamaktan çok uzağım, ya da tamamen deneysel olarak yazılmış ve hiçbir amacı olmayan bir kitap. Şahsen ben keşke okumasaydım dedim.
Koşucular
KoşucularOlga Tokarczuk · Alabanda Yayınevi · 2021157 okunma
440 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
Kayıp Çocuk Arşivi geçtiğimiz yıl içerisinde yayınlanan romanlar arasında oldukça iyi eleştiriler alarak ilgimi çekmeyi başarmıştı. Oldukça ilginç bir anlatım yapısı olan roman, gelişen bir hikâye içerisinde küçük, küçük başlıklar altında bölünmüş ama ana hikâyenin devamını sağlayan 3-4 sayfalık hikâyeciklerden oluşmakta. Her ikisinin de ikinci evliliği olan ve ilk evlilikten birer çocukları bulunan bir ailenin Amerika’yı araba ile doğudan batıya doğru geçerken yaşadığı olayları ve bu olaylar bağlamındaki aile yapısı konu alıyor. Kitabın adı olan Kayıp Çocuk Arşivi ise ana hikâyeye ışık tutan ve kitapta yan hikâye olarak ilerleyen göçmen çocukların Amerika sınırını geçerken karşılaştığı insanlık dışı olayların bahsedildiği hikâyeden gelmekte. Diğer taraftan, evli çiftler, çocuklu aileler kendilerine ait birçok şey bulabilirler bu roman. Çok sıcak bir dili var romanın ve büyük kısmı annenin gözünden yazılmış durumda. Ebeveynler arasındaki ilişkiler, ebeveynlerin gözünden çocuk ilişkilerinin irdelenmesi konusunda oldukça başarılı kesitler var roman içerisinde. Oldukça keyif alarak okunacak bir aile ve yol kitabı.
Kayıp Çocuk Arşivi
Kayıp Çocuk ArşiviValeria Luiselli · Siren Yayınları · 2019137 okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ötekilerin Kökeni ırkçılık ve ötekileşme üzerine yazar Toni Morrison’un araştırmalarını ve denemelerini kapsayan bir yapıt. Gerek kendi yazdığı öykülerin kökenini oluşturan araştırmalarına yer verirken gerekse Hemingway, Zola gibi yazarların öykülerinde bahsettiği hikâyeleri irdeliyor. Diğer taraftan sadece beyazların yaptığı ırkçı davranışlardan bahsetmemekte kitap. Siyah ırkın kendisi içerisinde daha siyah veya daha az siyah olarak yapılan hatta kendi başına da gelen ırkçı olayları okurlara yansıtıyor. Kitabın içerisinde birçok eski çalışmalardan ve makalelerden alıntılar mevcut. Dönemsel olarak insanlar ırkçılık hakkında neler düşündüğünü gözlemleyebilmek kitabı okurken oldukça zevkli oluyor.
Ötekilerin Kökeni
Ötekilerin KökeniToni Morrison · Sel Yayıncılık · 2019250 okunma
89 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Phil’in Dehşet Verici Kısa Saltanat’ı kısa bir kitap olmasına rağmen, birçok toplumsal konuyu ütopik bir ortamda ele almayı başarıyor. George Orwell’ın 1984’ünü anımsatan olaylar örgüsünde, normal düzeninde yaşamaya devam eden bir toplumun, nasıl çabuk ve öngörülemez şekilde diktatörlüğe dönüşebileceğini bizlere değişik bir ortamın içerisinde gösteriyor. Değişik bir ortam ibaresini özellikle kullandığımı belirtmek isterim çünkü Phil’in dâhil olduğu canlılar aslında tamamen uydurmasyon canlı tipleri. Bir kısmı makine, bir kısmı vazo, bir kısmının ne olduğunu bile anlamıyorsunuz. Burada amaç canlıların ve yaşadıkların ortamın ne olduğundan bağımsız olarak, davranışlarına ve toplumsal dürtülerine odaklanmak. Ben özellikle kitabın sonlarına doğru hikâyeye dâhil olan Medya yaratıklarını günümüzün medyasına oldukça benzettim. Keyifle bir saat içerisinde okunabilecek, fakat üstüne saatler, günlerce düşünülebilecek, konuşulabilecek bir öykü.
Phil’in Dehşet Verici Kısa Saltanatı
Phil’in Dehşet Verici Kısa SaltanatıGeorge Saunders · Delidolu Yayınları · 2015346 okunma
Reklam
218 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Öykü Nazi işgali arifesinde olan Viyana’da geçmekte olup, şehrin tüm güzelliklerini gözünüzün önüne getirebiliyorsunuz. Bir dağ kasabasından olan genç Franz ailesinin geçim sıkıntısı yaşamaya başlamasıyla beraber, eski bir aile dostu olan ve Viyana’da tütün dükkânı olan Otto’nun yanına çırak olarak gönderiliyor. Yaşadığı dağ kasabasından çok daha farklı bir metropol ortamına giren Franz kısa sürede bu hayata adapte olmayı başarsa bile hem Sigmund Fraud ile olan ilişkisi hem ilk defa aşık olması hem de Nazi işgali ile birlikte çok farklı bir hayata doğru yelken açmaya başlıyor. Oldukça akıcı ve güzel bir çevirisi olan kitap, okuyucuyu içerisine çok rahat şekilde çekmekte. Jaguar yayınlarının yayımladığı güzel kitaplar arasında ön plana çıkan kitap tüm okuyucular tarafında mutlaka okunmalı diye düşünüyorum.
Tütüncü Çırağı
Tütüncü ÇırağıRobert Seethaler · Jaguar Kitap · 20211,170 okunma
312 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
“İyi Asker” birçok edebiyat listesine girmiş bir roman olarak ilgimi çekmişti. Konu olarak evli iki çiftin odağında gerçekleşen aşk ve ihanet sarmalı bir roman diyebiliriz. Yazar bu dört kişiden birisinin gözünden romanı anlatmakta. Romanı okurken bir kez daha okur ile konuşan roman yazım tekniğini pek sevmediğimi fark ettim. Eğer sizde benim gibiyseniz anlatım biçimi olarak pek hoşunuza gitmeyecek. Olmamış bir Ahmet Hamdi Tanrıpınar romanı diyebilirim kitap için. 4 ana karakter varken birçok farklı yan karakter romanın içerisine girip çıkmakta. Bir hikâyesi olmayan bu karakterlere aşina olmanız, önemini idrak etmeniz zaman alabiliyor. Diğer taraftan romanın zaman olarak bir ileriye bir geriye giden kurgusu, bu işleyiş şeklinin ustalıkla yapılmaması nedeniyle bir hayli kafa karıştırıcı olabiliyor. Sonuç olarak evli çift ilişkileri, çapkınlık, hovardalık ve olaylara sonradan vakıf olma temellerine dayanan bu roman evet okunabilir ama bahsedildiği gibi İngiliz dilinde yazılmış en iyi 100 roman arasına girecek kadar da özellikli olduğunu düşünmüyorum.
İyi Asker
İyi AskerFord Madox Ford · Zeplin Kitap · 201899 okunma
90 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
90 sayfalık bu kısa öykü okuma sevdalısı insanların öyküsünü anlatıyor. Yazarın yakın bir arkadaşının kitap okurken araba çarpması ölmesi üzerine şekillenen ve hiç umulmadık bir noktaya sürüklenen öykü, kısa süre içerisinde keyifle okunacak şekilde kurgulanmış. Okumanın sadece bir hobiden çok ileri düzeylere taşınabileceğini, takıntı seviyesinde bir tutkuya dönüşebileceğini ve aslında bu durumla başa çıkmak için gerçekten özenli, dikkatli ve titiz olmak gerektiğini öykünün içerisine çok güzel şekilde yedirmiş durumda yazar. Bir cumartesi sabahı bir saat içerisinde okunacak oldukça akıcı ve güzel bir öykü. İyi okumalar.
Kâğıt Ev
Kâğıt EvCarlos María Domínguez · Jaguar Kitap · 202012,2bin okunma
136 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
“Hayalet Duvar” önemli güncel ailevi problemleri, değişik bir olay örgüsüyle beraber okuyucuya sunuyor. Aile içi şiddet problemleri olan ve bunu sürekli olarak yaşadığı için doğal bir süreç olarak gören Silvie’nin, ailesi ile beraber katıldığı Demir Çağında yaşama simülasyonu etkinliğinde katılımcı olan üniversiteliler ile birlikte bu durum hakkındaki farkındalığının artması üzerine kurulmuş bir roman. İnsanlık çağlar boyunca gelişmiş olsa bile hala temel konular hakkında ne kadar geri kaldığımızı gösteriyor roman bize. Baba korkusu ve despotluğu ile yetişmiş bir kızın gözünden aslında karşı çıkılması gereken durumların yıllar içerisinde hem anne hem de kız tarafından nasıl benimsendiğini gözlemle şansımız oluyor. 136 sayfalık kısa bir roman olan Hayalet Duvar bir gün içerisinde rahatlıkla bitirebileceğiniz bir akıcılığa sahip. Çevirisinin de oldukça başarılı olduğunu söyleyebilirim. İyi okumalar.
Hayalet Duvar
Hayalet DuvarSarah Moss · Kafka Yayınevi · 2019116 okunma
312 syf.
7/10 puan verdi
·
7 günde okudu
“Boşluktakiler” romanı Prag sokaklarında birçok farklı karaktere odaklanarak başlıyor. Kitabın ilk sayfalarında karakterlere ve birbirleri arasındaki bağlantılara tam olarak odaklanamıyorsunuz. Bulgar asıllı mafya üyeleri, güzel sanatlar fakültesinde okuyan öğrenciler, İnterpol ajanları, Hollanda merkezli sanat dergisi çalışanlarından oluşan karışık ve kalabalık karakter ordumuz var. Kitabın ilerleyen sayfalarında özellikle yarısına yaklaşırken tam anlamıyla hikâyeye ve karakterlere hâkim olmaya başladığımı söyleyebilirim. Bu noktadan sonra kitap beni oldukça içine çekmeye başardı. Kopuk karakterlerin birbiri ile birleşmesi, aşina olduğu Çek kültürü ve Prag sokaklarının anlatımı açısından oldukça keyif veren bir okuma gerçekleştirdiğimi söyleyebilirim. Fakat kitabın sonu tam olarak başarılı bir şekilde bitmemiş gibi geldi bana. Yazar bir son bulamamış ve ortada bırakmış hissiyatı oluştu bende. Keyifli bir kitap olduğunu söyleyebilirim fakat girişteki kurgunun karışık olması ve sonundaki boşluk biraz üzdü beni.
Boşluktakiler
BoşluktakilerTom McCarthy · 201982 okunma
99 öğeden 46 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.