Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Barış Şahin

464 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Patrick Ness’in kaleminden çıkan Kaos Yürüyüşü Serisinin başlangıç kitabı olan “Umut Bıçağı” genç-yetişkin fantastik kitap türünde yazılmış bir kitap. Kitap daha doğrusu seri hakkında çıkması 3 senedir ertelenmekte olan ve Tom Holland, Daisy Ridley, Mads Mikkelsen gibi oldukça iddialı bir oyuncu kadrosunu barındıran filmi sayesinde haberim oldu. Kitap bilinmeyen bir zamanda ve distopik bir dünyada geçmekte. Kitabın ana karakterleri olan Todd ve Viola 14 yaşlarında ve bu özelliği ile kitap ilk başta yetişkin okuyucuların burun kıvırmasına sebep olabilir. Fakat kitap derinliğinde işlediği kadın-erkek eşitsizliği, din radikalliği ve politik istismarlar göz önüne alındığında genç okuyucuların yanı sıra yetişkin okuyucularında dikkatini çekebilir. En azından benim oldukça çekti. “Umut Bıçağı aslında bir yolculuk kitabı. Bu açıdan Yüzüklerin Efendisi Serisinin ilk kitabı olan Yüzük Kardeşliğine benzetebiliriz. Sadece daha az karakter var fakat karakterler sürekli bir aksiyonun içinde ve bilmediğimiz bir dünyada sürekli olarak ilerleyerek yeni karakterlerle tanışıyorlar. Özellikle yaz aylarında kafanızı dağıtacak ama aynı zamanda arka planda sizi düşündürmeye sevk edecek sürükleyici bir öykü arıyorsanız hiç düşünmeden başlayın diyebilirim.
Umut Bıçağı
Umut BıçağıPatrick Ness · Yabancı Yayınları · 2018511 okunma
Reklam
240 syf.
5/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Kısa İngiltere Tarihi özünde iyi ama pratikte kötü bir kitap olmuş maalesef. Kitap Kısa Sürede sizi İngiltere tarihi ve gelişimi hakkında bilgi sahibi yapabilir. Roma döneminden başlayarak, Viking istilası, İngiltere – Fransa savaşları ve sömürgeleşme üzerinden İngiltere tarihi hakkında bilgileniyorsunuz. Fakat kitabın en büyük eksisi bir tarih kitabında olmaması gereken karışıklık. Gerek kronolojik sıralamalar karışık, gerekse konuların işlenişi karışık. Kitap her ne kadar dönemlere bölünmüş olsa da bir bakıyorsunuz 3. Edward bir bakıyorsunuz 4. John dönemi kim kimin oğlu neredeyiz kim ne yaptı kim İskoçya kralı kim o anda İngiltere’ye hâkim hepsi birbirine karışmakta. Benim önerim bu konuda başka kaynaklardan yararlanılması yönünde.
Kısa İngiltere Tarihi
Kısa İngiltere TarihiJeremy Black · Say Yayınları · 2017151 okunma
308 syf.
9/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Çoluk Çocuk Patti Smith’e ait okuduğum ilk roman. Açıkçası okumadan önce ne Patti Smith hakkında bir araştırma yapmıştım ne de kitabın konusunu biliyordum. Sadece okuma zevkine güvendiğim bir arkadaşımın Goodread hesabında okuduğunu ve 5 yıldız verdiğini görmüştüm. Kitap daha ilk sayfalarından itibaren sizi kendisinin içine çeken samimi bir dile sahip. 1960 yıllarında taşradan New York’a gelen yazarın kendi hikâyesini anlatmakta. 60’lı yılları, Vietnam Savaşı ve sonrasındaki çiçek çocuklar dönemini, New York’u, kendi sanatı peşinde koşan, zorluk çeken ve kendini keşfetmeye çalışan gençleri daha doğrusu kendisini ve çevresini anlatıyor Patti Smith. Çok fazla zorluklar çekilse bile hayallerinin peşinden koşan gençlerin sadece küçük bir kısmı da olsa başarılı olduklarını görüyoruz. Benim gerek dönem olarak gerekse de yaşananların gerçekliği olarak aşırı zevkle okuduğum bir kitap oldu. Neredeyse aynı dönemlerde geçen Once a Upon Time İn Hollywood filmi ile birlikte o dönemi anlamama yardımcı da oldu diyebilirim. Keyifle okunacak bir kitap.
Çoluk Çocuk
Çoluk ÇocukPatti Smith · Domingo Yayınevi · 20151,727 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
288 syf.
7/10 puan verdi
·
26 günde okudu
Dünya Tarihi üzerine yazılan birçok kitap bulabilir ve bilgilenebilirsiniz. Fakat çoğu tarihçi Dünya Tarihi’ne savaşlar ve hükümdarlar üzerinden yaklaştığı için birbirini tekrar eden birçok eser var şu anda. Yedi Ucuz Şey Üzerinden Dünya Tarihi adlı kitap ise Dünya Tarihine sosyo-ekonomik açıdan yaklaşarak bizlere farklı bir bakış açısı sunmakta. Doğa, para, emek, bakım, gıda, enerji ve yaşamdan oluşan yedi ana başlığın ucuzlaması veya erişimin kolaylaşması sonucunda Dünya Tarihinin nasıl etkilendiği anlatılıyor kitapta. Bu 7 ana başlığın birbirlerini nasıl etkilediklerinden de bahsediliyor. Kitap 300 sayfaya yakın bir uzunlukta ve hızlıca okunabiliyor. Özellikle Dünya Tarihine farklı bir akışı ile bakmak isterseniz sizin için değişik bir tercih olabilir.
Yedi Ucuz Şey Üzerinden Dünya Tarihi
Yedi Ucuz Şey Üzerinden Dünya TarihiRaj Patel · Kolektif Kitap · 2019310 okunma
124 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Hep yazdım yine yazacağım. Bu İskandinav (özellikle de Norveçli) yazarlar bir harika. Muhteşem sade ve içten bir dille harika ve insana dokunan öyküler yazıyorlar. Erlend Loe yeni tanıştığım Norveçli bir yazar. Doppler adında bir üçlemenin ilk kitabı olan Doppler’ı yeni bitirdim ve gerek konu gerekse yazım olarak harika bir kitapla karşılaştığımı belirtmek isterim. Knut Hamson, Per Petterson ve Karl Ove Knausgaard’tan sonra yepyeni bir Norveçli favori yazarım oldu. Doppler babasının ölümünden sonra aslında insanlardan uzak kalmayı sevdiğini keşfeden bir adamın öyküsünü anlatıyor. Ailesini, işini, günlük hayat rutinini ardında bırakarak ormana yerleşiyor ve orada yaşamaya başlıyor. Fakat tüm bunları ardında bırakıyor derken evinden yalnızca 3 kilometre uzağa gidiyor ve çocuklarıyla görüşmeye devam ediyor. Sadece bambaşka bir bakış açısıyla. Yazının başında dediğim gibi bu kitap bir üçlemenin ilk kitabı. Yazarın YKY yayınlarından çıkmış “Bildiğimiz Dünya’nın Sonu” adlı kitap ise serinin son kitabı. Anlamadığım bir şekilde YKY 1. Ve 3. Kitabı çevirmiş ama ikinci kitabın henüz Türkçe çevirisi yok. Kitabı beğenip devam etmek isteyebilirsiniz. Sakın 2. Kitap sanıp “Bildiğimiz Dünya’nın Sonu” alıp devam etmeyin. Her iki kitabın Norveççe’den direk çevirisini yapan (ki muazzam güzellikte bir çeviri olmuş) Dilek Başak’a bu durumu sordum. Kitabın çevirisine bu yaz başlayacağını belirtti. Biraz daha sabırlı olmamız gerekiyor sanırım. İyi okumalar.
Doppler
DopplerErlend Loe · Yapı Kredi Yayınları · 20199,5bin okunma
Reklam
208 syf.
6/10 puan verdi
·
15 günde okudu
22:04 romanı bir yazarın öyküsünü anlatıyor bize. The New Yorker’da öyküsü çıkmış ve beğenilmiş bir yazarın yeni bir kitap yazması için bir kitapevinden aldığı avans ve kitap yazma-yazamama süresindeki hareketli yaşamına konuk oluyoruz. Kitap ufak ufak sürükleme ve konunun odağında kalmada sıkıntı yaşıyor. Bu da okuyucuya yer yer bu kimdi, bu konu nereden çıktı dedirtiyor. Özellikle ikinci kısıma geçerken karakterlerin ismi tümüyle değişiyor ve tekrar geri geliyor. Oldukça kafa karıştırıcı ve gereksiz olduğunu belirtmem gerekiyor. Anlayamayıp 1-2 kere tekrar okudum hatta bir süre kitabı bir kenara bırakıp 3-4 gün sonra tekrar başlamama neden oldu diyebilirim. Kısım kısım kitabın oldukça yükseldiği ve su gibi aktığı bölümler mevcut. New York’u gözünüzün önünde canlandırabiliyorsunuz. Fakat geneline ve sonuna baktığımız zaman vasat bir kitap diyebiliriz.
22:04
22:04Ben Lerner · Yapı Kredi Yayınları · 201742 okunma
144 syf.
8/10 puan verdi
·
16 günde okudu
“Övgü” romanı Rachel Cusk’a ait okuduğum ikinci roman. Daha önce okuduğum “Çerçeve” romanı ile birlikte bir üçlemeye ait bir kitap. Fakat her ne kadar üçleme de olsa kitapları birbirinden bağımsız okumak bence mümkün. Üçlemenin olarak ele alınmasının sebebinin ise, yazarın olayları anlatış biçimi ve romanların kurgusu olduğunu düşünüyorum. Rachel Cusk oldukça sade bir dili olan ve günlük yaşanan olayları kurguda bir sohbet havasında anlatan bir yazar. “Övgü” romanında olduğu gibi “Çerçeve” romanında da yazarın bulunduğu ortamda kendisine anlatılan hikâyeleri yazar ile birlikte dinler durumda buluyoruz kendimizi. Yazar kendisinin konuşmasından çok bize hikâyeler dinletip, üzerine düşünmemizi istiyor. Övgü romanında farklı olan kısım ise hikâyelerin anlatılıp bırakılması. Çerçeve’de yazarın genellikle hikâyelerin sonunda kendi düşüncesi çerçevesinde hikâyelere yorum verdiğini görüyorduk. Böylece kendi düşüncelerimizle yazarın düşüncesi örtüşüyor mu görebiliyorduk. Bu romanda yazar olayı okuyucuya bırakmış gibi. Yine hikâyeler oldukça hayatın içinden, hepimizin karşılaşabileceği gibi. Böyle güzel ve yalın öyküler okumak beni dinlendiriyor diyebilirim. İyi okumalar.
Övgü
ÖvgüRachel Cusk · Yapı Kredi Yayınları · 201952 okunma
248 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
“Ölümcül Yakınlar” kitabını Şubat 2020’de Ankara kitap fuarından alırken, Koronavirüs’ün adı kulaklarımıza gelmiş ama kendisi henüz Türkiye’ye gelmemişti. Geçtiğimiz günler içerisinde okumaya fırsat bulduğum kitap gerçekten mikrop ve virüs konusunda çok iyi bir kronolojik sıralama ile birlikte oldukça derli toplu bir şekilde, yararlı bilgiler sunuyor. Kitap 2003 senesinde ortaya çıkan SARS virüsü ile başlıyor. Bildiğimiz gibi SARS virüsü’de COVİD-19 gibi koronavirüs ailesine ait bir virüs. SARS’ın gelişim süreci detaylı anlatılırken kitapta yer verilen “Bu virüsün önümüzdeki senelerde çok daha yoğun olacak yaşanabilecek başka bir Koronavirüs salgının fragmanı olarak düşünmeliyiz” cümlesi adeta bugünleri ifade ediyor. Kitap eski Mısır ve Güney Amerika uygarlıklarına kadar gidip mikrop ve virüsün izini günümüze kadar sürüyor. İspanyol Gribi, Türberküloz, HİV gibi mikroplar detaylı şekilde anlatılırken; Dünyamızı tarih boyunca etkilemiş önemli salgınlar hakkında detaylı bilgiler veriliyor. Kitabın son bölümünün başlığı ise oldukça ilgi çekici. “Birlikte Yaşamak”. Mikroplara ve virüslere karşı olan savaşımızı kazanamayacağımız kabul ederken teknolojik olarak hızlı reaksiyon zamanına yönelmemiz gerekliliği vurgulanıyor. Özellikle içinde yaşadığımız dönem itibariyle kesinlikle okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum
Ölümcül Yakınlıklar
Ölümcül YakınlıklarDorothy H. Crawford · Metis Yayınları · 2019162 okunma
320 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Almanya doğumlu Yahudi yazar Hannah Arendt’in Nazi Almanyası’nda Yahudilerin toplama kamplarına ve gettolarına naklinde sorumlu Otto Adolf Eichmann’in Küdüs’te gerçekleştirilen duruşması hakkındaki kitabı “Kötülüğün sıradanlığı” sadece bu dava özelinde bir kitap değil. Kitabı okurken İsrail’de yaşayan Yahudilerin tüm bu soykırım olayına aradan zaman geçtikten sonra nasıl baktıklarını görebiliyorsunuz. İşim garibi davadaki hakimlerin hepsi Almanya’da eğitim almış hakimler ve davaya saf bir adalet duygusu içerinde bakmaya çalışıyorlar. Hannah Arendt’in kitapta vurguladığı noktalardan birisi de aslında tam olarak bu. Toplum olarak çok yara alış olan Yahudilerin karşılaştığı ikilem. Birçoğu bu soykırımda az da rolü olmuş herkese en ağır cezalar vermek istiyor. Ama bunları yapmak isterken gerçekten olaylara çok az etkisi olmuş, birçoğu kendisine verilen emirleri sonunun ne olacağını düşünmeden uygulamış insanlara Nazivari adaletsiz cezalar yağdırmış oluyorlar. Bu durumda da her ne kadar kendilerine itiraf etmek istemeseler bile, Nazi durumuna düşmekten endişeleniyorlar. Soykırımın esas suçluları Almanya’da göreceli olarak hafif cezalara çarptırılırken, çoğu konuda günahı olmayan makul derece normal insanlara çok ağır cezalar vermenin etiği bu kitapta sorgulanıyor.
Kötülüğün Sıradanlığı
Kötülüğün SıradanlığıHannah Arendt · Metis Yayınları · 2012699 okunma
144 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Sürgün Gezegeni’nde yine Ursula K. Le Guin eşsiz hayal gücüne konuk oluyoruz. Fantastik diyarları, içinde yaşadığımız Dünya’nın sorunlarıyla birleştiriyor yine yazar. Yıllar önce gezegene uzaylı olarak gelmiş ama sonrasında yaşanan birtakım olaylar nedeniyle orada kalmak ve sürgün hayatı yaşamak zorunda olan gelişmiş bir ırkın üyeleri ile gezegenin yerlileri olan ve henüz tekerleği dahi icat edememiş olan ırkların arasındaki olaylara, dayanışmaya ve ortak tehditte karşı beraber hareket etme zorunluluklarına konuk oluyoruz kitapta. Tüm bu olaylar gerçekleşirken, hikâyeyi iki farklı karakterin gözünden inceliyoruz. Dili ve olay akışı olarak gayet başarılı bir öykü. Uzunluğu da gayet makul ve kesinlikle sıkılmıyorsunuz. Fantastik kitaplar seviyorsanız göz atmanızda fayda olacağını düşünüyorum.
Sürgün Gezegeni
Sürgün GezegeniUrsula K. Le Guin · İthaki Yayınları · 20163,880 okunma
Reklam
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Daha öncede belirttiğim gibi İskandinav yazarların eserlerini oldukça beğeniyorum. Per Petterson’da “At Çalmaya Gidiyoruz” kitabıyla tanıştığım İskandinav edebiyatının en önemli yazarlarından. Kitabın dili o kadar güzel ki kendisini çok rahat okutuyor. Konu olarak eşinden ve üç kızından yeni ayrılmış, anne-baba ve iki kardeşinin 2 yıl önce bir gemi yanığında kaybetmiş eski fabrika işçisi yeni yazar bir adamın bocalama dönemine konuk oluyoruz. Bu bocalama ve ne yapacağını bilememe döneminde boş boş Oslo sokaklarında geziyoruz, ayrılmış ebeveynlerin çocuk problemlerini gözlemliyoruz. Kitabın deminde söylediğim gibi oldukça samimi bir dili var. Yazarla beraber tüm duyguları, olayları yaşadığınızı, gerçekten Oslo sokaklarında gezdiğinizi, barlara kafelere girerek etrafı gözlemlediğinizi hissediyorsunuz. Okumanızı gerçekten tavsiye edeceğim bir başka Per Petterson kitabı oldu Benim Durumumdaki Erkekler.
Benim Durumumdaki Erkekler
Benim Durumumdaki ErkeklerPer Petterson · Metis Yayınları · 202098 okunma
176 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Afrika Edebiyatı’nın en önemli isimlerinde birisi olan Chinua Achebe’in Afrika Üçlemesi’nin 2. Kitabı Artık Huzur Yok. İlk kitap olan Parçalanma beni gerçekten çok etkilemişti. Nijerya’lı yazarın kendi toprakları hakkında yazdığı bu devam kitabı Parçalanma’yı okumamış olsanız bile okunabilecek bir kitap. Parçalanma’da ana karakterin olarak okuduğumuz karakterin oğlu ve torunu üzerine yoğunlaşmış bir kitap Artık Huzur Yok. Zaman olarak 1955 senesinde geçmekte ve artık Nijerya yavaş yavaş kendi çocuklarını Avrupa’ya okumaya göndermekte, devlet içerisinde yüksek makamlara bu okumuş çocuklar yerleşmekte ve Nijerya’nın Batı ülke bağımlılığının azalmaya başladığı bir dönem. Avrupa’ya okumaya gitmiş çocuklardan birisi de kitabımızın ana karakteri olan Obi. İngiltere’de aldığı eğitimden sonra Nijerya’ya geri dönen Obi’nin gözünden o dönemin Nijerya’sını gözlemleme şansımız oluyor. Bir taraftan Hristiyan misyonerlik çalışması, bir taraftan hala eski Nijerya ve Afrika kültürünün getirdiği kültür, diğer taraftan ise Avrupa’da okumuş ve bilimle gözleri açılmış çocukların oluşturduğu bir topluma misafir oluyoruz. Nijerya toplumunun ne kadar bölünmüş olsa da birbirlerine saygı duymaya çalıştığını görüyoruz. Hristiyanlığı kabul etmiş bir ailenin bile Afrika örf ve adetlerinden kopamadığı için yaşanan bir trajediye konuk oluyoruz. Mutlaka okunması gereken bir seri. Bu kitapla beraber ilk kitap olan Parçalanma’da tavsiyelerim arasındadır.
Artık Huzur Yok
Artık Huzur YokChinua Achebe · İthaki Yayınları · 2019239 okunma
155 syf.
7/10 puan verdi
·
7 günde okudu
35 Yıldan fazla süreyle Amerika’nın en iyi dergilerinden birisi olan New Yorker’da editörlük yapmış olan William Maxwell’ın zarif diliyle beraber, komşu olan iki ailenin trajedisine konuk oluyoruz kitapta. 1900’lü yılların başında geçen öyküde iki komşu ve yakın arkadaş olan Lloyd Wilson ve Clarence Smith’in arasındaki ilişkinin, Smith’in eşi olan Fern Smith ile Lloyd Wilson arasında filizlenen yeni bir ilişki nedeniyle ne duruma geldiğini anlatıyor kitap bize. Kitap anlatıcı gözüyle yazılmış. Anlatıcı ise Clarence – Fern Smith çiftinin oğlunun arkadaşı. Okuması oldukça güzel ve yalın bir kitap. Sizi sıkmıyor fakat okuduktan sonra size çok bir şey kattığını söyleyemem. İki ana karakter derinlemesine bize sunulmuş olsa bile diğer karakterler zayıf kalıyor. Güzel bir öykü, okursanız pişman olmazsınız fakat okumadığınız sürece yazarın zarif ve duru anlatım tarzının dışında çok büyük bir kaybınız olmaz.
Hadi, Yarın Görüşürüz
Hadi, Yarın GörüşürüzWilliam Maxwell · Jaguar Kitap · 2017199 okunma
152 syf.
5/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Latife Tekin adını sıkça duyduğum modern Türk yazarların başında geliyordu. Kendisiyle Manves City ile tanışma fırsatım oldu. Kitabın genel hatları ve anlatmak istediği ile bir çizgisi olduğunu belirtebilirim. Fakat, kitapta ve öyküde maalesef bir olmamışlık var. Belki kitaptaki karakterlerin altyapısı, öyküsü anlatılmadan bir anda önümüze konulması, belki çok fazla ve bir anlamı olmayan yan karakter olması, belki de ana karakterlerin bir duruşunun sizi kendisine bağlayacak bir özelliğinin olmaması kendinizi kitaba vermenizi engelliyor bence. 149 sayfa boyunca hapisten çıkan Ersel’in üvey kızını bulma amacıyla Manves City’de çıktığı yolculuğa konuk oluyoruz ama Ersel nasıl bir adam nelerden hoşlanır, kızıyla öyküsü nedir onu bile tam bilemiyoruz. Kitapta en çok bilgimiz olan karakter Nergis ama onun da nasıl bir rol izlediğini kitabın sonunda anlayamıyoruz. Öykünün sonuna biraz hızlı ve langır lungur geliyoruz. Genel olarak bence bir olmamışlık var kitapta. Fakat zevkler ve renkler tartışılmaz. Belki de kitabı siz çok beğeneceksiniz ama maalesef (belki de öncesinde inanılmaz bir kitap olan Petrol’ü okuduğum için) benim için vasata yaklaşamayan ve ne istediğini anlayamadığım bir roman oldu.
Manves City
Manves CityLatife Tekin · Can Yayınları · 2018424 okunma
592 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Upton Sinclair’ın Petrol’üne başlamak gerçekten oldukça gözümde büyüyordu. 600 sayfaya yakın tuğla gibi duran bir kitaba aldığı tüm övgülere rağmen başlamak sanırım hepimizin birazcık gözünü korkutan bir gerçek. Bu karantina günlerini fırsat bilerek bu korkumun üstüne gittim. İyi ki de gitmişim. Bu zamana kadar okuduğum tüm kitaplar arasında ilk 5’ime rahatlıkla alacağım bir şaheserle karşılaştım. Kitap 1900’lü yılların başındaki Amerika’yı anlatıyor. Evet, Petrol çılgınlığı ile ilgili olabilir ama kitapta Amerika’nın tüm sosyo-kültürel yapısına hâkim oluyorsunuz. Fakat bu hâkimiyetin yanı sıra kitap size eşsiz bir kendini bulma öyküsünü, bir aile hikâyesini, ir arkadaşlık macerasını, bir baba-oğul ilişkisini, bir erkek çocuğunun kendini bulma öyküsünü de veriyor. Bir kitabın içerisinde 600 sayfada belki de 10 kitaba konu olabilecek öykü var Petrol’ün içerisinde. İnanılmaz akıcı bir dil, merak uyandıran acaba ne olacak sorusundan bir saniye bile ayrılamadığınız bir öykü kurgusuyla beraber 600 sayfalık bir başyapıt okuyorsunuz. Şiddetle tavsiye ediyorum.
Petrol!
Petrol!Upton Sinclair · Sel Yayıncılık · 2018258 okunma
99 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.