Türkiye’nin cumhuriyet dönemi anayasaları
Bu kitapta Türkiye’nin cumhuriyet dönemi anayasaları inceleniyor ve karşılaştırılıyor. Meşrutiyet dönemi Osmanlı anayasalarına hiç değinilmemesinin iki nedeni var: Birincisi yer sınırlaması ve konuyu daraltma gereği. İkincisi ve belki de daha önemlisi, Cumhuriyet anayasalarının kendi içinde bir bütünlük taşıması ve anlaşılmak için meşrutiyet
Sayfa 15 - Metis Yayınları
Kendi kişisel deney ve gözlemlerinden sonuçlar çıkarmakta özgür olan bir kişi, şehitlik derecesine ulaşma fikrini genellikle sempatik bulmaz. Çünkü Ölümü göze almak, akıllıca bir hareket değildir ve derin bir inceleme sonunda varılacak bir sonuç olmasına imkân yoktur. Bütün aktif kitle hareketleri, bu nedenle, taraftarlarıyla dünya gerçekleri arasına gerçekleri örten bir perde koymaya uğraşırlar.
Reklam
Yılan hikayesine dönen rapor işinin iç yüzü
-Mevtaya dokunamazsam, ne olduğunu nasıl anlayabilirim? -O sıradan bir insanın cenazesi değildir. -Dokunmaz, inceleme yapmazsam rapor yazmam -Yazarsın, ben emir buyurunca yazarsın -Bakınız, iki bileği birden kesilmiş. Gömleğinin açık kısmından görüldüğü kadarıyla kalbinin üzerinde morluk var. Saçı da tutam tutam kopmuş. Ağızdan sızan kana bakılırsa ya ciğerlerine sert darbe yemiş ya da boğuşurken dişi kırılmış. Bu kadar delil göz önündeyken nasıl bir rapor yazmamı bekliyorsunuz?....
Sayfa 151Kitabı okudu
Zihnin gücü sonsuz değildir; dolayısıyla hiçbir uzam ya da süre tasarımı sonsuz sayıda parçalardan ya da daha alt tasarımlardan oluşmaz, yalnızca sonlu sayıdakilerden oluşurlar; bunlar da yalın ve bölünmezdir. Öyleyse zaman ve mekanın bu tasarıma uyumlu olarak var olmaları olanaklıdır.
Cilt 2
Yarısı ölen Ruslar ulusa yakışır bir başarı kazanmak için yapabilecekleri ve yapmaları gereken her şeyi yaptılar ve diğer Rusların sıcak odalarında oturup imkansızı olanın yapılmasını beklemeleri onların suçu değildir. Gerçekte yaşanalar ile tarih tasvirleri arasındaki, şu anda anlaşılması zor gelen, garip çelişkinin nedeni bu olayları kaleme alan tarihçilerin, olayların tarihini değil çeşitli generallerin güzel duygu ve sözlerinin tarihini yazmış olmalarıdır. Miloradoviç'in sözleri, şu ya da bu generalin aldığı madalyalar ve varsayımları onlara çok eğlenceli geliyor; hastanelerde ve mezarlarda yatan elli bin kişi onları ilgilendirmiyor çünkü inceleme alanlarına girmiyor.
Sayfa 681 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
İnanç ya da teolojiyle felsefe arasında hiçbir yakınlık yoktur. Bu iki disiplinin hedefini ve temelini bilen hiçkimse, ikisinin arasından gerçekten uçurumlar olduğunu görmezden gelemez. Çünkü felsefenin tek hedefi gerçekliktir. Oysa inancın hedefi, ayrıntılı olarak gösterdiğimiz gibi, itaat ve dine bağlılıktan başka bir şey değildir.
Sayfa 220 - DostKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.