Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
160 syf.
9/10 puan verdi
Evrim-Hayatta Kalma Mücadelesi
Jack London’un dönemin kısıtlı bilimsel verilerine rağmen hayal gücünün yaratıcılığını kullanarak kaleme aldığı bu kurgusal eseri keyifle okudum. Okuması öyle kolay, akıcı ve sürükleyiciydi ki başlayıp bitirmek saatlerimi almadı. Yazar, en ilkel çağlarda yaşayan atalarımızın kendi nesline yaşamının tüm izlerini aktardığını ve bunun da kalıtımsal yol ile kendisine kadar geldiğini belirtiyor. Kolektif bilinçaltının derinliklerinde kayıtlı olan bu aktarımı rüyalarında yaşıyor. Bu deneyim de keyifli bir kurgusal roman olarak karşımıza çıkıyor. İnsan evrimi; Ağaç İnsanları, Mağara (Halk) İnsanları ve Ateş İnsanları olarak 3 grupta ele alınmış ve canlıların birbirleri arasındaki hakimiyet kurma mücadelesi merak uyandıracak bir şekilde okuyucuya aktarılmıştır. Keyifli okumalar diliyorum.
Adem'den Önce
Adem'den ÖnceJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201918,6bin okunma
Herkes bu hayatta kendi yalanını yaşıyor...
Reklam
Ritim
Hayata akabilmek , hayatta oynanan bu oyunda kalabilmek güzel .
Hayatta işaret ederek 'Bu bizimdir.' diyebileceğiniz neyiniz var?
206 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Kitap, oldukça bilimsel bir bakış açısıyla yazılmış. Anlaşılır bir dile sahip. İnsan beyni ve kalbi için yapılmış olan bilimsel araştırmalar, hayatta çözemediğimiz bir çok derin konuya ışık tutuyor.İnsanın kendini gerçekleştirmesi için yol gösterici. Rezonans kanunu; Kuantumun temeline dayanan, iste senin olsun denilen her ne varsa bunu bilimsel bir dille anlatan kanundur. Bilimsellik gerçekliği desteklediği gibi, inancı da tetiklemekte. Kitapta, beni heyecanlandıran bir çok yeni bilgi edindim. Bu bilgiler hayata dair bakış açısı oldukça etkili olabilecek cinsten. Heyecan verici, şaşırtıcı ve mucizevi. Kitap çok kısa geldi daha fazlasını okumak istedim. Hayata dair farklı bakış açıları kazandırıyor. Üzerine gidip bir kaç benzer kitap makale okumayı düşünüyorum. Hayata dair güzel köklü değişiklikler için yardımcı bir kaynak gibi geldi bana . Bu fırsatı değerlendireceğim. Tavsiye ederim.
Rezonans Kanunu
Rezonans KanunuPierre Franckh · Koridor Yayıncılık · 20193,880 okunma
"Çocukça muziplikler yapıp şımarmayı falan hiç beceremem. Sırf bu yüzden hayatta hep kaybederim."
Reklam
Ölümden sonra hayat var mı?
Ölümün öncesinde bir hayat var. Etimle , nefesimle , kanimla şahidim. Ölüm öncesi hayatta neyi beceremiyorum acaba. Ne bu bendeki ölüm ardına saklanan hikayeler. Bu hayatta memnun olamadigim neyi diğerinde değiştireceğime umut ediyorum. Ya var ya yok. Elimde olanı ne denli idame ettirebiliyorum ki.
Tanıdığımız herkesin hayatta olduğu, ölümsüz yıllardı o zamanlar. Herkes çivi gibi, dipdiri ayaktaydı. Teyze, amca dediğimiz insanlar dahi en fazla bizim şimdiki yaşımızdaydı. İnanmıyorsan git bak, bütün o teyzeler hâlâ en vatkalı, en permalı halleriyle ordadırlar. Rüya gibi... Sanırım bu nedenle rüyalarımda çocukluğumu görmüyorum. Bir rüyanın rüyası kolay kolay görülmüyor.
Sayfa 44 - Yapı Kredi Yayınları (Dün Gece Ansızın)Kitabı okuyor
Hayatta durmaksızın mükemmellik arıyoruz. Maddi hayatımızda mükemmellik arama arzumuz, aslında ruhun bir zamanlar en mükemmel olanla, Allah'la birlikte olmasıyla ilgilidir. "Allah güzeldir, güzeli sever." (Müslim) O zaman insan da güzeli sever! Mükemmeli arar ve bu arada, daha güzel eve, kıyafete, arabaya sahip olmak, daha güzel, daha güzel... Ama bunlar içimizdeki o arayışı tatmin eder mi? Kesinlikle hayır, çünkü Allah'ın mükemmeliyetinden yoksun kalmanın eksikliğini hiçbir şey dolduramaz. O yüzden, iman eden biri, ancak geldiği yere, yani Allah'ın huzuruna geri döndüğünde tamamen tatmin olur, itminan bulur.
O da tüm hayatını, aşkını ve tutkusunu bu işe harcıyordu aliy çünkü onu hayatta tutan başka hiçbir şeyi yoktu.
Reklam
Gerçekten hayatta herkes kendinden mi sorumlu? Bu bencillik canımı acıtıyor.
Yetmez ama evetçi oç.ları
“Ne pişmanlık duyuyorum ne de unutuyorum." Cümle, 1957 baharına ait; tarihin üzerinde düşünmek gerek. O sıralarda Madrid'de Francoculuğun ilk büyük içsel krizinin -Sánchez Mazas'ın her gün beraber olduğu için gayet yakından tanıdığı iki grup arasında gerçekleşen beklenmedik ama kaçınılmaz olan ittifakın tetiklediği krizin- artçı dalgaları hâkimdi. Bir tarafta, önemli bir kısmını bizzat Falanj'ın hayal kırıklığına uğrattığı insanlarla rejimin namlı ailelerinden gelen isyancı çocukların oluşturduğu solcu genç aydın kesim vardı ve Sánchez Mazas'ın iki oğlu da onların arasındaydı: 1956 öğrenci isyanının elebaşlarından biri olan, o yılın şubat ayında tutuklanıp çok geçmeden uzun süreli sürgüne giden büyük oğlu Miguel ve bu memnuniyetsiz gençlerin zevklerini, kaygılarını ortaya koyan romanı El Jarama'yı henüz yayımlayan Sánchez Mazas'ın en sevdiği oğlu Rafael. Diğer taraftaysa, muhtemelen siyasi mazilerini unutmamış ama şüphesiz ondan pişmanlık duyan ve kurulmasına katkıda bulundukları rejime karşı ister bir karar neticesinde olsun ister cesaretle olsun, mücadele başlatma noktasına gelmiş, savaş öncesi dönemden hayatta kalan eski Falanjistler vardı.
Ledesma Ramos, José Antonio ve Ruiz de Alda savaşın başında kurşuna dizildikleri için Sánchez Mazas hayatta kalan en yaşlı Falanjistti. Bu durum, José Antonio'yla olan yakın dostluğuyla ve ilk Falanj örgütlenmesinde oynadığı belirleyici rolle birlikte düşünüldüğünde ona partideki yoldaşları arasında muazzam bir nüfuz bahşederken, Franco'ya da onun sadakatini kazanmayı ve daha fazla zorluk çıkaran Falanjistlerle arasındaki pürüzleri gidermesi için onu el üstünde tutmayı salık veriyordu. Yandaş kazanma konusundaki bu son derece ilkel ve bir o kadar da etkili, imtiyazlar ve pohpohlamalar temelindeki rüşvet stratejisi -ki bu General Franco'nun tam anlamıyla virtüoz kesildiği ve iktidarın sonsuz şekilde tek elde kalmasına büyük katkı sunan bir beceriydi- 1939 Mayısından beri Falanj dışişlerinin ulusal temsilciliğini yürüten Sánchez Mazas'ın, ağustosta savaş sonrasının ilk hükümeti kurulurken, koltuksuz bakanlığa atanmasıyla doruk noktasına ulaştı.
Sayfa 126Kitabı okudu
Kendisini koruması gerekiyordu: Hayatta güçlüklerle karşılaşıyordu. Beklemesini bilenler herhalde bu dünyada bulunan (bulunması gereken) insanüstü bir kuvvetin gözünden kaçmazdı. Kendilerine yazık edenler, zamanın her şeyi nasıl halledeceğini bilemeyenlerdi.
Sayfa 176
304 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Bronie Ware- Ölmeden Önce En Çok Pişman Olduğumuz 5 Şey kitap incelemesi Bronnie Ware Avustralya'da bir bankada çalışan sıradan biridir. Bir gün tüm hayatını değiştirecek bir karar alır ve sahip olduğu tüm eşyalarını satar, işten ayrılır ve arabasını atlayarak canı nereye isterse o tarafa seyahat etmeye başlar. Arabasında yaşar, gittiği kasabalarda ne iş bulursa onu yapar. Sonunda bir gün ölüm döşeğindeki hastalara bakıcılık yapmaya başlar. Hastalar Bonnie ile yakınlık kurar onunla hayatlarına dair sohbet ederler. Ölmeden önce duydukları en büyük pişmanlıkları açıklarlar. Bonnie Ware'in, hastaların pişmanlıklarını bloğunda yazdıktan kısa süre sonra üç milyon takipçisi olur ve talep üzerine yaşadıklarını kitap haline getirir. Yazarın cesaretine hayran olmamak mümkün değil. Ancak kitapta bazı noktaların gereğinden fazla uzatıldığını söylemem gerekir. Olaylara karşı bu kadar kabullenici bir bakış açısıyla bakabilmek herkesin harcı değil. Kişisel gelişim kitaplarından çok farklı olarak kişisel deneyimleri anlattığı için de insanın okuma isteğini arttırıyor. Kitaba hakim olan duygu şefkat ve her ne olursa olsun umudu kaybetme mesajı taşıyan bir kitap. Yaşadığımız konfor alanından çıkıp farklı insanların ölmeden önceki son anlarını birlikte yaşamak çok farklı bir deneyim olsa gerek. Tabii hayatta herkesin kendi yatağında sevdiklerinin yanında rahat bir şekilde ölemeyeceğini de bilmek gerekir. Özetle bazen kendi hatalarımızdan dersler çıkarırız bazen de hata yapan insanların yaşamlarından dersler çıkartırız. Keyifle okunması gereken bir kitap diye düşünüyorum.
Ölmeden Önce En Çok Pişman Olduğumuz 5 Şey
Ölmeden Önce En Çok Pişman Olduğumuz 5 ŞeyBronnie Ware · Yakamoz Yayınları · 2022522 okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.