Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Ne olur beni bu kadar kolay anlamayın! Biraz düşünün, siyah beyaz algılayıp üzerime etiketler yapıştırarak birtakım çekmecelere kilitlemeyin beni."
Mutsuzluğun nedeni başarısızlıktan gelmemeliydi, hele hayal kırıklığı asla gözyaşlarının nedeni olmamalıydı... Neden insanlar bir türlü anlayamıyorlar hayattan hiçbir şey beklememeleri gerektiğini, diye düşündüm. Neden binlerce kitap, film, şarkı, şiir umudu tek hayat kaynağı olarak göstermiş, diye düşündüm... Hiçbir zaman ümit etmedim.Umutla tanışmadım. Eğer mutsuzluk, istediğini bulamamaktan, hayalini gerçekleştirememekten kaynaklanıyorsa sıradanlaşır. Sadece adı kalır. Güler geçerim sınavlarında başarılı olamadıkları için ağlayan gençlere, sevdikleri terk ettiği için intihar eden kadınlara. Kolay mı bu kadar tanımak mutsuzluğu hayatın karanlığında? En anlaşıldığı noktada başlar bilinmezliği hikayenin. Kolay mı hayat, daha zengin olamadağı için bir adamın ağlayacağı kadar?
Sayfa 264
Reklam
Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!.. Niçin bunu anlamakta bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz? Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatlığıyla öteye geçiveriyoruz?
Örneğin, Piskopos'un anlamakta güçlük çektiği gerçeklerden biri, kutup ayılarının neden beyaz olduğu. Kamuflaja gelince bu konunun yeni-Darwinci yaklaşımla anlaşılması her zaman kolay değil. Kutup ayıları kuzey kutbunda başat hayvan grubuysa, beyaz renkli bir kamuflaj biçimi geliştirmelerine de gerek yoktur. Bu sözleri şöyle okumak gerekir: Ben çalışma odamda oturmuş kafa patlatan, kuzey kutbuna hiç gitmemiş olan, hayvanat bahçesi dışında kutup ayısı görmemiş olan, klasik edebiyat ve tanrıbilim konularında eğitim görmüş olan ben, şu ana kadar kutup ayılarının beyaz olmakla ellerine ne geçeceğini anlayabilmiş değilim.
Sessizce kurulan, bir tebessüme dayanan, içten, dışarıdan bir insanın kolay kolay fark edemeyeceği kadar özel ve mahrem bir ilişkiydi bu.
Bu kadar kolay miydi, bir erkek icin, istedigi seylerin yerlerini degisdirebilmek? Bu kadar acimasiz olabilirmiydi giden? Gitmek... Birakmaktan dahami kolaydi? Gitmek... Ozlemekten dahami az acitirdi insanin canini? Giden, geride biraktigini gercekten sevmis miydi? Giden; kendi elleriyle, hayelleriyle kurduggu bir dunyayi bir baskasina, ustelik tek basina yasamasi icin birakmanin ne kadar zor oldugunu bilse gider miydi?
Sayfa 82 - Senden sonra
Reklam
Ne kadar kolay değil mi, yüz yüze, göz göze bakışmak? Peki neden yürek yüreğe bakışmayı ve yüzleşmeyi bu kadar kolay beceremiyoruz?
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.