Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanlık ne zaman sona ererse ersin, son insanlar ciddi be­deller ödeyecek. Ya öldürülecekler ya da azalan nüfus ve sosyal altyapının çökmesi sonucunda yaşamları giderek güçleşecek. Diğer koşullar sabitken, bu durum daha geç bir zamanda ger­çekleşirse, bunun bir kazanımı olmaz. Aynı derecede acı çeki­lir. Fakat soyun daha erken tükenmesi halinde telafisi müm­kün bir bedel var -şimdiki nesille son nesil arasındaki zaman­ da yaşayacak olan yeni nesillerin ödeyeceği bedel-. Bu yüzden, soyun daha erken tükenmesi için sunulan gerekçeler güçlüdür. En iyi ihtimalle, sınırlı sayıda insanın dünyaya getirilmesi "Soyun Aşamalı Tükenmesi" kısmındaki tartışmanın da gös­terdiği gibi, soyun aşamalı tükenmesi planının bir parçası ola­rak meşrulaştırılabilir. Böylece, son neslin kaderini paylaşacak insanların sayısı şu andaki milyarlardan çok daha aza indirile­bilir. Fakat insan nüfusunun, hızlı nüfus azalma oranının be­delleri olmadan yeterince hızlı bir şekilde düşürülüp, son in­sanların sayısının aradaki nesillerin göreceği zararı önleyecek kadar az olup olamayacağı sorusuna cevap vermek kolay değil. Cevap ne olursa olsun, birkaç nesil içinde soy tükenmesinin sa­yısız birçok nesil sonra gerçekleşecek soy tükenmesine kıyasla daha tercih edilir olduğunu söyleyebiliriz. Soyun erken tüken­mesi bazı insanlar için daha kötü olabilir fakat genel anlamda daha kötü olduğu sonucuna ulaşamayız.
Sayfa 219 - DoğuBatı YayınlarıKitabı okudu
Onları çok seviyordu fakat her insan gibi kibirli olduğundan, aklının üstünlüğü diğerlerini şaşırtmanın verdiği kolay hazza bir türlü karşı koyamıyordu. bu durum ne kadar eğlenceli olsa da bu kişilerin şempanzelerden daha tehlikeli olduğunu unutmaması gerekiyordu.
Reklam
Heç zad
"Neden ben ?" Çünkü sen iradesi kalbi kadar kolay kırılan, büyüsü olmayan aptal bir kızsın, işte bu yüzden. Zihnim acımasız bir eleştirmendi."
Olimpos YayınlarıKitabı okuyor
Bazen imgelerle telkin edilen duygular o kadar kuvvetlidir ki, tıpkı sık sık karşılaşıp alıştığımız telkinler gibi onların da eyleme dönüşleri ihtimal yüksektir. Oyunda işlediği hayal ürününü suçlardan dolayı haini canlandıran oyuncuya öfkelenen seyircilerin çıkıştaki saldırılarına karşı tedbir almak zorunda kalan kasvetli dramaların sahnelendiği o tiyatro yöneticisinin hikayesini pek çok defa duymuşsunuzdur. Bana göre, kitlelerin zihni durumu ve bilhassa onlara herhangi bir şeyi telkin etmenin ne kadar kolay olduğunu gözler önüne seren en çarpıcı örneklerden biri de budur. Gerçek dışı, kitleye en az gerçek kadar tesir etmektedir ve bu ikisini birbirinden ayırmaya da yanaşmazlar.
Güvenmek
Batı'nın medeniyet tasavvurunda “İnsan, insanın kurdudur." cümlesiyle özetledikleri düşünce tarzı, önemli yer tutar. Zihniyet dünyalarına yön veren baskın eğilimlerden birisi ötekini, olası zararlı görmektir. O nedenle Batı'da bireyin bireyle, bireyin devletle sının belirgin çizgilerle ayırılmıştır. Bu yaklaşım, hayatı keskin
Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil.
Reklam
Diğer memurlara karşı daima daha ihtiyatlı olan ve her biri bir türlü iltimasa dayanan bu gençlerden fena bir mukabele görmekten çekinen arkadaşımın, kendisine asla mukabeleye cesaret edemeyeceğini bildiği Raif Efendi'yi bu kadar hırpalaması, birkaç saat geciken bir tercüme için kıpkırmızı kesilerek bütün binaya duyuracak şekilde bağırması gayet kolay anlaşılabilirdi: İnsanları, kendi cinslerinden biri üzerinde kudret ve salahiyetlerini denemek kadar tatlı sarhoş eden ne vardır? Hele bunu yapmak fırsatı, birtakım ince hesaplar dolayısıyla, ancak muayyen bazı kimselere karşı kendini gösterirse.
Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!.. Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz? Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatlığıyla öteye geçiveriyoruz?
Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil.
Sayfa 48
Küçük yaşlarda, öjenik, embriyonun kimyasal ve termal olarak işleme tabi tutulması ve beslenme en yüksek nihai kabiliyet olasılığının yaratılması amacıyla kullanılacaktır. Bir çocuk konuşmaya başladığı andan itibaren ona bilimsel bakış açısı aşılanacak ve kolay etkilenebilir olduğu küçük yaşlardayken cahil ve bilimsel yönü olmayan kişilerle temas
Sayfa 226Kitabı okudu
Reklam
"Sence senden bu kadar kolay vazgeçer miyim? "
Sayfa 178 - Alaz Altuğ sipahi, Yankı(sedef)Kitabı okudu
Kesinlikle omurganı dik tut ki, hayati sıvılar kolayca yukarı ve aşağı hareket edebilsin. Şimdi yediye kadar sayarak soluk al, bir sayılık duraklamadan sonra gene yediye kadar sayarak soluk ver. İkinci devreye başlamak için soluk almadan önce, bir kere daha bir sayana kadar soluk almadan durakla. Bu 7-1-7-1-7'nin çok kolay ve ritmik bir sayılı­şıdır. Eğer çok çalışırsan bu zamanlama çok geçmeden otomatikleşecektir.
Himmler, kadın kurbanları kendi soykırım tanımının merkezine oturtarak daha da ileri gitti: “Bir köyde partizanlara ve Yahu­di komiserlere karşı harekete geçmek zorunda kaldığımda o zaman ilke olarak bu partizanların ve komiserlerin kadınlarını ve ço­cuklarını da öldürme emrini verdim… İnanın bana, bu emrin ve­rilmesi ya da uygulanması mantıksal olarak düşünüldüğü kadar kolay ve basit değildi... Fakat ilkel, ezeli, doğal bir ırk mücadelesi­ne giriştiğimizi kabul etmeliyiz.”
- Denize bak. - Baktım. - Denizi gör. - Bakmak kadar kolay değilmiş bu. - Denizi düşün. - Bunu yapamıyorum. Ben daha o kadar olmamışım.
Sayfa 25 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Gözlerimi dilimin yerine koydum koyalı insanlara uzak gelmeye başladım, biliyorum. Herkesin bu kadar kolay anlaşması içimi üşütüyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.