O anda, arzu (dostluğun artırdığı sıkıntı) öyle muhteşem tatmin edildi ki, umutsuzluğa düştüm.
Bu sonsuz an, -kaçınılmaz düşüşü ortaya çıkararak, kendisinden sonra varlığını sürdüren şeyin maskesini düşürerek, sonsuz mutlu, çılgın bir gülüş gibi- su yerine alkolü, göğün görünür yakınlığı yerine bir ölüm yokluğunu, sonu olmayan bir boşluğu koyuyordu.