Yine zaman kaybı...
Yarısına kadar bolca gülerek okudum. Babam yazsa böyle yazardı. Kafelere, barlara takılmayın, cinsel isteklere kapılmayın, arkadaşlarınıza dikkat edin ki sizi ayartmasınlar bla bla bla... Sıkıcı bir yetişkinin ağzından daha çok ergenlik dönemindeki gençlere karşı yapılan öğütler tarzında. Çalışın ki gençken ,orta yaşlarda pişmanlığa düşmeyin. Boş hevesler sizi yiyip bitir yoksa. Şehvetmiş, eğlenceymiş, boş iş. Okuyun, çalışın, müzelere felan gidebilirsiniz ama, o iyi bir şey.
Katılmak istediğim şeyler olmasına rağmen uslubunu, örneklemlerini, basitliğini beğenmedim. Çocuğuma ergenlik döneminde okutur muyum mesela ? Hayır.( Seneca 'yı okuturum, Rilke'yi okuturum, Montaigne okuturum, Attar okuturum, bu nedir?)
Kitabın yetişkinler için pek bir şey ifade edeceğini sanmıyorum, bir ergenin ise bundan etkilenip, evet yaa cinsel arzularımızı yok sayalım, uyumayalım, sosyalleşmeyelim, eğlenmeyelim, başarılı olalım, mutlaka başarılı olalım diyeceğini de sanmıyorum. İtici bulacak ve bir kulağından giremeden, çarpıp hoop yere düşecektir. Hiç hoşlanmadım. Ki ergenliği çalışarak, çalışarak, çalışarak geçmiş ben bile hoşlanmadıysam, tembellik yapmak isteyen dil çıkartır.. Sevemedim kara gözlüm, keşke hiç karşılaşmasaydık diyerek köşelere bir yerlere kaldırıyorum.