Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Toplantı Günü! Söyleşi & Uğultulu Tepeler & Deliliğin Tarihi…
Muhteşem okurlarımız; 3 haftalık bir toplantı arasından sonra yeniden bu akşam birlikteyiz. İkinci haftanın sonunda toplantı olmayınca bir boşluğa düştünüz değil mi? 😊 Amaaaa….Harika bir şiir meetingi yaparak aradaki bu boşluğu da kapattık sayenizde. Bugün size başka bir sürprizimiz daha var. Kitap sunumlarımızın öncesinde grubumuzdaki Değerli yazarlarımız
Ali Bektaş
Ali Bektaş
,
Ülkü Yağmur Ural
Ülkü Yağmur Ural
,
Gamze Tigis
Gamze Tigis
,
Erman Şahin
Erman Şahin
,
Tuna Kahraman
Tuna Kahraman
ve
Duygu Göker Şentürk
Duygu Göker Şentürk
ile beraber kısa bir söyleşi yapacağız. Sakın kaçırmayın. 😊 Uğultulu Tepeler’in uğultusunu kulaklarında hissetmeyen kaldı mı acaba? Bu Victoria Dönemi romanı, kimine göre dünyanın gelmiş geçmiş en büyük aşk romanı; kimine göre her okunuşunda değişik tatlar veren çağlar ötesi bir eser ya da insanın içine işleyen bir anlatımla dile getirilmiş uzun bir şiirdir. Sizler de düşüncelerinizi incelemelerinizde belirttiyseniz lütfen bağlantılarınızın linkini yorumda paylaşın. 🦋 Deliliğin fantastik dünyasında dolaşırken Foucault, aslında "deli"nin bize onun deli olduğuna karar veren, onu öyle konumlandıran genel toplumsal harita üzerinde işgal ettiği yer itibariyle yansıdığını gösteriyor. Her çağın kendi ütopyası içinde kendini arındırdığı, saflaştırdığı, idealleştirdiği tarihsel yolculukta, delinin bu arınma ayin ve oyunundaki yerini ve rolünü kavramamızı sağlıyor. Bu nedenle, Deliliğin Tarihi, aynı zamanda aklın tarihinin ana hatlarını da ortaya koyuyor: Akıl, kendini ancak deliliğin zıddında, deliliğin zıddı olarak tanımlayabiliyor. Öyleyse delilik, toplum düzeninin varlığı için gerekli mi? Derin felsefe yapalım diyorsanız, meet atmosferinde buluşalım. 💫
10 Mart 2018 “…Bırak bu kitap çarpsın okuyanını. Sarsılsın ve kendilerine uzun zaman gelemesinler. Okuyanlar, “Dayanamıyorum okumaya, şüpheci biri oldum çıktım, bu nasıl iş anlamadım!” diyor. Her yerlerine şüphe bulaşsın bırak! Uykuları kaçsın, rahatsız olsun, yaşantılarından keyif alamasınlar bir süre…” diyor. “Kardeşini Doğurmak” kitabının
Reklam
Değerli 1K Okurları! Yaklaşık 1 ay önce bir etkinlik düzenlemiştik; İslam Düşüncesi Üzerine Kitap İncelemelerİ. Bu bağlamda İnceleme yapan arkadaşların iletilerini ayrı zaman dilimlerinde paylaştım. Şu an hepsini bir araya getirdim ve sizlerle paylaşmak istiyorum tekrardan:))) Öncelikle; İnceleme zahmetinde bulunup da değerli vakitlerini
ŞİFA NİYETİNE “Hâlbuki aşk başka ne olsun u hayatın mazereti” diyordu şair. Gerçekten hayatın mazereti başlı başına aşk olabilir miydi? Âdemoğlunun ilk oğullarından Habil ve Kabil macerası meşhurdur. Peki, bu cinayetin sebebi nedir, biliyor musunuz? Aşktır desem… Yada sapkın bir aşk desem daha doğru olur. Çünkü İslam’ın müsaade etmediği bir aşk
Çocuk Gözler
Eski şarkıları dinlerken diyorum ki; acaba aşk denilen şey tıpkı artık kullanılmayıp koleksiyoncular tarafından saklanan/sergilenen taş plaklar gibi “süslük” olarak mı kaldı? “Işır kara gecede resmin. Umut verir gözlerin...” diyen şarkılardan “Acılara yürüyor korkmuyorum, arada bi kalbini yokluyorum.” diyenlere nasıl geçiş yapmışız anlayamıyorum
Kendi kalemimden...
Not: Yazdığım yazıların tamamını bu gönderide okuyabileceğiniz gibi, gruplandırdığım bazı yazıların başlıklarının yanına koyduğum linklerden gönderilerin sayfasına tek tek de ulaşabilirsiniz. MASALLAR: 1- Çoban Köpeği ile Sokak Köpeği: #36186167 2- Minik Kedi Yavrusu: #36584901 3- Köpek
Reklam
8. Hikaye Tamamlama Etkinliği
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir. Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
10 MUHARREM ve KERBELA - 10
“Kanların şerhâ olup aktığı mâtem tufanıdır bugün, Kerbelâ’nın her taşının al kan olduğu demdir bugün. Başını top eylemiş çevgânın kıvrımına almış ele, Nice yüzbin derviş dört unsurun abdâlıdır bugün. Cümlesi Kerbelâ oklarının kıyameti olmuştur, Hüzünlü mâteminin vadisine dalmıştır bugün. Bu gam nice dünya gamına nisbet bile olamaz, İmam
Ümit Yaşar Oğuzcan'ın bestelenen şiirleri
Sanat eserinde aradığın temel niteliklerden biri nedir deseler bir çırpıda “basitlikte derinliktir” deyiveririm. Gerçi, sanatçılardan büyük büyük laflar, metafizik derinliklerden gelen damıtılmış cümleler beklenmiştir, beklenecektir de… Aynı zamanda bu beklenti edebiyatımızın geleneğinde de vardır ama bir gerçek var ki o da halkın gönlünde yaşayan
GÖRÜCÜ İşten eve geldiğimde oldukça yorgundum. Elbiselerimi değiştirip hemen odama çekilip uzanmak istiyordum. --Anne! Ben geldim! Mutfaktaydı. Sesimi duyunca ellerini havluya silerek yanıma geldi. Gülümsüyordu. --Hoş geldin, aslan oğlum. Hay maşallah. Seni yaradana kurban olurum ben. Şaşırmıştım. Ama hemen kendimi toparladım. Ne de olsa böyle bir
143 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.