Merhaba arkadaşlar. Hepimize günaydın. Muslutlu bir gün olsun. Kapanışı çok ilginç bir eserle yapacak ve Oscar Wilde’ye veda edeceğiz şimdilik. Bunun için de iyi bir araştırma yapmak gerekiyordu. Neden? Yahya Peygamber, kutsal kitaplarda kendine yer bulan bir peygamber olduğu için (Matta, Markos, Luka ve Yuhanna İncillerinde adı geçer ki
"Saatlerce ötüyorum başucunda,senden hiçbir ses gelmiyor, ben yapacağımı bilirim!" dedi.
İntikam alırcasına lalenin başında ötmeye başladı. Gül duysun ve kıskansın diye sesini iyice yükseltti bülbül.
Karanfil, papatya, menekşe, kardelen...
Çiçek adına ne varsa hepsi lalenin başına toplandı.
Kıskandılar laleyi, kimse anlamadı, neden, birden kıpkırmızı oldu lale.
Bülbül iyice coştu.
Saatlerce öttü. Sesi kesildi. Artık ötecek hali kalmamıştı..
Döndü..
Lakin gül ortalarda yoktu...
Telaşlandı...
Gözyaşları içinde orkideye sordu:
"Gülüm nereye gitti?"
"Az önce öldü." dedi orkide.
Bin pişman bülbül. "Ama ben kıskandırmak istemiştim sadece.." dedi.
Gözyaşlarını usulca sildi orkide ve belki de en bilge duruşuyla dedi ki:
"Hata yaptın bülbül kardeş! Gül kırmızısını senin ötüşünden alıyordu. Sen gidince ne kırmızı gül kaldı,ne de gül. Şimdi nerede kırmızı bir lale görürsen bil ki bir gül daha ölmüştür!..."
Ölüm âsude bahar ülkesidir bir rinde; Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter. Ve serin serviler altında kalan kabrinde Her seher bir gül açar, Her gece bir bülbül öter.
Yahya Kemal Beyatlı
Merhaba arkadaşlar. Tiyatro sevenleri yavaş yavaş toplayalım. İlginç bir biçimde öyküleri kadar içine almayan bir metin okuyoruz burada. Nasıl? Onun öykülerinde insanların mücadele ettiği, öğütlerden geçilmeyen ve hikayenin içinde okuru yaşatan metinlere alıştık. Burada ise kast sistemine benzer bir sistem eleştirisi göze çarpıyor. Yani ben
Bu ne vahşi çağdır böyle, duygularımızı sersefil eyleyen! Bu ne zamandır ki, simsarlar gücü alıp satmakta ve nicedir gülistanlar harap, bülbül kurşunlanmış, gül fidanı kırık. Bunu bir de ben düşünmeliyim; düşünmeliyim, madem ki varım!..
Sayfa 5 - Ahmet hamdi tanpınar kütüphanesiKitabı okuyor
Merhaba arkadaşlar. Okuduğum öykülerden oluşan ama son öykü hariç okumaktan keyif alabildiğim öyküler olduğu için okumayı tercih ettim. Şöyle bir bakış atarsak Nar Evi eseri için henüz bir önceki eserde şöyle bir yorum yapmıştık:
Nar Evi kitabına baktığımızda Genç Kral en dikkat çeken öykülerden biri olarak karşımıza çıkar. Çünkü yoksulluktan
Merhaba arkadaşlar. Nasıl bir okuma maratonu yaptık ama hazır hafta sonu diyerek. Bir sonraki kitap, daha büyük bir külliyat olacak demiştik, öyle de oldu. Oscar Wilde kalemine neredeyse doyduk ama henüz yeni başlıyoruz desek yeridir. Daha okunacak kitapları var yazarın. Ne mutlu bize ki hem samimi öyküler okuyacağız hem düşündüren ve anlamlı. Bir
Merhaba arkadaşlar. Bir sonraki kitap Mutlu Prens özelinde daha geniş bir Oscar Wilde külliyatı olacak. Onun için sabırsızlanıyorum şimdiden ve burada da kaliteli bir yayın, daha önce tanıştığımız öyküler, beni çocukluk anılarıma götüren masallarla karşılaşınca bu kitabı da es geçemedim. İçinde Mutlu Prens, Harika Fişek, Bencil Dev, Bülbül ve Gül,
Andelîbi gül-i sad-berg ile tekfîn itdiler.
Bir gülistan beytini üstünde telkîn itdiler.
...
Bülbül öldüğünde onu yüz yapraklı gül ile kefenlediler.
Ve gömdükten sonra üzerine gül bahçesine dair bir beyit okuyup ona telkin verdiler.
Merhaba arkadaşlar. Bir kitaptan, en sevdiğiniz yemekten aldığınız hazzı alır gibi oldunuz mu daha önce? Uzun zaman sonra çok sevdiğim X yemeğin lezzetini alarak okudum sanki. Bir insana dair ne varsa, bir insanın hayatına dokunan ne varsa bu satırlar arasındaydı sanki. Her eseri tek tek sıralanmış, oradan en anlamlı en dokunaklı sözler özenle
Merhaba arkadaşlar. Dorian Gray, Oscar Wilde okurlarının en beğendiği eserlerden biridir. Bunun bir çizgi romanı olması ve bir de epey uzun yıllardan sonra NTV tanıtımı gördüğümde, başlamak için sabırsızlanıyordum. Bir insanın yayımladığı tek romanın aynı zamanda onun en iyi eserlerinin de başında gelmesi çok önemli bir başarıdır. Bu başarının
Anlatılana göre güller ülkesinde her cinsten, her kokudan, her renkten güller bulunurdu. Güllerin sultanı bir gün hiç eşi menendi olmayan bir gül yeşersin istedi gülistanda. Bütün güllere ferman buyurdu ki "En güzel yanlarınızdan birer parça himmet edin." Güllerden kimisi kokusundan bir parça verdi, kimisi renginden bir damla verdi. Kimisi getirip yaprağından sundu, kimi de toprağından. Hep birlikte toprağa gömdüler getirdiklerini.
Zaman geçip de bahar sultanı güz sultanını alt edince, yani ki bahar gelince hepsi heyecanla beklemeye koyuldu bu yeni açacak goncayı.
Bir gün yeşil dalın ucundan tomurcuk baş verdi. Hepsi heyecanla yanaştı güllerin. Öyle bir güzeldi ki, yapraklarının renginin adı dahi yoktu. Böyle bir renk daha görülmemişti gülistanda. Kokusu bir kayıp rayiha... Göreni mest ediyor ama kimse bu mestliğin adını bilmiyordu. Tek bir gonca açmıştı fidandan. Tek ve eşsizdi. Öyle güzeldi ki gülistanı uzaktan seyreden bülbül o dakika uçurdu gönlünü kanatsız. Toprağa düşüp çırpınan bir aklı vardı şimdi.
Derler ki; bu eşsiz güldür bülbülün gönlünü asıl çalan. Ondan sonraki bütün güller ondan mukallit girmişlerdir gülistana.
Anlatılana göre güller ülkesinde her cinsten, her kokudan, her renkten güller bulunurdu. Güllerin sultanı bir gün hiç eşi menendi olmayan bir gül yeşersin istedi gülistanda. Bütün güllere ferman buyurdu ki "En güzel yanlarınızdan birer parça himmet edin." Güllerden kimisi kokusundan bir parça verdi, kimisi renginden bir damla verdi. Kimisi getirip yaprağından sundu, kimi de toprağından. Hep birlikte toprağa gömdüler getirdiklerini.
Zaman geçip de bahar sultanı güz sultanını alt edince, yani ki bahar gelince hepsi heyecanla beklemeye koyuldu bu yeni açacak goncayı.
Bir gün yeşil dalın ucundan tomurcuk baş verdi. Hepsi heyecanla yanaştı güllerin. Öyle bir güzeldi ki, yapraklarının renginin adı dahi yoktu. Böyle bir renk daha görülmemişti gülistanda. Kokusu bir kayıp rayiha... Göreni mest ediyor ama kimse bu mestliğin adını bilmiyordu. Tek bir gonca açmıştı fidandan. Tek ve eşsizdi. Öyle güzeldi ki gülistanı uzaktan seyreden bülbül o dakika uçurdu gönlünü kanatsız. Toprağa düşüp çırpınan bir aklı vardı şimdi.
Derler ki; bu eşsiz güldür bülbülün gönlünü asıl çalan. Ondan sonraki bütün güller ondan mukallit girmişlerdir gülistana.
Merhaba arkadaşlar. Mutlu geceler ve nasılsınız? Uzun yıllar sonra yeniden Oscar Wilde ve onun özlediğimiz kalemine geri dönüş yaptık. Birkaç eserini okuyarak bu seriyi tamamlayacağız. Hiç yumruk yediniz mi diye başlamak istiyorum bu kitaba da. Çünkü Wilde’nin bu kitabı tam olarak bu etkiyi yapıyor hatta yeri geliyor daha fazlasını da yapıyor. Ben