Bir fakir ne denli zarif olabilir, bir zarif ne denli aç kalabilir, bir kitap bir okuru nasıl parçalayabilir?
Açlığın bile ne kadar namuslu ve gururlu yaşanabileceğinin her ne olursa olsun umudunu yitirmemenin güzel kurgusu.
Bahsedilen açlık öyle bir açlık ki; kahramanın parmaklarını ısırıp kanıyla midesini yatıştırmaya talaş yiyerek ayakta kalmaya yeleğinin düğmelerini satıp ekmek almaya giden bir süreci anlatır. Yine de tüm bu sıkıntıların amacı yazmaktır. Namusuyla yazmak.Yoksa üç günlük açlığınızla bakkala gidip size uzatılan ekmek yerine ille de mum istemek başka türlü açıklanamazdı.
Sefaletin anlatılış şekline hayran olmamak elde değil. Yazarın sefalet ve açlığı bu denli anlatabildiği ve "diğer" lerinin yaşamlarını yüreğinde hissederek kaleme aldığına şahit olmaktan mutluluk duyacaksınız bu kitabı okurken. Hamsun'un kalemindeki ustalığı hissedeceğiniz oldukça farklı ve başarılı bulduğum bir eser.
Tasvirleri ile betimlemeleri ile bu kitap çok büyük bir övgüyü sonuna kadar hak ediyor.
Hayatınız herhangi bir döneminde parasız ve aç kalmışsanız kitabı çok iyi anlarsınız. Parasızlık ve açlık bu kadar iyi anlatılamaz.
Kesinlikle tavsiye ediyorum. Kısa, akıcı, duygusal, sürükleyici...