Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
552 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Dünyanın en büyük sırlarından biri, José Rodrigues Dos Santos'un eğlenceli ve heyecan verici romanı "Tanrı’nın Formülü" kitabında ele alınmıştır diyebilirim. Portekizli yazar, "Tanrı Formülü" kitabı ile eğitici modern bilimsel bilgileri, düşüncenin antik manevi geleneklerini ve aksiyon dolu casusluk eylemlerini
Tanrı'nın Formülü
Tanrı'nın FormülüJose Rodrigues dos Santos · Pegasus Yayınları · 20143,199 okunma
Homo sapiens de bir aileye mensuptur. Bu sıradan bilgi tarihteki en sıkı korunan sırlardan biriydi. Homo sapiens uzunca bir süre kendisini diğer hayvanlardan ayrı, ailesiz (kuzeni veya kardeşi, hepsinden de önemlisi ebeveyni olmayan) bir yetim olarak gördü ama durum böyle değildi. Sevelim ya da sevmeyelim, büyük maymunlar adı verilen gürültücü ve büyük bir grubun üyesiyiz. Yaşayan en yakın akrabalarımız arasında şempanzeler, goriller ve orangutanlar var ve şempanzeler bunların en yakını. Yalnızca 6 milyon yıl önce, tek bir dişi maymunun iki kızı oldu. Bunlardan biri tüm şempanzelerin atası olurken, diğeri de bizim büyükannemiz oldu.
Reklam
"Elbette sırlarım var. Olmaz mi? Çok doğal. Eminim benim sırlarım da herkesinki kadardır, daha fazla değil. Üstelik öyle büyük, yeri göğü sarsacak sırlardan söz etmiyorum."
416 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Mercy Kilpatrick ile polisiye dolu bir yolculuk yapmaya hazır mısınız? Eğer hazırsanız sizi yazımın devamına alayım. Mercy, 18 yaşında ayrıldığı kasabasına FBI'nın ona verdiği görev nedeniyle tekrardan geri döndüğünde onu bekleyen sırlardan, olaylardan habersizdir. Bu sırlar kendisinin hayatını da etkiyeceğini bildiği için ne yapacağını bilemez.
Merhametli Ölüm
Merhametli ÖlümKendra Elliot · Salon · 201843 okunma
Homo Sapiens de bir aileye mensuptur. Bu sıradan bilgi tarihteki en sıkı korunan sırlardan biriydi. Homo sapiens uzunca bir süre kendisini diğer hayvanlardan ayrı, ailesiz bir yetin olarak gördü, ama durum böyle değildi. Sevelim ya da sevmeyelim, büyük maymunlar adı verilen gürültücü ve büyük bir grubun üyesiyiz. Yaşayan en yakın akrabalarımız arasında şempanzeler, goriller ve orangutanlar var ve şempazeler bunların en yakını. Yalnızca 6 milyon yıl önce, tek bir dişi maymunun iki kızı oldu. Bunlardan biri tüm şempazelerin atası olurken, diğeri de bizim büyükannemiz oldu.
Homo sapiens de bir aileye mensuptur. Bu sıradan bilgi tarihteki en sıkı korunan sırlardan biriydi. Homo sapiens uzunca bir süre kendisini diğer hayvanlardan ayrı, ailesiz (kuzeni veya kardeşi, hepsinden de önemlisi ebeveyni olmayan) bir yetim olarak gördü, ama durum böyle değildi. Sevelim veya sevmeyelim, büyük maymunlar adı verilen gürültücü ve büyük bir grubun üyesiyiz. Yaşayan en yakın akrabalarımız arasında şempanzeler, goriller ve orangutanlar var, ve şempanzeler bunların en yakını. Yalnızca 6 milyon yıl önce, tek bir dişi maymunun iki kızı oldu. Bunlardan biri tüm şempanzelerin atası olurken, diğeri de bizim büyükannemiz oldu.
Reklam
Enformasyon alışverişinin ve umumi merak duygusunun seyrine teslim edilmiş kişisel günlüklerin (blogların) ve “chat”’in serbest dolaşımı sayesinde, hiçbir kısıtlama olmadan paylaşılan sohbet mesajları aracılığıyla her şey, hem de yasaklardan, uzlaşımlardan ve sırlardan kurtarılmış biçimde söze dökülüyor, söyleniyor. İç içe varlık bulan iki dünya söz konusu: Bir tarafta hareketin, gürültünün ve düzeneklerin etkisine kapılmış gerçek bedenlerin daha yoğun bir varoluş biçimi aradıkları bir dünya var; diğer tarafta, sayısız sanallıklara açılacak şekilde simüle edilmiş ve böylece yeni gerçeklik hayallerini çoğaltan tek kişilik sanal gezintilerde ağırlığını hissettiren makineler var. Yeni teknolojiler ve yazılım-makinelerle birlikte dünyaya gelmiş kuşaklardan önceki kuşaklar da tıpkı küçükleri ve çocukları gibi bunlara bağlanıyor. Giderek artan bir şekilde bu teknolojileri kullanıyorlar ve hem bir bağımlılık ilişkisi içinde hem de yeni özgürlüklerin ve gençliğin dünyasına serbest erişimin cazibesiyle, çabucak, sunulan hizmetleri aşırı tüketme noktasına geliyorlar. Yaşlanmaya karşı savaşı ve görünümünü muhafaza etme çabasını olumlayan gençlik ve genç kalma kültü, kültürel taklitçiliğin gelişimine elverişli kaynakların artışından da destek görüyor. Gençleri taklit, sadece “görmüş geçirmiş”lerin kabaca köşeye itilmelerine karşı bir savunma hamlesi olmakla kalmıyor, aynı zamanda aktif bir modernliği tanımlayan değişim ihtiyacını besleme, yeniliklerden pay alarak dolu ve yoğun bir hayat peşinde koşma arzusunu da ifade ediyor.
Büyük bir Japon bilgesi, oturmuş meditasyon halindedir… Adamın biri, ona yaklaşır ve şöyle der: “Beni öğrencin olarak kabul et.” Bilge, parmağıyla yerdeki kumlar üzerinde düz bir çizgi çeker ve şöyle der: “Kısalt! Adam, avuçlarıyla çizginin yarısını siler. Bilge der ki: “Git, bir sene sonra tekrar gel.” Bir yıl geçer. Bilge, yine bir çizgi çizer ve der ki: “Kısalt!” Adam, bu kez çizginin yarısını avucu ve dirseğiyle kapatır. Bilge, gene kabul etmez ve der ki: “Git, gelecek sene gene gel.” Bir yıl geçer ve adam geri gelir. Bilge, tekrar kumların üzerine bir çizgi çeker ve adamdan onu kısaltmasını ister. Bu kez, adam der ki: “Bilmiyorum. Nasıl kısaltılacağını siz gösterin.” Bunun üzerine bilge, çizginin yanına daha uzun bir çizgi çeker ve der ki: “Şimdi kısaldı.” Bu hikaye, japon kültüründe ilerlemenin yolunu gösteren sırlardan biridir. Düşmanlığa ve diğer insanlarla boğuşmana hiç gerek yok, çünkü olgunlaşıp ilerlemenle onlar kendiliğinden yenilgiye uğrarlar.
BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHİYM Cüz 1 Sure i BAKARA Ayet 37, 54 ve 128 فَتَلَقّٰٓى اٰدَمُ مِنْ رَبِّه۪ كَلِمَاتٍ فَتَابَ عَلَيْهِۜ اِنَّهُ هُوَ التَّوَّابُ الرَّح۪يمُ Derken, Adem (vahy yoluyla) Rabbinden birtakım kelimeler aldı, (onlarla amel edip Rabb'ine yalvardı. O da) bunun üzerine tövbesini kabul etti. Şüphesiz o, tövbeleri çok kabul
Japon Bilge ve hayat...
Büyük bir Japon bilgesi, oturmuş meditasyon halindedir… Adamın biri, ona yaklaşır ve şöyle der: “Beni öğrencin olarak kabul et.” Bilge, parmağıyla yerdeki kumlar üzerinde düz bir çizgi çeker ve şöyle der: “Kısalt!
Reklam
Bir sofranın etrafında dizilmek, yan yana gelmektir. yakınlaşmaktır asıl maksat. Çatal kaşık sesleri, kimilerinin ağız şapırtılan birbirine karışır. Kaşıklar çatallar tabakla ağız arasında mekik dokur. Bazen derin bir sessizlikte bazen küçük bir sohbetin neşesinde insanlar birbiriyle kaynaşır. Kaynaşmak Bir sofrada tecelli eden en büyük sırlardan biri olsa gerektir.
Sayfa 149Kitabı okudu
199 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.