Dün öğleden sonra saat 2 gibi denize girmek için arkadaşlarımla yurttan çıktık. Tacik, Kırgız, Kosovalı ve ben (Hintli) uluslararası bir ekip oluşturduk. Otobüse binip Kumkapı sahile doğru yola revan olduk/yola koyulduk. Ben otobüste arkaya doğru, sondan bir önce sol taraftaki koltukta oturuyordum, yanımda arkadaşım da vardı. Karşımızda 50'li
Yabana Doğru isimli bir film önermişti yıllar önce bir arkadaşım. Bilmeyen kişiler de olabilir önce bilgi vermek gerek; Yabana Doğru, gerçek bir hikayeden alınan bir kitap olup, Christopher McCandless adlı maceraperest gencin yaşam öyküsünü anlatan bir kitaptır. Yıllar sonra filmi de çekilmiştir. Huyum kurusun, bana tavsiye edilen şeyleri çok geç
"Benden kimsenin bir şey istemediği bir ülkede, ben kendim istediğim ve sen istediğin için yazdığımı biliyorum. Ama, Türk Edebiyatı Tarihine geçen kitap yazdığımı da daha baştan gene biliyordum. Ancak, bu günleri, bu mücadeleyi de kendi öz hayatım olarak yaptığımı da biliyorum. Her kitabım olay oluyor. Ama ben, yapayalnız bu olayı yaratan
Anlatıcı, ilk öyküsü kitabın. Kahramanlardan kimliğii belli olanın ismi Semih. Yazar Notos yayıncılıkta bir zaman editörlük etmiş. Notos’un sahibi Semih Gümüş ya, ondan olmalı diye şeytan fısıldıyor. Garip bir karmaşa var öyküde. Başa dönüp tekrar okuyunca çözülüyor düğüm. Çift anlatıcı var. Oldukça zekice. İçim ısınıyor daha ilk öyküden. Kalkıp
Merhaba Canım İnsanlar,
Adil Erdem Bayazıt,
Maraş sokaklarında,Kara Lise sıralarında, Mavera'da, Dirilis'de...emsali görülmemiş bir kardeşlik bağı ile biribirine sarılan Yedi Güzel Adam'ın namıdiğer "şiir avcısı", ve Şiir Avcısının tek kitabı, daha doğrusu şöyle bildiğim kadarıyla tüm şiirlerinin toplandığı tek kitap
Peki, kim kurtaracak beni var olmaktan? Ne ölümdür istediğim ne de hayat.*
13 Haziran 1888 saat 15.20'de, Largo de S. Carlos'ta, 4 numaralı evin soldan dördüncü katında, aynı zamanda müzik eleştirmenliği de yapan adalet bakanlığı görevlisi Joaquim de Seabra Pessoa ile Maria Madalena Xavier Pinheiro Nogueria'nın ilk çocuğu Fernando
"Eski devirlerde şair demek herşey demekti; insanlar çok dar bir çevrede yaşarlardı, bilgileri, tecrübeleri, töreleri, karakterleri birbirine daha yakındı. Böyle gönlü tok insanların bu dünyada elbette fazla bir iddiaları yoktu." diyor Novalis...
İddiasız olmak, asıl mesele budur. Sözün ritminin, şiir'e vardığından habersiz, keyifle,