Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Cehaletin Mükemmel İzahı
Cehalet, ilmin zıddı olup, bilmeme halini ifade eder; üç şekilde görülür. 1. Cehl-i basit: Bilmemek ve bilmediğinin farkında olmaktır. 2. Cehl-i mu'kab: Bilmemek ve bilmediğinin farkında olmamaktır. 3. Cehl-i mürekkep: Bilmediği halde kendini biliyor zannetme veya yanlış malumatını doğru kabul etme halidir. Yani, yanlış bilgisini ilim sanmaktır. Birincisinin tedavisi kolay, ikinci ve üçüncüsünün tedavisi hayli zordur. Çünkü, böyleleri hem bilmiyorlar hem de bilmediklerini bilmiyorlar. Cehalet bir hastalığa benzetilirse, cehl-i mürekkep; hastanın kendisini sağlıklı zannetmesi halidir. Kendini hasta görmeyen doktora gitmez. Verilen ilaçları da kullanmaz. Artık bu hastanın tedavisi oldukça zorlaşır. Cehl-i mürekkepte bilgiye ihtiyaç hissedilmez. Çünkü her şeyi bildiğini zanneder.
Sayfa 127 - BüyüyenayKitabı okudu
Sehl et-Tusterî (k.s.) buyurdular: - Cehâletten daha büyük bir günah ile, Allaha isyan edil- memiştir. Denildi ki: - Ey Ebâ Muhammed! Cehâletten daha şiddetli bir şey tanır mısın? Dedi ki: - Evet! Cehâleti bilmemek [cehl-i mürekkep]...
Reklam
Bir zamanlar bizde "cehl-i mürekkep" denirdi bilgisizliğin böylesine: İki katmanlı bilgisizlik hem bilmemek hem de bilmediğini bilmemek başka bir deyişle cehalet değil gaflet, yani kişinin kendinden habersiz olması -Bilmediğini bilmeyene öğretilebilir? +Hiç.
" Hem şaşkın bir yabancıydım bu dünyaya hem de sanki her şeyi elimle koymuş gibi aşina. Hem âlimdim hem de cehl-i mürekkep. Hem bahtsızdım hem de mutlu. Kendimce nedenler buluyordum sonra onları kendim çürütüyordum. Hem her şey değişmişti Hem de her şey olduğu gibiydi. İşte araftaydım. Hem her şeydim Hem de hiç... "
Sayfa 156Kitabı okudu
Hakka kavuşmak
Öğrenci: Şüphesiz ki engelleri çoktur. Bu engellerden biri cehalet diğeri ise arzulardır. Davetçiler için en kolay olan hakkı bilemeyenleri hakka davet etmektir. Hoca: Bu güzeldir, fakat evlat, cahillerin iki sınıf olduğunu bilmen gerekir: *Cahillerden bir sınıf ilim eksikliğinden dolayı Hakkı bilmediğini bilir. Bu tip insan sınıfı, elinden tutulup kendisine Hidayet yolunun gösterilmesi ihtiyacının olduğunu hisseder. Bu kategorideki insanların cehaleti "basit cehalet" olarak isimlendirilir. *Cahillerden diğer bir sınıf ise, kendisini hakkı bilen ârifler sınıfına koyar. Bunlar hakkı delilleriyle birlikte bildiğini sanır. O inandığı batılı açık bir hak sanarak yine batılla ona tutunur. Budur cehalete, katmerli (cehl-i mürekkep) cehalet denir. ........
ŞEHİR İNSANI...
- "Belirlenmiş, kısıtlanmış, yönlendirilmiş bir hayat yaşadıklarını kabul etmezler. Etmezler zira, bunun farkında olacak kadar ilim sahibi değildirler. Tam bir cehl-i mürekkep. Kimseye güvenmezler, "bu devirde babana bile güvenmeyeceksin" diye bir inanç vardır kalplerinde. En büyük dertleri; daha rahat bir hayattır. Rahat tabirini kasıtlı kullanıyorum, çünkü rahatlık mutluluktur şehir insanı için. Huzur ve rahatlığı aynı şey sayarlar, oysaki bunların aynı şey olmadığını için ölüm döşeğinde düşünecek vakitlerini olması gerekir. Rahatlık daha çok para demektir. Haliyle; yaşamak için yemezler, yemek için yaşarlar. PEPSİ'nin reklamında dediği gibi, "Daha fazlasını iste". Temel dayanak noktası budur; Her zaman daha fazlası mümkündür..." (Ekrem Özdemir, Zavallı Şehir İnsanı! Şehir ve Medeniyet Dergisi, Ekim 2009)
Reklam
Cehl-i basit, bilmemektir. Cehl-i mürekkep ise, bilmediğini de bilmemektir. Birincisinin tedavisi kolay, ikincisinin tedavisi hayli zordur. Çünkü böyleleri hem bilmiyorlar, hem de bilmediklerini bilmiyorlar. Cehaleti bir hastalığa benzetirsek, cehl-i mürekkep, kendini sağlıklı zannetme halidir.
Süfyan vekili : Süfyanı kahraman - Süfyanîzmi kurtuluş yolu - Dindarları anarşist , yeşil komünist , zalim ve ahlaksız - Milleti cehl-i mürekkep ve ehl-i fakr-u zaruret - Halkı ehl-i adavet - Hayat-ı içtimaiyeyi zehir - İsm-i İslamiyeti lekedar - Aile hayatını zaruret ve teşvik-i kesb-i nisa ile zir ü zeber - Komşu memleketleri Bop ile perişan etti ve kifayet-i vazife ile gidiyor... Bizim vazifemiz yine tamir olacak... Hasbunallahi ve ni'mel vekil.. Alıntı…
"Cehl-i mürekkep içinde, tembellik döşeğinde, gaflet uykusunda öylece uyumakta insan "
Cehl-i mürekkep
Cehalet aslında zannedildiği gibi tam olarak bilmemek değildir. Cehalet bilmediğini bilmemek ve bunun farkına varmamaktır.
Reklam
Geçmişin karaktersizliğini üzerinden atamayan,bu günüde geçmişinden pek farklı olmayan birtakım kimseler şizofrenik sanrılara kapılıp kariyer suikasti yapmaya kalkıyor işini liyakat ile yapanlara karşı Bu cehl-i mürekkep tutum kendilerini komik ve aciz duruma düşürüyor Bilinsin !
Bizden bazıları sadece cumadan cumaya namaz kılıyor. Beş vakit namazını kılsa bile bilgi olarak cehl-i mürekkep içerisinde, uğrunda çalıştığı hedefleri olmaksızın amaçsızca yaşıyor.
“Zamane ne bilsin akı karayı Yaraya merhemi derde çareyi Hem okur hem yazar, amma pazarda Karıştırır yazı ile turayı “ Benzerini pek çok halk şairinde görebileceğimiz bu yalın mısralarda kınanan tip “cehl-i mürekkep” in ta kendisidir.
Cevab : *hasmın sözünü kesmek* fiilinden türeme ; Cemaat : *başkası tarafından işitilmek* fiilinden türeme ; Cehl-i basit : ilme sebeb olan ; Cehl-i mürekkep : ilme sebeb olmayan ; Cehennem : derin kuyu = cihanem den türeme ; Hicâz : ayıran , haciz , Hikâye :kelimeyi bir yerden başka bir yere nakletmek, Hikâyetül hal : Şimdinin geçmişte takdir edilmesi, Hik’ayetül Halil maziye : Geçmişin şimdide takdir edilmesi, Halvanî : Helva yapan/ satan, Halvâ : helva Tarih : vakti bildirme, tevârih : günü bildirme, Âdem : el edeme = deri . Âmin : amine , emine, *KİTABU-L FURUQ kitabından, *
BİLMEDİĞİNİ BİL
Ân kes ki nedẫned u nedâned ki nedâned Der cehl-i mürekkeb ebedüddehr bemâned Farsi bir şair Bilmemekle beraber bilmediğini de bilmeyenler cehl-i mürekkep içinde kendi kısır dünyalarında döner dururlar. Cehl-i mürekkep: bilmediğini dahi bilmeme, katmerli cehalet
Sayfa 134Kitabı okudu
91 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.