(Abdülhak) Hamit ne kadar peltek konuşan bir yıldırımdı. Yelesinde berberin, tarağın izleri vardı. Bitmeyen alnında aradıkları, güzel tecennünü bulamadılar: Uzun sakalında vücudu kaybolan velinin yerinde, rübası ütülü bir zat vardı. Halbuki, onlar, o dağa, gayri tabii bir hilkat vakası görmek için tırmanmışlardı.