"Kim bir şairi kırsa
Şair gider uzun bir dizeyi kırar mesela
Bilirim kim dokunsa şiire
Eline bir kıymık saplanacak.
Bilirim kırılmış dizeleri tamir etmez zaman
Yorgunum oysa
Durmadan kendime bir tunç uyak aramaktan."
"Tanımadığın bir kentte ne denli isterdin yitip gitmeyi... Ama öyle kolay değil. Henüz rüzgarlara doydun mu? Sor kendine.. Henüz bulutlara doydun mu? Yeterince haykırabildin mi henüz?"
(In Rowan Ring - Moonlit Missive #30: 'Tenrils of the Vine')
"Gökyüzüne doğru bir şarkı, yeryüzüne doğru bir muamma. Peki, gökyüzü ile yeryüzü arasında, bizim tutkumuz değil de, kim taşıyacak şarkımızı, muammamızı kim çözecek?"
"Buradan dağlara bakarım. Gün, eteklerini toplayıp giderken bir küçük anne gelir. Yatağındaki boşluğa bakar. Tülbentlerini açar, katlar. Kırlentleri düzeltir. Kitapları toplar. Çocukları sorar. Gözyaşımı kurular. 'Göğsümdeki çiçeklerin dili yok, unutma.' Evine gülümser. Alın çizgilerimi düzeltir. Sonsuzluğun ağzıyla öper. Yalnızlığımı alır. Yalnızlığını verir. 'Ölüler, yaşayanlarda yaşar, bunu hiç unutma.' Buradan dağlara..."