Bi kitap okuruna nasıl eziyet eder merak ediyorsanız okuyabilirsiniz. Hele kafanızın karışık olduğu döneme denk getirirseniz tam bir mazoşist eylem olur.
Çevirise bir kaç hata buldum alakası olmayan fazladan eklenmiş kelimeler zaten konsantrasyon gerektiren okumayı iyice zorlaştırmıştı.
Ancak cidden bu kadar uzuuuuun uzuuuun cümleler kurmak için verilen çabanın sebebini anlamadım.
Sorun bende mi acaba diye de düşündüm ancak çuvaldızı kendime değil yazara batırnam gerektiğini fark ettim.
Cümleler o kadar uzun ve birbirine bağlı o kadar küçük cümlecik var ki , nokta olan kısma geldiğimde özne kim, hangisi asıl vurgulanan yüklem neydi kafam karışıyor.
Hiç ama hüç beğenmedim.
Böyle zorlama edebiyatı sevmiyorum ben.
Öğrencilik yıllarımda Balzac okumalarımda da benzer düşüncelerim olmuştu ama Balzac bu üslubun yanında sade kalıyor.
Yarım bıraktım belki beynimin %100 ünü kullanmayı başardığımda ( ya da frontal kortex kapasitemi 5 kat artırdığımda ) tekrar bir deneme yaparım.
evet..18 yaşımı dolduralı 2 hafta gibi bir süreç geçti ve ben bu kitabı okudum. Kitap elimin altındaydı ama sanırım okumak için depresyonumun en beter hali , hasta olmam, kusup ağlamam sonrası yalnızlık, umutsuzluk gibi negatif hislerim gerekliydi.2 günde bitirdim, 1 günde de biterdi ama ders çalışmam gerekti. Tüh! Kendimle ilgili bir öz
Öldürmek lazım. Yaşamak için öldürmek lazımdır. Evvelâ babayı öldürmek. Evvelâ, en sevileni öldürmek. Sevmek, öldürmektir.
Bu doğru: Sevmek öldürmektir.
Sen ve ben, kimiz? Kadın ve erkek.
Sen ve ben, ne yapıyoruz? Her kadınla her erkeğin yaptığını: Hem sevişiyor, hem birbirimizi yiyoruz.
Cidden sevişiyor muyuz?
Biz mahkûmuz: Sevişmeye ve birbirimizi yemeye... Tarih bunun hikâyesidir. İki insan, hele kadın ve erkek, birbirinin ebedi dostu ve düşmanıdır. Daima sevişecek ve didişeceklerdir. Aşk, erkekle kadın arasındaki harpte, iki tarafın yorgunluğundan gelen ve gene kavga ile biten muvakkat bir mütarekeden başka bir şey değildir: Dostluk ve öteki sevgiler gibi...
"Ey hemşehriler! Niçin uyanıp bu sefalet tozundan silkinmeye uğraşmıyorsunuz? Kabahat herkesten ziyade kendinizde... Siz, sizi bu cehalet ve geriliğe bağlayan fikirlere destek ve tarafkâr oluyorsunuz. Cidden fikirlerinizi aydınlatmaya uğraşanları kınayıp onların iyi, yeni, doyurucu, güzel telkinlerini âdeta cinayet addediyorsunuz. Onlar, sizin cahilce ayıplamalarınızdan korkmasalar, lanetlemelerinizden çekinmeseler, kaç zamandır artık kangrene dönüp çürümeye başlayan bu derin gerileme yarasının kaynağını size pek büyük bir açıklıkla gösterecekler... Duyduğunuz her yeni fikre kızmayınız. Onları iyi anlamak için idrak gücü edinmeye uğraşınız."
Herkes özgüveninin hayatının içine eder. Sonra bilmiş bilmiş boşver milleti sen kendine bak dik dur derler. Cidden insanoğlu kadar tehlikeli bir yaratık gelmemiştir dünyaya
Zaten saadet dedikleri şey de uçan bir kuştan başka nedir? İşte ikimiz ki belki birbirimiz için yaratıldığımız halde sizin zulmünüzle bedbaht ve sefil olduk... Kim bilir belki birbirimizin olaydık cidden bahtiyar olacaktık...
Öncelikle gerçekten 10 puan vereceğim bir kitapla geldim bu sefer. Kitap çok akiciydi,çok masalsiydi bu arada insanlardan çok hayvanlar vs karakter çoğunluğunu oluşturuyordu. Ben çok çok beğendim ki böyle bir aşk okumak istiyordum ama işte... Sınıfın ortasında bütün duygulara girdiğim bir kitapti kısacası. Konusundan kısaca bahsedeyim; Catherine isimli karakterimiz ana karakterimiz ve bu kız küçüklükten beri yanlarında hizmetçi olarak çalışan, en yakın arkadaşı olan Mary Ann ile bir pastane açmak istiyor çünkü pastacılıkta çok yetenekli ve çok seviyor tatlı işleriyle uğraşmayı. Kızımız bir leydi yani soylu olduğu için annesi kralla evlenmesini istiyor ama kızımız istemiyor ki ailesi pastane acmalarina da izin vermiyor. Sonra kız bir gün balodayken kralın yanına soytarisi olarak gelen yeni adamı görüyor ve ordan aşkımız başlıyor. Hani klişe bir yönü yok kitabın ve o kadar tatlılar ki.. Gerçekten sürekli okuyabileceğim o aşk kitabı olabilir ya.. En çok post-itlediğim kitap sanırım bu oldu
Spoiler:
Jest ölmeseydi ve beraber olsalardı keşke,niye aglattiniz beni şimdi..
Bu arada şahsen Cath'in Jest öldükten sonra cidden her şeyden soğuması falan çok kalbimi kırdı,çok seviyordum çifti ve hani diğer kitaplardaki ciftlere kıyasla bin basarlardı.. Mutsuz sonla bitmesin dedik ama işte Kupa Kraliçesi soğuk birisi zaten masalda da böyle biteceği belliydi.. Çok ağladım ya..
ikisi de kendi gerçeklerini, kendi yollarını arıyor gibi.
bir tarafım sürekli hesap kitap peşinde, öbür yanım
ise anlamın derinliğine inmek istiyor. ikisinin arasında kayboluyorum sürekli.
kafamdaki sorunlardan duygularım kurtarıveriyor bazen beni, bazen de duyguların deryasından nasıl boğulmayacağımı öğretiyor diğer yanım.
sanki anlaşamıyorlar, çoğu zaman kavga ediyor aklımın tarafları... peki ben kimim o zaman? taraf tutması gereken bir taraf mı? yoksa ikisine de hükmetmesi gereken bir hakem ya da hâkim mi?
insan içine dönmeli diyorlar ya hani. ama kimse hangi tarafına dönmen gerektiğini söylemiyor. yaşamak cidden zor zanaat.