Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bana bugüne değin “insanları sev” dedilerse ve ben de sevdiysem, bundan ne sonuç çıkıyordu? Ne sonucu çıkacak, ben kaftanımı ikiye bölüp yarısını komşuma veriyor ve böylece ikimiz birden, hani şu bilinen atasözümüzde olduğu gibi, “Birkaç tavşanın ardından koşan hiçbirini yakalayamaz” diyen atasözümüzdeki gibi, yarı çıplak kalıyorduk.
Sayfa 182 - Pyotr PetroviçKitabı okuyor
ay hep doğar böyle, güzelim ay hep doğacak böyle tut elimden, yum gözlerini ayak seslerimizi dinle küskün bir köpek gibi yakın ve uzak çölde kervan gibi çıpıl ve çıplak müzelerde tozlar gibi ayak seslerimizi ay doğuyor ay doğuyor aya bak
Sayfa 66 - Kültür Yayınları
Reklam
Bir sırrı var Tutunamayanlar’ın. Anlaşılması gecikmiş, demek ki egemen anlayışın dışına büsbütün çıkmayı başarmış, orada geri dönüşlü biçimde edebiyatımızı adamakıllı etkilemesi için beklenmiş bir roman. Fatih Özgüven güzel bir saptama yapıyor ve Tutunamayanlar’ın da, birçok büyük yazarınki gibi, “uzamda, bilinçte ve bellekte çıkılmış olağanüstü bir yolculuk” olduğunu belirtiyor. Böyle bir yolculuğu yalınayak başı çıplak yapamazsınız. Tutunamayanlar’ın bavulu yolculuğun devamını sağlama alabilmek için tıka basa doludur.
(...) ve çıplak vücudumuzu örten bu giysilerle birlikte utanma duygusunu öğrenecektik.
Dharma Bildirisi~Ne kadar güzel bi düşünce
"Biliyoruz ki, bu dünyaya çıplak geldik ve bu dünyadan ayrılırken gene çıplak olacağız. Evrenin bize sunduklarının sadece kendimize değil tüm insanlığa ait olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle, Dharma Yayınları olarak kazancımızın bir bölümünü yardım amaçlı bir fonda toplama kararı aldık. Bu yardım fonuna hiçbir şekilde kişi ve kuruluşlardan bağış kabul etmiyoruz. Kazancımızdan ayırdıklarımızla kurmakta olduğumuz bu fon, hiçbir dini ya da siyasi amaca hizmet etmemektedir..."
Önsözden...Kitabı okuyor
"Ben korkarken gökyüzünden, Sen bir bulutmuşsun. Hüzün mevsimi demişler de diyenler, Güneşin kayboluşuna şahit oluyorduk. Pencere mi açsak duvarlara, Yıkalım demiyorum, Örmüşsün o kadar ama ne bileyim, Kuşları görür çiçek koyarız önlerine." "Kimin şiiri bu? Son dört dizesini biliyorum ama." "Hüseyin Çıplak." "Yolları kapatma, duvar örme aramıza diyorsun," dedim. Yine onu anladığımı ifade etmeye çalışmıştım.
Sayfa 177 - Armoni YayıncılıkKitabı okuyor
Reklam
Kışkırtıcı çıplak ayağının birinin topuğunu kalorifer peteğinin üzerine koymuş diğer ayağını da baldırına bırakmıştı, ayak tabanı ile ayağının üzerinin kesişimi olan bölgeye yaptırmış olduğu dövme -ki bu dövmeyi tarif etmek oldukça güç- hemen göze çarpıyordu. Hâlâ o dövmeyi yapan adam üzerimde kıskançlık tesiri bırakıyor. Acaba bunun bir sonu var mı?
Sayfa 31 - Velespit YayınlarıKitabı okuyor
Günleriniz dertsiz, geceleriniz eksiksiz ve hüzünsüz olduğu zaman değil. Tam tersine, bütün bunlar yaşamınızı kuşatmışken, çıplak ve tüm bağlardan kurtulmuş olarak hepsinin üzerine yükseldiğiniz zaman özgürsünüz gerçekten.
Ben bu gülüşü, bu yürüyüşü bir yerlerden anımsıyordum. Birden tanıdım onu.
...Allah'ım Allah'ım diye yakardım, sen bizi ayırma bu topraktan! Bu toprak bizimdir. Atalarımızın mirasıdır. Aç, çıplak kalsak da bu toprakta olalım. Ölsek de bu toprakta ölelim. Vatanım, vatanım! Dünyanın hangi köşesinde olursam olayım, ben yaşadıkça sen de bizimle beraber olacaksın...
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.