Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hayat bir an içinde, ona en çıplak ve en kaba haliyle görünmüştü. Bu dünyada her şey ne bayağı, ne beyhude, ne kirliydi!.. Bu dünyada güzellik bir hayal, sezgi bir efsane, asalet ve zarafet, insanın üstünde hafif bir cilaydı.
Sayfa 93 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
İnsanın yüreğini, gelmişini geçmişini okuyor. Hele gözleri...
Dördüncü ayda bebekler...
Akıllı bir çocuk babasını tanıyabilir ama gülen çocuk annesini tanıyan çocuktur.
Modern şehir hayatı yüzünün arkasında yaşayan bildiğimiz çıplak maymundur. İsimler değişmiştir sadece: "Avlanmak" yerine "çalışmak", "av alanı" yerine “işyeri, "in" yerine "ev", "çift kurma" yerine "evlenme", "paylaşımda olunan arkadaş" yerine "eş" demek gerekmektedir.
Yoksul çıplak sefiller, her kimsemiz siz, Bu acımasız fırtınanın kükreyişi karşısında eğilenler, Bir çatı bulamayan başlarınız, beslenmemiş bedenleriniz Lime lime olmuş bu korunaklı pejmürdeliğiniz Nasıl korur sizi böylesi mevsimlerden? Ah, ne az özen gösterdim buna ben! Hekimliği kavra, ihtişamı; Aç kendini ki hisset bedbahtların hissettiğini, Sarsabilirsin o güçlü akıntıyı Ve gösterebilirsin onlara daha adil bir cenneti
Reklam
“Günleriniz dertsiz, geceleriniz eksiksiz ve hüzünsüz olduğu zaman değil. Tam tersine, bütün bunlar yaşamınızı kuşatmışken, çıplak ve tüm bağlardan kurtulmuş olarak hepsinin üzerine yükseldiğiniz zaman özgürsünüz gerçekten.”
Sayfa 26 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Demek ki, kocası olmayan kadın çıplak olduğu gibi, karısı olmayan adam da çıplaktır.
Korkuyordu fakat artık korkunun kendisinden korkmuyordu! O korku kaçılacak değil , savaşılacak bir şeydi.
Belki hislerinizin doğasını kendiniz bile anlamadınız
Reklam
Tarihin çelişkisini ve bilimin soysuz olmadığını biliyorum ne ki çıplak tellerin ucunda çırpınan bir çığlıktır insanın katettiği yol Ama acıya alışılmaz yaşanacaksa geceye boyun eğilmez sürgit çünkü insanlığımızın tarihi acılar bittiğinde yazılacak...
1729'da Stephen Fox adındaki genç bir dostu ile İtalya'da tura çıkan Lord John Hervey şöyle yazıyor: İtalya'nın tümünde Yoksulluk ve Gurur dışında ne var? Boş inançlardan kaynaklanan Saçmalıklar, Köhneme, Keder ve Melankoli; Despotların yarattığı Karmaşa, Zengin bir ülkenin yoksul sahipleri, Kimsesiz kentler, sürülmemiş topraklar, Çıplak bedenler, doymamış ağızlar. Soylular ünlü ama canlarından bezmiş, Süslü kubbeler ve içi boş bir devlet, Çalışmayacak kadar gururlu, doyamayacak kadar fakir, Zalimler ellerindeki sanatları Ne geliştiriyor, ne de keyfine varıyorlar Her sefil bir azize dönüşüyor Tembelce dua ediyor, yokluktan oruç tutuyor.
Çıplak, bu en mutsuz çağın soğuğuna maruz, bu dünyaya ait araba ve bu dünyaya ait olmayan atlarla yaşlı bir adam olan ben koşup duruyorum.
“Mavi yaz akşamlarında, özgür, gezeceğim, Ayaklarımın altında nemli, serin kırlar; Başakları devşirip otları ezeceğim, Yıkayıp arıtacak çıplak başımı rüzgar.”
Kendini kandırmadan yaşamanın ne anlamı var. Çıplak gerçekler kimi tatmin edebilir ki? Bir derviş ya da manyakoğlumanyağın teki değilseniz olayları küçültmeden ya da büyütmeden, oldukları gibi kabul ederek yaşayamazsınız.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.