Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çünkü Oğuz Atay'ı da okudum. Seni de tanıdım... Diyebilirsin ki bir insanı fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın belki de çok az... O zaman şöyle demeliyim... Seni az tanıyorum... Az... Sen de fark ettin mi? Az dediğin küçük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece 2 harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri Başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi. Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorumi demek, seni kendimden çok biliyorum demektir. Bilmesem de öğrenmek için her şeyi yaparım demektir. Belki de az her şey demektir. Ve Belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir.
Sayfa 349Kitabı okudu
"İki kadın, Leonardo Da Vinci'nin 'Mona Lisa' tablosunun önünde durmuşlar, konuşuyorlarmış. Tombul olanı "Bu resmin nesini beğeniyorlar, hiç anlamıyorum!" demiş. Sıskası da "Çok haklısın, kardeşim," diye karşılık vermiş. "Neden bu kadar şişirirler bu resmi, anlamak mümkün değil!" Kadınların konuşmalarını duyan müze görevlisi yanlarına yaklaşmış, "Hanımlar," demiş, "Mona Lisa zamana karşı sınavını verdi, yılların sınavından geçti. Şu an o değil, siz sınanıyorsunuz aslında!"
Sayfa 5 - Celal Üster'in ÖnsözündenKitabı okudu
Reklam
-- "C'est pas possible!" diye, sakin sakin yatan erkeğin kulağına fısıldadı. Kız erkeğin solumasının yavaşladığını hissedince gözlerini kapadı, gülümsedi. Kadın her zaman savaşı kazanır. Erkek sadece o an için kuvvetlidir. Erkek ayağa kalktı."Giyinmem gerekiyor" dedi. "Aşağılardan birileri gelip aramadan önce." --"Haklısın" dedi kız. "Sana yardım edeyim." İkisi de görülmüş olduklarını bilmiyordu. Kayınpederini uyandırıp, aşağıdaki davete götürürse çok eğlenceli olur, diye düşünen yeni gelin tarafından görülmüşlerdi.
Sayfa 118Kitabı okudu
Atatürk'ün Adalet'i... Yaşlı kadın yatağından kalktı. Sabah ezanının insan ruhuna huzur veren sesi oda içinde yankılanıyordu. 88 yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle pencereye doğru yöneldi. Pencereyi açması ile birlikte odaya ezan sesi ile birlikte baharın güzel kokusu ve kuş cıvıltıları doluştu. Penceresinden gözüken Kurtuluş Parkına bakarak
Sydney Carton yaşlı adama " sözün gelişi bugün kalbinizin sesini dinleseydiniz ve bir ses size 'hiç kimsenin sevgisini kazanamadım.' deseydi. ' bugüne kadar boşuna yaşadım, hiç sevenim yok deseydi, o zaman geçen yetmiş sekiz yılın ağırlığı altında ezilirdiniz değil mi?" diye sordu "evet Sydney çok haklısın..." dedi bay Lorry. genç adam gözlerini aleve çevirerek dedi ki: "sormak istediğim bir şey var bay Lorry. çocukluğunuz size karanlıklar ardında kalmış gibi mi geliyor, yoksa annenizin saçlarınızı okşadığı günler size çok yakın mı?" - " yirmi yıl önce çocukluğumu hatırlamazdım ama şimdi aksine çok iyi hatırlıyorum, çünkü insanlar bir daire içindeler ve yaşadıkça başladıkları noktaya geri dönüyorlar. bu insanı sona yaklaştırmak için var olan bir his. Unutmuş olduğum yaşantılar tekrar canlanıyor gözümün önünde. Onları adeta yeniden yaşıyorum. annemi düşünüyorum o güzel kadını. oysa şimdi ben ondan daha yaşlıyım ve hayallerimin bahçesinde gezindiğim çocukluğumu şimdi dün gibi hatırlıyorum." Sydney sararmıştı " sizi çok iyi anlıyorum bay Lorry.
Sayfa 200
Sevgili bayan milena'ya, size önce prag'dan, ardından da meran'dan yazdığım kısacık mektuplarıma kesinlikle cevap beklemiyordum. umduğum gibi karşılık yazmadınız da sevinmem gerek. Sessiz kaldığımız her gün iyi olduğumuzun işaretidir. Bu yüzden sevinmem gerek ki, iyi olduğunuzu bildiğim için.. Yarım kalmış bir düş gibi. Önümden geçip
Reklam
Ve sakın hiçkimsye dert anlatma zahmetinde bulunma.Evet çok haklısın.Ne insanlar romandaki karakterler,nede aşklar romanlardakı aşklar.Anla işte herşey kurgu.Zaten gözyaşlarım herşeyı içine alabilecek kadar çoklar.Sıkıntı yok .Yapcak bişi yok tabi malum gerçekler=ihanet,aldatılma,sırtından vurulma,acı ,terkedılme,daha binlercesi,evet şimdi susma vaktı.Nasılki süregeldi suskunluğum,evet avaz avaz susmaya devam!!!
Adalet
Doflamingo Marineford savaşı sırasında adalete dair çok keskin ve ne yazık ki tutarlı bir tespit yapar; "Adalet mi? Adalet yalnızca değer yargılarıdır. Hiç savaş görmemiş bir çocukla, barış yaşamaya hiç fırsat bulamamış bir çocuğun adalet anlayışı arasında dağlar kadar fark vardır. Değer yargıları birbirine neredeyse taban tabana zıttır. Biri için cinayet, katliam ve terör anlamına gelen şey, diğeri için direniş, zafer ve savunma anlamına gelebilir... Ama evet haklısın kazanan adalet olacak. Çünkü zaferi kazanan adaleti savunduğunu iddia edecek ve tarihi bu şekilde yazacak..."
One Piece
Çok haklısın, Knulp. Her şey güzeldir kısaca, yeter ki uygun saati yakalayıp bakalım ona.
Sayfa 47
724 syf.
5/10 puan verdi
Anlaşılması kolay bir kitap değil. Şöyle düşünün; gün içinde yaptıklarınız, söyledikleriniz o an için aklınızdan geçen tüm düşünceler yazıya dökülüyor. Olayı toplarlayıp anlamak içi zorlamak gerekiyor. Kitabı yarım bırakan bir çoğunluğun olduğunu duymuştum, kitabın içindeki kitabın içindeki kitapta geçen ( yanlışlıkla 2 kez yazılmadı bu kelimeler)
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,6bin okunma
Reklam
"diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? haklısın. belki de çok az.. o zaman şöyle demeliyim: seni az tanıyorum.. az.. sen de farketin mi? az dediğin küçücük bir kelime. sadece a ve z. sadece iki harf. ama aralarında koca bir alfabe var. o alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. biri başlangıç, diğeri son. ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. yan yana gelip de birlikte okunmak için. aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. senin ve benim gibi.." --- spoiler ---
Can Dündar yine üstatlığını konuşturmuş ve şöyle demiş bir makalesinde : "Evlilik, inanmadığım halde içerisinde 17 seneyi bitirdiğim bir kurum benim için.. 17 senede (abartmıyorum) 40 çift arkadaşımın son verdiği kurum ayni zamanda da... Evliliğimin bu kadar uzun sürmesinin gizi belki de kuruma inanmamaktan geçiyor. Evliliği toplumun
"Haklısın, biz hiç de normal değiliz ama bana sorarsan bu çok iyi bir fikir."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.