Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
420 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Hayattaki en büyük pişmanlık, pişman olurum diye yapmadıklarımızdır...
“Mutlu aileler birbirlerine benzer, her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.”
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
Nermin Yıldırım
Nermin Yıldırım
’ın ilk üç romanı
Unutma Beni Apartmanı
Unutma Beni Apartmanı
,
Rüyalar Anlatılmaz
Rüyalar Anlatılmaz
ve
Unutma Beni Apartmanı
Unutma Beni ApartmanıNermin Yıldırım · Doğan Kitap · 20163,621 okunma
81 syf.
8/10 puan verdi
DAHİ DELİ ! Ve karşınızda deli olduğundan mı dahi yoksa dahi olduğundan mı deli bilemediğim Vüs’at Orhan Bener. Çağdaş Türk Edebiyatı 1950 kuşağının yenilikçi öykü, oyun, roman yazarı ve İkinci Yeni’nin ilk öykücüsü. Nam-ı diğer Oğuz Atay’ın en yakın arkadaşı, kendisini bu sebeple tanımıştım. Ve kendisiyle ilgili bilgim bu kadardı. Bener,
Bay Muannit Sahtegi'nin Notları
Bay Muannit Sahtegi'nin NotlarıVüs'at O. Bener · Yapı Kredi Yayınları · 2018514 okunma
Reklam
'Ayık kafayla çekilmeyen arkadaş' gibisin Kierkegaard.
Şöyle düşünür ve bu onun dileği haline gelir:Ya şimdi bir başkası olsaydım, kendime yeni bir kendilik edinseydim. Evet, ya şimdi bir başkası olsa acaba o vakit kendini tanıyabilecek midir? Köylünün biri hakkında anlatılan bir hikaye vardır: Adam yalınayak şehre iner, üzerinde kendine yeni bir çift çorap ve ayakkabı alacak ve sonra güzelce kafayı çekecek kadar para vardır. Sarhoş halde evin yolunu bulmaya çalışırken yolun ortasına yığılır ve sızar. O sırada yoldan geçen araba sürücüsü ona, yoldan çekil yoksa bacaklarını ezer geçerim diye avaz avaz bağırınca, sarhoş köylü ayılır gibi olur, bacaklarına bir bakar ama yeni çoraplarından ve ayakkabılarından kendi bacağını tanıyamaz, arabacıya der ki: ez geç birader, onlar benim bacaklarım değil zaten.
İyileşeceğiz ama unutmayacağız...
“🌍Hâlâ nasılsınız, çok fazla hissettiniz mi, nasıl bir duyguydu diye soruyor insanlar. Hissettiniz mi ne demek ? Gaziantepteyiz 7,7 depreminin ardından 7,6 depremini yaşamış insanlarız… Hiç kimse kimsenin acısını anlamıyor. Depremin yaşandığı 11 il dışındaki insanlar ne yaşadığımızı ne hissettiğimi asla tam anlamıyla anlamayacaklar. Evet hak veriyorum bende Elazığ depremini televizyonda görmüştüm, deprem olmuş deyip geçiyoruz televizyondan gördüklerimiz kadarıyla yetiniyoruz. O günü hatırlıyorum da, uyuyorsun ve bir sarsıntıyla uyanıyorsun şimdi geçecek sabret, korkma diyorsun ama geçmiyor. Nasıl uyandığımı hatırlamıyorum. Değil ayağımda ayakkabı, çorap bile olmadan karın üstüne bastığımızda hissettiğimiz duyguyu bilmiyorsunuz.Belki depremden değil ama biz günlerce evlerimiz yıkılır kaygısıyla sokaklarda kaldığımızda donarak insanımızı kaybettik.. Evsizliğin ne demek olduğunu günlerce sokakta kaldığımızda anlıyoruz. Tekrar deprem olur kaygısıyla cebinizde çorap ve su taşıdığımızda aslında ne kadar küçük dertlerimizin oluğunu anlıyoruz… Günlerce sokaklarda ölülerin gömülmesi için kefen beklerken ölümlün ne demek olduğunu anlıyoruz. Baştan inşa etmeniz gereken şeyler sadece binalar, şehirler değil..! Depremin ardından 1 ay geçti ama acı ve o korku her zaman akılarda olacak. İyileşeceğiz ama unutmayacağız.🍃🍂
504 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 günde okudu
Yazarımız diyor ki: “Bir film düşün. İlk sahne sıradan bir olayla başlar. Film ilerledikçe gelişmelere inanamazsın. Dehşete kapılırsın. Film biter. Etkisinden kurtulamazsın. Korkarsın.” Bende diyorum ki: “Filmin size tanıdık olduğunu ve gerileceğinizi, korkacağınızı bilmenize rağmen Pandora’nın kutusunu aralama dürtüsünün size hâkim geldiğini
Saklı Seçilmişler
Saklı SeçilmişlerSoner Yalçın · Kırmızı Kedi · 20182,989 okunma
Aradan geçen 80 yıla rağmen ikisi de hiç unutulmadı…
Bursa cezaevinde Nâzım Hikmet, Orhan Kemal’le aynı koğuşta kalmaktadır. Koğuş masasının üzerinde Orhan Kemal’in (asıl adı ”Mehmet Raşit Öğütçü”) bir roman başlangıcını görür. Okur. Ayağında takunyalar koşarak avluya çıkar Nâzım Hikmet. Orhan Kemal’e soluk soluğa sorar, “Siz mi yazdınız bunu?” Orhan Kemal çekinerek, “Evet” der. Nâzım Hikmet büyük
Reklam
OTURMAYA MI GELDiK AYOL! - Haydi millet! Hazır mıyız bakalıımm? - Abi kaç kere sordun yal Hazırlar işte görmüyon mu? Kapı çarpsa, ses oldu diye herkes göbek atacak. İki saattir hazır mıyız da hazır mıyız. Yoklamamı çekiyon anlamadım ki... Oynamak isteyenler parmak kaldırsın diye de sor bari. - Onlar hazır olabilirler Kenan. Ben hazır değilim, bennn! O kadar genetik mühendisliği oku, iş bulamadık diye gel burada kaynanalara göbek attır, görümcelere gerdan kırdır, el âleme para yapıştırt. Hadi onu da geç, dünürün teki gelmiş benden ne şarkısı istiyor bak bak! Ayem sori ne sori, güzelim siye n'oliy? Düdüdüdüt dütdüüriy, herkes malı götüriy! Düşünebiliyor musun? Hem de benden. Kendimi şu an nasıl hissediyorum biliyor musun? Bildiğin hissetmiyorum. Kulağımla diz kapağımın yerini karıştırdım demin. Kulağın nerde desen, diz kapağımı gösteririm yani o derece. Uzuvlarım resmen terk etti beni. Çamaşır makinesinde teki kaybolmuş çorap gibi kaldım burada. -Öyle deme abi, dua et, yine ekmek parası kazanacak bir iş buldun. Bak dayımın oğluna, çocuk uluslararası ilişkiler okudu. Şimdi pazarda el örgüsü banyo lifi satıyor. Şükrüne gel. - Nasıl teselli oldum anlatamam Kenan. Çok sağ ol kardeşim. Bir tık ötesi Sünger Bob kostümü giyip beyaz eşyası dükkanı açılışlarında sokaklarda erik dalı oynamaklık bir mesleğim olduğu için dünyalar benim oldu șimdi!
Çooook doğru
Erkek abdest alırken: “Çorap çıkar-giy” Kızlar abdest alırken: “Ferace, çorap, eşarp, bone, çıkar-giy+eşarp yap.. Sonra adımız: Ne yavaşsınız oluyor! 😅
Bir yıl oldu ama hala dün gibi hatırlıyorum yağmur yağıyor hava buz gibi dışardayız ayağımda çorap yok mont yok soğuktan titriyordum feryatlar bağırışlar yardım çığlıkları hala kulaklarımda çınlıyor
DENİZ

DENİZ

@Sea_167
·
15 Şubat 2023 00:18
İnsan hissetmediği bir şeyi anlayamıyormuş .
Sabaha karşı gece 4 suları bir çığlık kopuyor ama sen uyku sersemisin.Önce hafif bir sarsıntı ile başlıyor.Her zaman ki ufak sarsıntı sanıyorsun geçer diyorsun hala yataktasın.Herkes o an dışarı çıkmış.Sen içerde teksin.Seni dışarda sanıyorlar ama sen hala içerdesin.Yataktan fırlıyorsun ama çok geç ikinci sarsıntı çok şiddetli duvardan duvara vuruyor seni ayakta zor duruyorsun.Zaman ölüme akıyordu sanki.İnsanlığın tüm sıfatları yerle bir oluyor.Geriye aciz bir insan kalıyor.Ufak sıyrıklarla atlatıyorsun.Haline şükrediyorsun.İlçe merkezine gidiyorsun şehir diye bir şey kalmamış.İkinci travmayı yaşıyorsun Çığlıklar enkazlardan gelen yardım edin haykırışları.Çok kötü.Sonra Arkadaşlarımızın,hocalarımızın gelen ölüm haberleri.Her günü yarın ölecekmiş gibi yaşayalım.Kibrimizden arınalım.İnsan kalalım.İyilik iyidir.
100 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Kadınlar Mektebi - Moliere /Kadın dediğin!
-Kadın dediğin okumaz! -Kadın dediğin kocasına itaat eder! -Kadın dediğin gereğinden fazlasını bilmez! -Kadın dediğinin işi dikip dokumaktır! -Sakal kimdeyse bütün kuvvet ondadır! -Erkek kadına kaşlarını çatıp bak­tı mı, kadının yapacağı şey hemen başını önüne eğmek­tir! -Akıllı bir kadın, insanın başına çorap örmekte şeytan gi­bidir. Gerçek
Kadınlar Mektebi
Kadınlar MektebiMolière · İş Bankası Kültür Yayınları · 20111,517 okunma
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.