Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Güneş çevreyi aydınlatırken alık haşereler cümbüş yapabilirler, Ama karanlık basınca kendi deliklerine sinmelidirler."
Sayfa 17 - SİRAKUZALI ANTIPHOLUSKitabı okudu
Reklam
Diğer yandan fuhşun yaygınlaşmasına katkıda bulunan kişiler arasında, padişah tarafından fuhşu kontrol altına almakla görevlendirilen subaşılar bulunur. Subaşılar fuhuş yapan kadınlardan altın toplayarak fuhşa göz yummaktadırlar. Başka semtlerde gördükleri baskı yüzünden fuhuş yapamayan kadınlar, bu durumu fırsat bilerek Eyüp'te rüşvet karşılığı fuhuş yapmaktadırlar. Gidişatı sezen padişah Eyüp'e dair yeni düzenlemeler getirerek, buradaki kahvehaneleri kapatır ve çalgı çalmayı, toplanıp cümbüş yapmayı yasaklar.
Ve zihnimde bir cümbüş her renkten Yer sarı gazel, gök derin bir mavi Herkes o kadar yalnız ki utanıyorum sevincimden
+1
Bahar geldi bak Ağaçlarda bir cümbüş, bir kıyamet Şen şakrak dallarda kuşlar Benim içimde bu kahır, bu hüzün neden Neden bu sel gibi gözyaşları Bu ümitsizlik neden Gel artık Gel de bak gözlerimin içine Her şeyi anla sevdiğim Ben söylemeden.
Günlük hayatın durgunluğu içinde, bedbahtlığın kendisi bir bayramdır, yangında bir cümbüş, silik bir yüz üstünde bir kazıntı bile bir süstür.
Reklam
Denizlerdeki cümbüş beş saniye sonrasını hatırlamayan balıklar için yaratılmadı.
Sayfa 128Kitabı okudu
Güneş çevreyi aydınlatırken alık haşereler cümbüş yapabilirler, Ama karanlık basınca kendi deliklerine sinmelidirler.
Kimi âşık dileğine ulaşır, Sevdiğiyle cümbüş eder, gülüşür, Kimi benim gibi garip dolaşır, Asıl âşık kâm almıyan kişidir.
Otelimin cildirtici karanliklarindan çıkarak bir iki kez daha dadanmayi denedim çevre sokaklara, baş döndürücü evlerden oluşan tatsiz bir cümbüş
Sayfa 217 - Yapi kredi yayinlariKitabı okudu
Reklam
Bir gül tazeliği içinde her an Fildişi köpükten ve parıltıdan Mahmur, uğultulu yaz sabahları, O üst üste rüya, cenup rüzgarı. Ürkek dalgaların omuzlarında Tül tül dağılanlar, sırrı havada Bu cümbüş, bu bahar... Çılgın öpüşler Mercan kadehleri gizli gülüşler...
Tanri her şeyden önce sabahları ana kızın diledikleri kadar yatakta kalmalarını istiyordu, tereyağla bal sürülmüş kızarmış ekmekleri gövdeye indirip sütlü kahve içtikleri rahat yatakta. Tanrı daha sonra onlara yıkanmalarını, bedenlerini aselbentli iksirle ovmalarını,yüzlerini usul usul kaynayan sütün buharına tutmalarını, içine misk katılmış badem yağıyla saçlarını, maun ağacına batırılmış fırçayla da tırnaklarını parlatmalarını buyuruyordu.Derken büyük bir ustalık isteyen kaşların, kirpiklerin, dudakların, yanakların boyanması başlıyordu.Bütün bunlar bitince öğle yemeği yemek,nargile içmek ve öğle uykusuna yatmak gerekiyordu, güneş ikindiyi boylayınca buhurları yakmak, şurupları yudumlamak ve son olarak da günün en büyük dilimini yaşamaya başlamak gerekliydi. şarkı ve danslarla gece yarısına dek sürecek cümbüş.
Kimi âşık dileğine ulaşır, Sevdiğiyle cümbüş eder, gülüşür, Kimi benim gibi garip dolaşır, Asıl âşık kâm almıyan kişidir.
Yazdıkların şiir değilse kalsın Cennetse sevdan çık dışarı Solgun ışıklar Sessiz ağaçlar parklarla O cümbüş gecesini de tak peşine Yazdığın şiir değilse bırak bunları kalsın ....
1.186 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.