Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Efendimiz'in (s.a.s): "Mü'min, günahlarını üzerine düşecek bir dağ gibi görür, münafık ise onları burnun üzerine konan ve kovalayınca kaçacak bir sinek gibi görür." (Tirmizi
Sayfa 191
71 syf.
·
Puan vermedi
Sürekli Tövbe Edip Tövbesini Bozan Kişinin Hikayesi
GÜNÜN HİKAYESİ İŞTE BU BİZİM HİKAYEMİZ... Tevbesinde Durmayan Kulun Allah'a Seslenişi Hz. Musa zamanında bir adam vardı; bu adam sık sık günahlarına piş­man olur, kesin ifadeli tevbeler eder; fakat aradan çok geçmeden sözünden cayarak eski günahlarını tekrar işlemeye dönerdi. Bir gün her zamanki bin bir cümlelik konuşmasını yaptıktan sonra
Fena Risalesi
Fena RisalesiMuhyiddin İbn Arabi · İz Yayıncılık · 2015246 okunma
Reklam
Mümin kimse günahlarını hayalinde öylesine büyütür ki sanki kendisi bir dağın eteğinde oturuyormuş da dağ üzerine çökecekmiş zanneder. Günaha düşkün kimse ise günahlarını, burnunun üstüne konan bir sinek gibi görür.
Türk kadınlarının doğdukları andan itibaren DNA’larına kodlanmış olan ‘evlenme saplantısı’ ne yazık ki bizde daha yoğun yaşanıyor. Millete ailesinden genetik miras olarak mavi göz kalır, bize de bu evlenme saplantısı kalmış. “Sinek kadar eri olanın dağ kadar feri olurmuş”
İşte وَلِلّٰهِ الْمَثَلُ الْاَعْلٰى eğer her mahluk, her zerre doğrudan doğruya Vâhid-i Ehad'e isnad edilse ve onlar ona intisap etseler; o vakit o intisap kuvvetiyle ve seyyidinin havliyle, emriyle; karınca, Firavun'un sarayını başına yıkar, baş aşağı atar. Sinek, Nemrut'u gebertip cehenneme atar. Bir mikrop, en cebbar bir zalimi kabre sokar. Buğday tanesi kadar çam çekirdeği, bir dağ gibi bir çam ağacının destgâhı ve makinesi hükmüne geçer. Havanın zerresi, bütün çiçeklerin, meyvelerin ayrı ayrı işlerinde, teşekkülatlarında muntazaman, güzelce çalışabilir. Bütün bu kolaylık, bilbedahe memuriyet ve intisaptan ileri geliyor.
Allah Resûlü (s.a.s.) şöyle buyurur: "Mümin, günahını sanki dağın dibindeymiş de dağ üzerine devrilecekmiş gibi görür. Fâcir de günahını burnuna konan (ve elini sallasa kaçacak olan) bir sinek gibi görür.
Reklam
İbn Mes'ud
Vefat yolunda hâli bu. Biz o kadar rahatız ki! Sanki cennetle müjdelenmiş gibi rahatız. İbn Mes'ûd'un bir sözü var: "Mü'min kimse günahlarını hayalinde öylesi- ne büyütür ki sanki kendisi bir dağın eteğinde otu- ruyormuş da dağ üzerine çökecekmiş zanneder. Günaha düşkün kimse ise günahlarını, burnunun üstüne konan bir sinek gibi görür." [Buhârî, "Daavât", 4]
“Mü’min kimse günahlarını hayalinde öylesine büyütür ki sanki kendisi bir dağın eteğinde oturuyormuş da dağ üzerine çökecekmiş zanneder. Günaha düşkün kimse ise günahlarını, burnunun üstüne konan bir sinek gibi görür.”
"Mü'min kimse günahlarını hayalinde öylesine büyütür ki sanki kendisi bir dağın eteğinde oturuyormuş da dağ üzerine çökecekmiş zanneder. Günaha düşkün kimse ise günahlarını, burnunun üstüne konan biri sinek gibi görür." [Buhârî, Daavât, 4]
BEN ÖLÜRSEM / Küçük iskender Ben ölürsem, karakutumu bulamayacaklar, ne bir aşk zerafeti, ne bir hayal tabiri.. Küçücük ömrüm hep rüzgâr gülleri kokacak! Bir sinek cenazesinden dönmüşüm de sanki ağzım burnum kanyak, denizden yeni çıkartmışlar yağmurun ölüsünü, mevsimlerden napalm, günlerden ilkbahar. Hummalı sabrımın glayöllü dağ köyleri sana hasret şakımak mı yakışacak çok arayacak çocukluğum esas sırrını benim yüzüm bir kedi amipidir ben ölürsem o kendiliğinden çoğalacak! Ben ölürsem, karakutumu bulamayacaklar, ne bir buz yorgunluğu, ne bir sinema perdesi yırtık.. Küçücük kabrim bir çocuk kalbi gibi haylaz olacak!
Reklam
Peygamber efendimiz (s.â.v.) şöyle buyurmuştur: " Mü'min günahlarını, her an üstüne düştü düşecek olan bir dağ gibi görür. Münafık ise günahını, burnundan kovaladığı bir sinek gibi görür."
Sayfa 80 - EhilKitabı okudu
acziyetini kabul
Eğer her mahluk, her zerre doğrudan doğruya Vâhid-i Ehad'e isnad edilse ve onlar ona intisap etseler; o vakit o intisap kuvvetiyle ve seyyidinin havliyle, emriyle; karınca, Firavun'un sarayını başına yıkar, baş aşağı atar. Sinek, Nemrut'u gebertip cehenneme atar. Bir mikrop, en cebbar bir zalimi kabre sokar. Buğday tanesi kadar çam çekirdeği, bir dağ gibi bir çam ağacının destgâhı ve makinesi hükmüne geçer. Havanın zerresi, bütün çiçeklerin, meyvelerin ayrı ayrı işlerinde, teşekkülatlarında muntazaman, güzelce çalışabilir. Bütün bu kolaylık, bilbedahe memuriyet ve intisaptan ileri geliyor. Eğer iş başıbozukluğa dönse esbaba ve kesrete ve kendi kendilerine bırakılıp şirk yolunda gidilse o vakit her şey, cirmi kadar ve şuuru miktarınca iş görebilir.
20. Mektup/ İkinci Makam/ Onuncu kelimesine zeylKitabı okudu
"Mü'min kimse günahlarını hayalinde öylesine büyütür ki, sanki kendisi bir dağın eteğinde oturuyormuş da dağ üzerine çökecekmiş zanneder. Günaha düşkün kimse ise günahlarını, burnunun üstüne konan bir sinek gibi görür." Buhari, Daavât 4
Mü'min ve Kâfir Farkı!..
~•~ Mümin, günahını altında oturduğu ve sanki üzerine her an düşme tehlikesi olan bir dağ gibi (büyük ve ağır) görür. Bu koca dağ üzerime düşer mi, diye korkar durur. Facir (günahkâr) ise günahını, burnunun üzerinden geçen bir sinek gibi (ehemmiyetsiz) görür. (Buhari, Deavât, 4; Müslim, Tevbe, 3) ~•~
675 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.