Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Özellikle de zihinsellik kesinlikle daha değerli değil, aksine en kaba, en bayağı olandır; hiç ayrım yapmadan her türden insana o soğuk ilgiyle yapışıp soğurur, ilginç olanı tükettikten sonra da bırakıverir. Bunu ben de çok yaptım, yazık! Ama sözüm ona ruhsal arkadaşlıklar denilenler de böyledir! Biraz daha seçicidirler, fakat bu tür arkadaşlığı da pek çok insanla kurabilirsiniz, peş peşe gelebilirler, çünkü bunlarda da bir insanın sadece bir parçasını alıp, siz de sadece bir parçanızı verirsiniz. Aklınız başınızdadır, tamahkarsınızdır veya kanaatkarsınızdır."
Bir gece daha Söylenmek istenen söylenemeyen gırtlakta takılıp kalan boğuk bir hece daha.
Reklam
Küf ve Bahar
Biz bir hikâye anlatmaya başladığımızda, iyi ve kötü aynı anda gelip başlarını yaslarlar kelimelere. Kalbimiz bir ceylan tasvir etmeye başladığında, aklımız bir taşın ardına bir aslanı yerleştiriverir. Biz daha farkına varmadan olur bu. İçimizden bir anlatıcı güzel bir ırmakla başlasa şiirine, başka bir mısrada bir çocuk kollarını sallayıp çırpınmaya başlar. Bir öyküye umutla başlasa başka bir anlatıcı, başka bir öyküde uçurumun ucundaki bir taş kımıldar. Biz tüm bunları aşıp sadece iyiliğin olduğu elma bahçelerinden bahsetsek, bu kez de okuyucu eliyle başını tutup kurtlar nerede, balta nerede, yıldırım nerede diye sormaya başlar. Kötülük çağrılır. Bazen beklenerek, bazen kaçılarak, bazen sanılarak.
Fransız Devrimi'nde -her devrimde olduğu gibi- açık seçik, iki tür devrimci birbirinden ayrılır: idealizmleriyle devrimci olanlarla garazlarıyla devrimci olanlar; birileri kitleden daha iyi bir yaşam sürmüştür ve kitleyi kendi düzeylerine çıkarmak, onun eğitimini, kültürünü, özgürlüğünü, yaşama biçimini daha iyiye götürmek isterler. Ötekilerse uzun zaman kötü şartlarda yaşamıştır, durumu daha iyi olanlardan intikam almak ister, yeni kavuştukları gücün eski güç sahiplerinin zararına tadını çıkarmak ister. Bu tutum, temeli insanın çelişkili doğasında kurulu olduğundan, bütün zamanlar için geçerlidir.
Nefesten sonra ilk giden isimlerdir ve yüreğin atışı. Anılarımızı isimlerimizden daha uzun süre saklarız.
Sayfa 78 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
ve daha ne kadar yaşarım başımdan neler geçer daha kim bilir.
Sayfa 105 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yine ölümün korkulacak bir şey olmadığını Sokrat, şu şekilde ifade ediyor: ‘Bilge ve iyi olan tanrılarla birlikte olacağım, sonra (inancım o ölçüde güçlü olmamakla birlikte) benden önce göçmüş ve ardımda bıraktıklarımdan daha iyi kişilerle buluşacağım.’
"Dostluğun içimde aşka kadar yükselmesini bekledim. Ara sıra yükseldiği de oldu, giderek daha yukarılara doğru, fakat aşka ulaşmadı, yükseldikçe inceldi, sivrildi ve her defasında günün birinde ucundan kırılıverdi."
Burada kalıp biraz daha izleyelim bari. Şarkı söyleyebiliriz. İşler kötüye giderse o zaman düşünürüz .
Canlılığını devam ettiren her şey sonsuz çeşitlilikte bir yaratılış ve değişim tecellisi içindedir. Öyle ki, kullanılan o kısacık zaman dilimi bir daha tekrar edip kullanılmaz. Her şey ama her şey, o kısacık zaman diliminde ölür, yenisi anında yeniden yaratılır. Ve hiç kimse bu iki olay arasındaki zaman farkını hisleriyle idrâk edecek güce sahip değildir.
Sayfa 26 - İnsan YayınlarıKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.