_Hayat öylesine sürprizlerle doludur ki, sırtındaki küfeyi alır kiminden, elmasları yükler taş yerine.
_Onların zırvalara inanmalarının sebebi, cahillikleri.
_Sefil egolarının değer ölçüleriyle ölçüp, gerçeğe, güzele ve iyiye ağızlarından salyalar saçarak nutuk çekiyorlar.
_Köle tiplerden oluşmuş hiçbir devlet yasayamaz. Köleden doğan yine köle
_Evrenin sırlarını bulmak istiyorsanız; enerji, frekans ve titreşim cinsinden düşünmelisiniz.
_3, 6 ve 9 sayılarının azametini bilseydiniz evrenin anahtarını elde edebilirdiniz.
_Nefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi, bütün dünyayı aydınlatmaya yeterdi.
_Evren enerjiyle doludur. Nesiller sonra makinelerimiz, evrendeki herhangi bir noktadan
_Işık bekliyor, fakat karanlığa sığınıyoruz. İncil
_Karanlığa lanet etmektense, bir mum yakmalıyız.
_Neyin doğru olduğu umurumuzda mı? Fark ediyor mu?
_Gerçek bilgelik, sınırlarımızı bilmekte yatar
_Can sıkıcı ve sevimsiz görünse de bilimsel yöntemin önemi, bilimsel bulgulardan çok daha büyüktür.
_Edilgen taraf, baskın tarafın yanılsamalarına
TANYA, MİŞA, LENA VE RİNAT: ŞİMDİ NEREDELER?
Gerçekten de, şu anda bizler neredeyiz? Çoğumuzun güvenebileceğimiz sürekli bir işe ve ücrete sahip olduğu SSCBde yaşamış olan, yarının getirecekleri konusunda sınırsız ve sarsılmaz bir güven duygusu içinde yaşamış olan bizler. Hasta olduğumuzda bizi tedavi edecek doktorların ve bizleri eğitecek
Bir zincir en fazla en zayıf halkası kadar güçlüdür.Bu eski zanaatkar deyişini ağaçlar bulmuş olabilir. Bunu içgüdüsel olarak bildikleri için de, birbirlerine kayıtsız şartsız yardımcı olurlar .
Eskiden sıradan mı sıradan, dümdüz bir hayatım vardı.
Kopenhag’da Sara ve Amalie ile birlikte bir dairede otururdum.
Akşamları Amalie’yi yatırdıktan sonra televizyon karşısına geçip
oturduğumuzda ben koltuktan kalkarsam Sara hemen sorardı,
“Ne var, ne yapacaksın?”
Geceleri işemeye kalktığımda bile sorardı Sara, “Nereye
KÖŞEDE BEKLEYEN ASKER
Otobüs yolcuları elinde beyaz bir baston taşıyan genç ve güzel kadının otobüse binişini içten gelen bi sempati ile izlediler. Basamakları geçti, boş olduğu söylenen koltuğu el yordamıyla buldu, oturdu, çantasını kucağına aldı. Bastonunu koltuğa yasladı. 34 yaşındaki Susan, bir yıldır görmüyordu. Bir yanlış teşhis sonucu