Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şam
Şâm-ı Şerîf'te size adım adım mihmandarlık etmeden önce, isimlerle ilgili bir konuyu açıklığa kavuş turmam gerek: Bizim "Şam" olarak isimlendirdiğimiz şehrin Arapça resmi ve günlük kullanımdaki adı Dimaşk. Yabancı dillerde de bu kökenden gelen kelimeler yaygınlaşmış: Damascus (İngilizce), Damaskus (Almanca), Damas- co (İspanyolca), Damas (Fransızca)... Şam ise, bugünkü Suriye, Lübnan, Filistin ve Ürdün'ü içine alan, hatta bizim Antakya, Adana, Antep, Maraş ve civarlarını da kapsayan geniş bir bölgenin tarihî adı. Geçtiğimiz yüzyıllarda buraların tamamına "Bilådüşşâm" denmiş
Sayfa 155
Asıl Babil yaratılış öyküsünün iki Yunanca versiyonu, çivi yazısının çözülmesinden uzun zaman önce de klasik çağ bilginlerince biliniyordu. Bunlardan birini, Yeni-Platoncu filozofların sonuncusu (M.S. 480 dolaylarında Damascus (... ), Şam( ... )'da doğan) Damascios'a borçluyuz. En önemli eserinin başlığı İlk İlkelerin Güçükleri ve Çözümleri'dir. Bu kitapta, tanrıların ve evrenin kökenleri konusunda Babillilerin görüşlerine ilişkin aşağıdaki kısa özeti verir: Barbarlardan Babilliler evrenin birligi ilkesini sessizce geçiştirip, onun yerine Tauthe ve Apasön diye iki ilke varsayar görünüyorlar; Apasön'u Tauthe'nin kocası sayıp Tauthe'ye de tanrıların anası diyorlar. Bunlardan bir tek-dagan ogul, Möymis dünyaya gelmiş ki, ben bunu iki ilkeden çıkmış zihinsel dünya (voryroç Konpoç) olarak düşünüyonım. Bunlardan bir kuşak daha, Dache ile Dachos, dünyaya gelmiş. Sonra yine bunlardan bir üçüncü (kuşak daha dogımış): Kissare ve Assoros; onlardan da üç tanrı, Anos, Illinos ve Aos, dogmuşlar. Aos'la Dauke'nin de Bel adında bir ogulları olmuş ki, dediklerine göre, dünyanın yapıcısıymış.
Sayfa 110 - pdfKitabı okudu
Reklam
Kuran'da bereketli topraklar olarak geçen biladü'ş-şam neresidir?
Bizim "Şam" olarak isimlendirdiğimiz şehrin Arapça resmî ve günlük kullanımdaki adı Dimaşk. Yabancı dillerde de bu kökenden gelen kelimeler yaygınlaşmış: Damascus (İngilizce), Damaskus (Almanca), Damasco (İspanyolca), Damas (Fransızca)... Şam ise, bugünkü Suriye, Lübnan, Filistin ve Ürdün'ü içine alan, hatta bizim Antakya, Adana, Antep, Maraş ve civarlarını da kapsayan geniş bir bölgenin tarihî adı.
Sayfa 155
Karbon nanotüpler ve Şam çeliği
Haçlılar Müslümanlarla karşılaştıklarında Müslümanların özellikle esnek fakat keskin kılıçlarına hayran olmuşlardı. Her birinde de farklı desenler vardı. Bu kılıçlar o zamanın en iyileriydi ve etraflarında birçok efsane oluştu. Bunlardan en ünlüsünü siz de tarihi filmlerde görmüş olabilirsiniz: Böyle bir kılıç üzerine düşen bir ipek mendili ikiye
SAĞ ELLER HAVAYA
Arapça yamîn “sağ”, daha doğrusu “sağ el”. Sağ elin uğurlu sol elin uğursuz olduğuna dair inanış, en eski zamandan beri tüm insan topluluklarında var. Ortadoğu’nun Sami toplumlarında da sağ avucunu gösterme jesti kadim zamanlardan bu yana doğruluk, güven, dostluk, söz verme ifade etmiş. Yemin etmek, esasen sağ elini kaldırıp göstermek demek. Eskiden yemin vermek denirdi, daha bile somut. Yamîn’in Arapça zıddı asıl yesar değil şa’m, yani sol el. Bunun türevi şom ağızlı’daki şom, yani uğursuz, kutsuz. Ayrıca şe’amet (uğursuzluk) ve meş’um (uğursuz, lanetli) sözcükleri de aynı Arapça kökten geliyor. Misal: “O meş’um günde vatan mateme gark olmuştu.” Arapçanın İslamöncesi döneminde bu kelimeler coğrafi yön anlamında da kullanılmış. Gün doğumunu karşına alırsan sağ güney, sol kuzey olur. O yüzden öz Arabistan’ın güneyindeki ülkenin adı Yemen, kuzeyindeki ülkenin adı da Şa’m olmuş. Şam esasen bugünkü Suriyenin güney kısmını oluşturan memleketin adı, bunun başkenti olan kent de aslen Dımışk yahut Dimaşk, İngilizcesi Damascus. Osmanlı’nın Şam vilayetinin başkenti olduğundan, bizde Şam diye anılıyor.
Damascus Şam oluyor
Güncel bir örnek vermek gerekirse, geçenlerde radyoda dinlediğim bir sohbet programında, hanım sunucu en verimli çağında kariyerinde köklü bir değişikliğe gitmiş olan ünlü konuğuna “Bu kararı iyice düşünüp taşındıktan sonra mı verdiniz, yoksa tıpkı Emmaus’a giden yolda olduğu gibi aniden ortaya çıkan göz kamaştırıcı bir ışık mı size yol gösterdi?” diye sordu. Eğer sunucu hanım Snorri’nin Nesir Edda’sının Hıristiyan nitelikteki çağdaş bir eşdeğerine veya Kitabı Mukaddes’in Resullerin İşleri başlıklı bölümüne önceden göz atmış olsaydı, Emmaus’a giden yol ile Damascus’a* giden yolu herhalde karıştırmazdı.
Reklam
Şam, HZ. İbrahim'den bin yıl kadar evvel kurulmuş bir şehirdi. Damascus-DIMIŞK adı "dem-i şekk" ten geliyordu."Kanın ayrıldığı yer". Yani Kabil'in Habil'i öldürdüğü, yeryüzünde ilk kanın aktığı yer..
Sayfa 385Kitabı okudu
Damascus = Şam
Damascus, dünyanın sürekli olarak oturulmuş en eski kenti olduğu iddiasındadır ve bu iddia pekala gerçek olabilir, çünkü daha M.Ö. üçüncü binyıldan kalma kayıtlarda bile kentin adına rastlanır.