Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Papatya&Yakamoz-11
Yakamoz: Bazen düşünüyorum da, hayat ne kadar da mucizelerle dolu, değil mi? Papatya:Öyle insan, bu mucizevi kainatta her daim bir arayış içinde. Kendini sevdiğini ve en nihayetinde Rabbini buluverir bu alemde. Belki de bu yüzden sevgi diye bir liman verdi bize yaradan, bunca kötülüğe inat ona sığınalım diye. Belki de gözümüzden düşen tüm damlalar birikir, deniz olur da serinliği, ferahlığı, derinliği rahmet olur. Belki kavuşamayız bu dünyada, göremeyiz yüzlerimizi, bakamayız saatlerce gözbebeklerimize. Yağan yağmurlarda ıslanamayız beraber, yada bir çimin üstünde yatıp bulutları seyrelemeyiz. Uçurtma uçuramayız tesellimiz olan şu gökyüzünde. Kağıtlar eskimez yazdığımız şiirlerle. Lakin bir kere yandık birbirimize, yakamoz öyle yandık ki gözlerimiz perdelendi, görmez olduk kimseyi. Bazen merhem olduk birbirimize, bazen nefes, bazen arkadaş olduk, bazen kardeş kendimizi kaybettiğimiz bu dünyada kavuşmayı yazmamışsa yaratan, elbet bir gün gerçek devranda buluşturur bizi, işte o vakit hiç ayrılmayız..." Kendini arayan herkese
Özgür Vural
Özgür Vural
Taş değilsin; ama sayısız damlalar seni oymuş bile.
Sayfa 62
Reklam
Hava karardı, rüzgâr çıktı, sokaklar boşaldı ve sonunda bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı. Tanrım, bu beni bitirdi! Yağmur inmeye başladığında gökyüzüne bakarken damlalar yüzüme çarpınca birden mutluluktan böğürmeye başladım. Deli gibi gülüyordum. Neye güldüğümü de bilmiyordum. Bir şey düşünmüyordum. Kendimi bütünüyle yalnız bulmanın mutluluğuyla çıldırmıştım. O anda bana bir tepsinin üzerinde güzel, sulu bir amcık sunulmuş olsaydı kılım bile kıpırdamazdı. Hiçbir amcığın bana vermeyeceği bir şeye sahiptim.
Ey Genç! Önce kendi nefsinle alakadar ol, ona öğüt ver, sonra başkasına... Kendi nefsinin hatalarıyla meşgul olmaya bak, onu bırakıp da başkasına öğüt verme!
Birleşin oy birleşin. Gözyaşlarım birleşin Kırmak için bendini Zamanın temelinden Birleştikçe damlalar Azalır sızıntılar..
176 syf.
·
Puan vermedi
Herkesin, çocukluğunda bir defa kendinden yaşça büyük birine hissettiği, adına aşk dediği, kendince koruduğu, kıskandığı birisi olmuştur. Karakterimiz Eser’in de naifce sevdiği bir Müzeyyen ablası vardı. Kendinden bile kıskandığı. Okuldan dönüş saatlerini bildiği. Otobüsün yolunu gözlediği. Geç kalınca hesap sorduğu Müzeyyene olan aşkı sayesinde,
Zamanın Yankısı
Zamanın YankısıSerdar Çatak · Martı Yayınları · 202433 okunma
Reklam
Yakamoz& Papatya -10
"Papatya: Bir gün gidersem buralardan, ne yaparsın? Yakamoz, böyle hiç haber vermeden, apansız... Sensizliğe sığınırım, papatya. Papatya:nasıl yani? Bir gün olur da kaybedersem seni, bu şehir bir garip Yakamoz'un yıkıldığı yer olur papatyam; kilitlerle dolu kalbimi, tek bir anahtarla açan sen gidersen, yokluğunda bu kalbi bir daha kimse açamaz. Öylesine yer etti ki şu yaralı gönlümde bir tebessüm edişin, bana tüm acılarımı unutturuverir. Hiçbir şey eskisi gibi gelmez gözüme gayrı. Gökyüzüne bakınca seni hatırlamam, mesela, yada bir çiçek görünce acaba bu da hangi aşığın tesellisi olacak diye düşünmem asla. Sabahlarım bir tuhaflaşır, artık uyanmak istemem rüyalardan. Bilirim seni bir daha göremeyeceğimi, suratsız bir adam olurum mesela, eski yakamoz mumla aranır etrafta tüm gün, çatık kaş, duygusuz bir suratla gezer dururum dört bir yanda. Yanlış anlama sakın, bu sinirim sana değil. Benim tüm öfkem kendimedir, papatya; kendime en çok kendime kızarım. Ben nasıl yaşamışım böyle duygusuz, mantık harici hiçbir şey bilmeyen, kalpsiz bir adam olarak. Nasıl bilememişim seni gördüğüm günlerin nimetini, nasıl görememişim o sıradan gelen günlerin saçtığı muhteşemliği. Kalemim tutmaz olur, değil şiir, tek bir kelime yazamaz bu vurgun. İlhamını kaybeden şair, kanadını kaybeden kuş, suyunu kaybeden balık misali savrulurum burada sensizliğin başkentinde. Ateş sadece kalbimde kalmaz, tüm vücudumu yakar sensizlik. Öyle yakar ki küllerim saçılır seni gördüğüm her bir sokağa... Yağmurlar artık sevimsiz bir ıslaklık olur benim için. Artık görmem seni binlerce damlalar arasında..."
Özgür Vural
Özgür Vural
kendini arayan herkese...
şiirimsin
"Kırk yil hatırı var yüreğimde Dünümün, bu günümün kırıklarını döndüm denizlerin dibine "En büyük güç kalemdir" En keskin kalemle sürdüm umudu ağaç köklerine Yaşamak bir muamma olsa da Böyle zamanlarda yüreğim ayrı atar bir bıkkınlık zelzelesiyle Yüreğim hasreti sırtlamış mecnunlara benzer. Ve uzakları hep sevdirdi bana bu
dalgaları hep duyuyordum- şimdi damlalar da geldi.
Buluşmak Üzre
Diyelim yağmura tutuldun bir gün Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek Öbür yanda güneş kendi keyfinde Ne de olsa yaz yağmuru Pırıl pırıl düşüyor damlalar Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın Dar attın kendini karşı evin sundurmasına İşte o evin kapısında bulacaksın beni Diyelim için çekti bir sabah vakti Erkenden denize gireyim dedin
Reklam
Mazide karanlık vardır. Alevler içindedir mazi.. Yaşamayı istediğinin yanında, istemediği nice zaman dilimleri saklıdır mazide. Acıların yumak yumak olduğu, gözlerin çeşmeye döndüğü, hıçkırıkların boşluğa saplanıp kaldığı ürkütücü bir sahradır mazi... Damlalar halinde sızmaya başlar Ayşe'nin kirpikleri arasından..Her damla berrak bir yöneliş içinde öper yanaklarından...
Odama girip kapıyı kilitledikten sonra , bütün hayatımızı haksızlıkla savaşmaya vereceğimizi ant içmiştik. Elimizi kalbimizin üstüne koyup ant içtiğimiz sırada gözlerinizden, iri damlalar halinde yaşlar boşanmıştı . Çocukça hayaller ama ,vah o insana ki ,bunları duyunca güler!
Yaşam buydu işte, çatlayan olgun narlar, bembeyaz tüller ve kan kırmızısı damlalar.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.