"Söküp almak istediğim matmazel," dedi bir gün, "sizin kalbinizdir." Sağlam laf.
Sayfa 53Kitabı okuyor
Leon bana " Neden ağlıyorlar? Hapse girecek olan benim, " dedi. Duygusuzluğu bir kez daha kanımı dondurmuştu. Duygusal açıdan kördü.
Sayfa 174Kitabı okudu
İmkanı olan düşsün bu lafa :)
"Söküp almak istediğim matmazel," dedi bir gün, sizin kalbinizdir." Sağlam laf. "
– Hərgah gəzinti onun üçün məsləhətlidir, amma o, otağına çəkilib kitab oxumağa üstünlük verir.
– Mənim kimi, – Leon dedi, – həqiqətən də, axşamları kitabla buxarın yanında əyləşməkdən gözəl nə ola bilər? Külək pəncərələrə döyür, otaqda lampa yanır…
Sayfa 107Kitabı okudu
Leon:
"Sizin de başınıza geldi mi bilmem?" dedi. "Hani insanın kafasında belirsiz bir düşünce yer eder? Ya da silik, karanlık bir hayal belirir. Derken bir de bakarsınız ki, kitapta bütün bunlar gayet açık, belirli biçimde anlatılıvermiştir."
Sayfa 94 - Karanfil YayınlarıKitabı okudu
Sinsi mi...
— Bak, dedi, dinle beni. Kabul edersin ki ben dar kafalı bir baba değilim. Fakat bu memlekette rahmetli Leon Blum kadar da ileri düşünemem. Bu memlekette diyorum. Ben pratik adamım. İnsanın aile hayatı iş hayatına tesir eder bu memlekette. Çünkü dedrkodu çoktur. Annenle niçin ayrıldığımızı bir kere daha düşün. Ona anlatamadım bunu. Sinsi ve serkeşti. Göz yummak meselesi ayrı.
Sayfa 198Kitabı okudu
"Söküp almak istediğim matmazel," dedi bir gün, "sizin kalbinizdir." Sağlam laf.
Sayfa 53 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
"Batan güneşi seyretmek kadar hoş şey yoktur bence, hele deniz kıyısında olursa!"
Bay Leon:
"Denize bayılırım," dedi.
Bayan Bovary:
"Sonra, size de öyle gelir mi bilmem," diye cevap verdi. "İnsanın düşünceleri, bu sınırsız düzlükte daha özgürce dolaşır, bunu seyretmek bile ruhunuzu yükseltir, size sonsuzluk, yücelik düşünceleri verir."
Sayfa 91/92 - Karanfil YayınlarıKitabı okudu
...
" Ah, denize bayılırım." dedi Mösyö Leon
" Düşünce bu sınırsız alanda daha serbest dolaşır." diye atıldı Emma, "bu sonsuzluğu seyretmek ruhunuzu yüceltir, insana pek yüce düşünceler verir, değil mi?
...
Sayfa 179Kitabı okudu
"Bazı bazı bir kitapta, bir zamanlar kafanızdan geçmiş, belirsiz bir düşünceye, uzaktan gelen, en ince duygunuzun ortaya serilişi gibi olan, kararmış bir benzetmeye rastladığınız oldu mu hiç?" dedi Leon.
Sayfa 110Kitabı okudu
“Şimdi benim şerefimi kirlettin” dedi. Herkesten önce önce annesi rezil etti. Köyde Mari’nin döndüğü duyulunca, herkes onu görmeye koştu, bütün köy halkı kocakarının kulübesinde toplanmıştı. Yaşlılar, çocuklar, kadınlar, kızlar, hepsi de görmeye can atan, aceleci bir kalabalık hâlinde toplanmışlardı. Mari aç, perişan bir hâlde yerde, kocakarının
-Akşam rüzgâr pencereye vurur, lamba yanarken ateşin başına oturup bir kitap açmaktan daha tatlı ne var ki?
Emma, iri iri kara gözlerini ona dikerek:
-Değil mi?.. dedi.
Léon devam ediyordu:
-İnsan bir şey düşünmez, saatler akıp geçer. Hiç kımıldamaksızın, görür gibi olduğunuz ülkelerde dolaşırsınız; düşünceniz hayalle sarmaş dolaş olarak ayrıntılar içinde oynar, yahut serüvenlerin çevresini izler, şahıslara karışır; onların elbiseleri altında kendi kalbiniz çarpıyor sanırsınız.
Emma:
-Çok doğru!.. Çok doğru!.. diyordu.
Léon:
-Bilmem size de hiç oldu mu?.. Bazen insan bir kitapta kendisinin de aklından geçmiş bir fikre, ta derinden hatıra gelen silinmiş bir hayale rast gelir ki bu, en ince hissinizi anlatıyor sanırsınız.
Sayfa 86 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Elveda demiyorum
"Manuela Leon 1872'de Ekvator devlet başkanının emriyle kurşuna dizildi.
Devlet başkanı idam kararını imzalarken Manuela'yı Manuel yaptı, zira kendisi gibi centilmen bir beyefendinin, kaba yerli bile olsa, bir kadını idam masasınan önüne gönderdiğine dair bir kanıt bırakmak istemedi.
Vergi ödemeye ve köle gibi çalışmaya karşı toprakları ve halkları kışkırtılmış, yerlileri ayaklandırmıştı.Ve bu yetmezmiş gibi bir de hükümetin subayı Teğmen Vallejo'yu askerlerin şaşkın bakışları altında düelloya davet etme densizliğinede bulunmuş ve açık alanda teğmenin kılıcı onun mızrağı karşısında mağlup olmuştu.
O son gün geldiğinde, Manuela idam mangasını karşısına gözlerini bağlamadan çıktı.Ve söylemek istediği bir şey var mı diye sorulduğunda kendi diliyle şöyle dedi:
-Manapi
-Hiçbir şey."
Ocak 8
Sayfa 18
Leon:
- Ben de öyleyimdir, dedi; akşam rüzgâr pencereye vurur, lamba yanarken ateşin başına oturup bir kitap açmaktan daha tatlı ne var ki?
Emma, iri iri kara gözlerini ona dikerek:
- Değil mi?.. dedi.
Leon devam ediyordu:
- İnsan bir şey düşünmez, saatler akıp geçer. Hiç kımıldamaksızın, görür gibi olduğunuz ülkelerde dolaşırsınız; düşünceniz hayalle sarmaş dolaş olarak ayrıntılar içinde oynar, yahut serüvenlerin çevresini izler, şahıslara karışır; onların elbiseleri altında kendi kalbiniz çarpıyor sanırsınız.