Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kendilerinden emin olan toplumlar yansımalarını güven verici, huzur dolu, açık bir dinde bulurlar; güvensiz toplumlarsa korkak, bağnaz, çatık kaşlı bir dinde. Dinamik toplumlar, yenilikçi, yaratıcı bir İslamda yansırlar; oldukları yerde kalan toplumlar durağan, en küçük değişime bile isyan eden bir İslamda yansırlar.
Sayfa 56 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kendilerinden emin olan toplumlar yansımalarını güven verici, huzur dolu, açık bir dinde bulurlar; güvensiz toplumlarsa korkak, bağnaz, çatıkkaşlı bir dinde. Dinamik toplumlar, yenilikçi, yaratıcı bir İslamda yansırlar; oldukları yerde kalan toplumlar durağan, en küçük değişime bile isyan eden bir İslamda yansırlar.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Müslüman toplumu kendini güvende hissettiği her defasında açık olmayı başarmıştır. Böyle zamanlarda ortaya çıkan İslam görüntünün bugünün karikatürleriyle hiçbir benzerliği yakada, tur. Eski görüntünün İslamın başlangıçtaki esas ruhunu daha iyi yansıttığını söylemeye çalışmıyorum ama sadece, bu dinin de, tıpkı öteki dinler gibi, tıpkı öteki doktrinler gibi her dönem- de zamanın ve mekanın damgasını taşıdığını söylemek istiyorum. Kendilerinden emin olan toplumlar yansımalarını güven verici, huzur dolu, açık bir dinde bulurlar; güvensiz toplumlarsa korkak, bağnaz, çatıkkaşlı bir dinde. Dinamik toplumlar, yenilikçi, yaratıcı bir İslamda yansırlar; oldukları yerde kalan toplumlar durağan, en küçük değişime bile isyan eden bir İslamda yansırlar.
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Kendilerinden emin olan toplumlar yansımalarını güven verici, huzur dolu, açık bir dinde bulurlar; güvensiz toplumlar ise korkak, bağnaz, çatıkkaşlı bir dinde. Dinamik toplumlar, yenilikçi, yaratıcı bir İslamda yansırlar; oldukları yerde kalan toplumlar durağan, en küçük değişime bile isyan eden bir İslamda yansırlar.
Değişim şart ancak elmalar değil bozuk olan.
Bir teneke, meyve ile dolu olsa, siz de o meyveleri almak istediğiniz halde buna gücünüz yetmese ne yaparsınız? Sinsi ve gizli bir şekilde tenekeye su dökersiniz. Bir süre sonra elmalar kokmaya başlar. Herkes tenekeyi boşaltmak gerektiğini kabul eder. Aynı şekilde bir toplumu bir arada tutan inanç, değer sistemi, kültür ve bağlantı yumağı bozulursa, o toplumda değişim arzusu uyanır. Bunun için ülkeyi yönetenlerin, iktidarlarını muhafaza için toplumun saçma inançlar içinde olduğu kanıtlanmaya çalışılır. Hatalar abartılır. Değişime arzu yükselir. Çünkü güven zayıflamıştır.
Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Marx, insanı (Kierkegaard gibi bazı düşünürlerin aksine) tüm sosyal gerçekliği içinde ele almaya ve anlamaya çalışıp onların toplum içindeki sınıfsal konumlarını da değerlendirmelerine katmıştır. Bu çalışmalarından çıkardığı sonucu ise şöyle özetleyebiliriz: Toplum, insanların gelişimlerini destekleyebildiği gibi aynı zamanda köstekleyebilmektedir de. İnsanın kendini tam anlamıyla gerçekleştirebilmesi ve özgür kılabilmesi için bu toplumsal kösteklerden kurtulması ya da en azından kendini biçimleyen bu dinamiğin nasıl işlediğini anlaması gereklidir. Marx'ın felsefesi bir başkaldırı felsefesidir. Bu başkaldırının temelinde ise insana, insanın yeteneklerine ve potansiyeline duyulan güven yatmaktadır. Böylesi bir düşünce tarzının köklerini 18. ve 19. yüzyıl felsefi sistemlerinde arayabiliriz. Bu yüzden Freud'un ve Niebuhr'un tanımladığı biçimde: bir suçluluk duygusu altında kıvranan dönemin insanları için Marx'ın dünya görüşü eskimiş gelebilir. Belki başka nedenlerden dolayı insanlar değişime ve gelişmeye karşı olan umutlarını terk etmiş olabilirler. Fakat başka bir grup insan için ise Marx'ın felsefesi, yepyeni kavrayışların, ümitlerin ve aydınlanmaların kaynağı olabilmektedir.
Kendilerinden emin olan toplumlar yansımalarını güven verici, huzur dolu, açık bir dinde bulurlar; güvensiz toplumlarsa korkak, bağnaz, çatıkkaşlı bir dinde. Dinamik toplumlar, yenilikçi, yaratıcı bir İslamda yansırlar; oldukları yerde kalan toplumlar durağan, en küçük değişime bile isyan eden bir İslamda yansır.
KORKU NEDİR? KURANDAN TAHLİL
Takvâ sözcüğünün anlamında “korku” ve “korkmak” unsurları bulunmasına rağmen,takvâ’nın sadece “korku” olarak anlaşılması doğru değildir. Fakat ne yazık ki, birçok meal ve tefsir, takvâ ve ittikâ sözcüklerini sadece “korkmak” anlamıyla açıklamıştır. Takvâ veittikâ sözcüklerinin ifade ettiği korunma ve sakınmanın Arapça’da havf, mehâfet, rehbet gibi
Karşı tarafın söylediklerimizden çok söyleyiş Şeklimiz ve beden dilimiz etkiliyor. . Dürtüler kendini eylemle ifade etmek isteyen duygulardır dürtüsüzlük insanı tembelliği acizliğe ve Yalnızlığa iter dürtülerin aşırı ifade edilmesi ise acımasızlığa başkalarına kötülük yapmaya aceleciliğe sabırsızlığa alçakça olarak bilinen davranışlara sebep
Reklam
Kendilerinden emin olan toplumlar yansımalarını güven verici, huzur dolu, açık bir dinde bulurlar; güvensiz toplumlarsa korkak, bağnaz, çatıkkaşlı bir dinde. Dinamik toplumlar, yenilikçi, yaratıcı bir İslamda yansırlar; oldukları yerde kalan toplumlar durağan, en küçük değişime bile isyan eden bir İslamda yansırlar.
Müslüman toplumu kendini güvende hissettiği her defasında açık olmayı başarmıştır. Böyle zamanlarda ortaya çıkan İslam görüntüsünün bugünün karikatürleriyle hiçbir benzerliği yoktur. Eski görüntünün İslamın başlangıcındaki esas ruhunun daha iyi yansıttığını söylemeye çalışmıyorum ama sadece, bu dinin de, tıpkı ötekiler dinler gibi, tıpkı öteki doktrinler gibi her dönemde zamanın ve mekanın damgasını taşıdığını söylemek istiyorum. Kendilerinden emin olan toplumlar yansımalarını güven verici, huzur dolu, açık bir dinde bulurlar; güvensiz toplumlarsa korkak, bağnaz, çatıkkaşlı bir dinde. Dinamik toplumlar, yenilikçi, yaratıcı bir İslamda yansırlar; oldukları yerde kalan toplumlar durağan, en küçük değişime bile isyan eden bir İslamda yansırlar. Üçüncü Dünya Müslümanları'nın Batı'ya şiddetle hınç duymalarının, sadece kendilerinin Müslüman, Batı'nın Hristiyan olmasından değil, aynı zamanda onlar yoksul, baskı altında, küçümsenmişken, Batı'nın zengin ve güçlü olmasından ileri geldiğini düşünüyorum. Aynı zamanda diye yazdım ama içimden özellikle diye düşündüm. Çünkü bugünkü İslamcı hareketlere bakarken, gerek söylemlerinde gerekse yöntemlerinde altmışlı yıllardaki üçüncü dünyacılığının etkilerin kolayca keşfediyorum: bu arada, İslam tarihini araştırsam da bu hareketlerin açıkça atası olabilecek hiçbir şey bulamıyorum. Bu hareketler Müslümanlık tarihinin saf bir ürünü değil, bizim çağımızın gerginliklerinin, çarpıklıklarının, uygulamalarının, umutsuzluklarının ürünüdür.
Sayfa 56
Kendilerinden emin olan toplumlar yansımalarını güven verici, huzur dolu, açık bir dinde bulurlar; güvensiz toplumlarsa korkak, bağnaz, çatıkkaşlı bir dinde. Dinamik toplumlar, yenilikçi, yaratıcı bir İslam'da yansıtırlar; oldukları yerde kalan toplumlar durağan, en küçük değişime bile isyan eden bir İslamda yansırlar.
''Kendilerinden emin olan toplumlar yansımalarını güven verici huzur dolu açık bir dinde bulurlar; güvensiz toplumlarsa korkak bağnaz çatıkkaşlı bir dinde. Dinamik toplumlar yenilikçi, yaratıcı bir İslamda yansırlar; oldukları yere kalan toplumlar durağan, en küçük değişime bile isyan eden bir İslamda yansırlar.''
Sayfa 56 - yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
Kendilerinden emin olan toplumlar yansımalarını güven verici, huzur dolu, açık bir dinde bulurlar; güvensiz toplumlar-sa korkak, bağnaz, çatıkkaşlı bir dinde. Dinamik toplumlar, yenilikçi, yaratıcı bir İslamda yansırlar; oldukları yerde kalan toplumlar durağan, en küçük değişime bile isyan eden bir İslamda yansırlar.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
73 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.