Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ölüme karşı her zaman tiksintiyle karışık bir korku duydum. Onunla böylesine çok uğraşmam belki de bundan ötürü. Yaşam, bir kış gecesinin ayazına karışan bir soluk gibi çekiyor şimdi beni. O solukla, sönmeye yüz tutmuş bütün ateşleri üflemem gerek. Kentlerin ve anıların ömrü, hazan bir insanın ömründen çok daha kısa. Belleğin durmaksızın ıslak -ve üstelik kirli- bir bezle silindiği bu kargaşadan geride ne kalacak? Bu bir nostalji bile değil artık, çünkü yaşanmış bir şey üzerine kurulmuyor. İnsanın içindeki kimi eğilimleri değiştirmeden, yaşamı değiştirmeye kalmak - saçmalık burada. O zaman gerçek anlamda bir değişimi yaşamak değil, yalnızca bir nesnenin yerini başka bir nesneyle, duyguyla, düşünceyle değiş tokuş etmek durumunda kaldık. Her şeyin çoraklaştığı bu gibi yerlerde, kendi bedenimizde kimi kurtarılmış bölgeler bulmamız kaçınılmazdı aslında. Yağmur bir şeyleri silebildiği gibi, besleyebilir de. Anımsamak istiyorum şimdi, yalnızca anımsamak. Aklım tekmelenmiş bir sokak köpeği gibi uzun uzun uluyor. Bunun için ölümden böylesine çok söz etmek durumunda kalıyorum ve öylesine yaşamla doluyum ki, bir tek anının, bir tek yüzün, gülüşün bile ölmesini aklım almıyor. Yaşamım ölümün elinden kurtarılacak şeylerin bir toplamına dönüştü.
Yaşarken başımızdan hiçbir şey geçmez. Dekorlar değişir, kişiler girer çıkar; hepsi bu. Başlangıçlar da yoktur. Günler anlamsızca birbirine eklenir durur; sonu gelmez, tekdüze bir ekleniştir bu. Başlangıç olmadığı gibi son da yoktur. Bir kadın, bir dost, bir kent bir kere de terk edilemez. Sonra hepsi birbirine benzer zaten. Kimi zaman (pek sık değil) durumu gözden geçirir ve bir kadına bağlandığınızı, kötü bir işe girdiğinizi fark edersiniz. Göz açıp kapayıncaya kadar sürer bu. Sonra tören alayı yeniden başlar, saatleri ve günleri birbirine eklemeye koyulursunuz: Pazartesi, salı, çarşamba. 1924, 1925, 1926… Yaşamak budur işte ama hayatınızı anlatırsanız her şey değişir fakat bu değişimi kimse fark etmez.
Sayfa 66 - Can Yayınları
Reklam
İnsanın içindeki kimi eğilimleri değiştirmeden, yaşamı değiş­tirmeye kalkmak saçmalık burada. O zaman gerçek anlamda bir değişimi yaşamak değil, yalnızca bir nesnenin yerini başka bir nesneyle, duyguyla, düşünceyle değiş tokuş etmek duru­munda kaldık.
Sayfa 116
Eğer yeni bir dünyada yaşamak istiyorsan, bambaşka bir hayatın parçası olmaksa amacın, değişimi istiyorsan, öncelikle bu değişimin parçası olman gerekir.
Destek Yayınları: Nisan 2012 epubKitabı okudu
Reformist feministlerin (burjuvalar) feminizme verdiği zarar
Reformist feministlerin, özgürlüğü yalnızca kadınların güçlü ataer­kil erkekler gibi olma hakkı edinmesi olarak görmesi ne kadar yanlışsa (sınıf ayrıcalığına sahip feminist kadınlar hiçbir zaman yoksul ve işçi sınıfı erkekler gibi yaşamak istediklerini öne sürme­diler), özgürleşmiş erkeğin karşı cinsin kıyafetlerini giymiş bir kadına dönüşeceğini sanmak da konuyu o kadar basite indirgemek demekti. Yine de ana akım feminist düşüncenin erkeklere sunduğu özgürlük modeli buydu. Erkeklerin güçle ve başkalarını geçindir­mekle ilgili fikirlere tutunmaları bekleniyordu. Bunlar ataerkil düşüncenin parçasıydı. Aynı zamanda da hakimiyet kurmaya yap­tıkları yatırımı bırakıp duygusal gelişime yatırım yapmaları bekle­niyordu. Bu feminist erkeklik vizyonu o kadar çelişkiliydi ki ger­çekleşmesi imkansızdı. Bu durumda değişimi dert eden, değişime açık erkeklerin genelde vazgeçerek, gayet sorunlu buldukları ata­erkil erkekliğe dönmesine şaşırmamak gerekir. Erkeklerin kurtulu­şuyla ilgili feminist görüşü sahiplenen bazı erkeklerin eline geçen tek şey, pek az sayıda kadının bu dönüşüme saygı duyduğunu öğrenmek oldu.
Sayfa 120 - Bgst Yayınları, 2.Basım, Haziran 2021.
Önemli Bulduğum Bazı Kavramlar (Bilmek Ve Olmak adlı kitabımdan alıntıdır) Bir insanın kendini geliştirmesi ve gerçekleştirmesi için bazı kavramları ve olguları bilmesini zorunlu görüyorum. Bunlardan bazılarını aşağıda açıklıyorum. Özbilinç: özbilinç en genel anlamıyla kişinin kendi duygu düşünce ve davranışlarından haberdar olma halidir.
Reklam
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
Kaçıp gitmek istediğiniz yerin kaçtığınız yerle aynı olduğunu görmek tam bir aydınlanmaydı. Hapishanenin bir yer değil, bakış açınız olduğunu anlamak. Deneyimlediği, birbirinden apayrı hayatlar içinde, en köklü değişim hissinin ancak kaçıp gitmek istediği hayatta yaşanabileceği, Nora'nın aldığı en garip dersti. Başladığı ve dönûp dolaşıp yine geldiği hayatta. En büyük ve en derin değişimi daha zengin, daha başarılı, daha ünlü olarak ya da Svalbard'da buzulların ve kutup ayılarının arasında olduğu için yaşamış değildi. Eski püskü kanepesi, yuka bitkisi, minik saksılı kaktüsleri, kitaplıkları ve hiç denenmemiş yoga egzersizleriyle dolu kitaplarıyla, o sevimsiz ve rutubetli evde, aynı yatakta uyandığı anda yaşamıştı. Elektrikli piyanoyla kitaplar aynıydı. Kedisinin yokluğu yüzünden ve işini kaybettiği için duyduğu üzüntü aynıydı. Önünde yine bilinmezliklerle dolu bir hayat vardı. Yine de her şey farklıydı. Farklıydı çünkü artık başkalarının hayallerini gerçekleştirmek için yaşamak zorunda hissetmiyordu kendini. Hayalindeki mükemmel evlat, kız kardeş, partner, eş, anne, çalışan olmaya uğraşmaktansa, doyum verici bir hayatı ancak yalnızca insan olarak, kendi amacının yörüngesinde dönerek, bir tek kendine hesap vererek yaşayabileceğini artık anlamıştı. Farklıydı çünkü ölümün eşiğine kadar gelmişken, şimdi capcanlıydı. Çünkü bunu o seçmişti. Yaşamayı seçmişti. Yaşamın sonsuzluğunu görmüş ve o sonsuzluğun içinde yalnızca neler yapabileceğini değil, nasıl hissetmeyi seçebileceğini de görmüştü.
İnsanın içindeki kimi eğilimleri değiştirmeden, yaşamı değiştirmeye kalktık - saçmalık burada. O zaman gerçek anlamda bir değişimi yaşamak değil, yalnızca bir nesnenin yerini başka bir nesneyle, duyguyla, düşünceyle değiş tokuş etmek durumunda kaldık.
Yaşamak budur işte ama hayatınızı anlatırsanız her şey değişir fakat bu değişimi kimse fark etmez gerçek hikayelerden söz edilmesi bunun kanıtıdır sanki gerçek hikayeler olabilirmiş gibi bir şeyler olur ve biz onları tam tersi yönde anlatırız.
Sayfa 66 - CanKitabı okudu
Reklam
İnsanın içindeki kimi eğilimleri değiştirmeden, yaşamı değiştirmeye kalktık- saçmalık burada. O zaman gerçek anlamda bir değişimi yaşamak değil, yalnızca bir nesnenin yerini başka bir nesneyle, duyguyla, düşünceyle değiş tokuş etmek durumunda kaldık.
Sayfa 116 - Kırmızı Kedi Yayınevi, İkinci Basım, Ekim 2017
13 Ölüme karşı her zaman tiksintiyle karışık bir korku duydum. Onunla böylesine çok uğraşmam belki de bundan ötürü. Yaşam, bir kış gecesinin ayazına karışan bir soluk gibi çekiyor şimdi beni. O solukla, sönmeye yüz tutmuş bütün ateşleri üflemem gerek. Kentlerin ve anıların ömrü, bazan bir insanın ömründen çok daha kısa. Belleğin durmaksızın ıslak
Turuncu Defter
Eğer yeni bir dünyada yaşamak istiyorsan, bambaşka bir hayatın parçası olmaksa amacın, değişimi istiyorsan, öncelikle bu değişimin parçası olman gerekir.
Sayfa 57
Dolu dolu ve zengin yaşamak için ihtiyacımız olan her şeyle donatılmış olarak bu yaşama geldik. İhtiyacımız olan tüm bilgeliğe ve bilgiye sahibiz. İhtiyacımız olan tüm yetenek ve yeteneklere sahibiz. İhtiyacımız olan tüm sevgiye sahibiz. Hayat bizi desteklemek ve bize bakmak için burada. Bunun böyle olduğunu bilmemiz ve güvenmemiz gerekiyor. Kapılar sürekli kapanıyor ve açılıyor ve eğer kendi merkezde kalırsak hangi kapıdan geçersek geçelim her zaman güvende olacağız. Bu gezegendeki son kapıdan geçtiğimizde bile, bu son değil. Bu sadece başka bir yeni maceranın başlangıcıdır. Değişimi deneyimlemenin doğru olduğuna güvenin. Bugün yeni bir gün. Birçok harika yeni deneyimlerimiz olacak. Biz seviliyoruz. Güvendeyiz.
155 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.